EJDER PRENSES °35°

4.4K 465 219
                                    

Medyadaki kapak için okuyucuma çok teşekkür ediyorum. Ilk defa bir okuyucumdan hikayeyle ilgili bir şey aliyorum. Şu an duygusal bir topum 😂🙈

Sizinle de paylaşmak istedim.

Bu arada hikayeye gelen yorumların bildirimleri görünmüyor. Wattpad bir türlü şu sorunu halledemedi... Bu yüzden soru sorupta cevap alamayan varsa uzgunum.

Son olarak çok küçük bir ricam var. Sıralamada yukselmek istiyorum ve siz olmadan başaramam bunu. Oy vermediginiz gecmis bolumlere de donerek yildiz tusuna basabilir miyiz? Teşekkür ederim 🙏

Bölüm sonu sorularımızı cevaplamayı unutmayalım. Yorumlarınız yazma şevkimi arttırıyorr.😊

Merakla onları takip ederken burnumun direği sızladı. Neredeyse tüm bedenim kasılırken ağzımı kapatmakta çok geç kalmıştım.

"Hapşu!"

***********

Ani ve yüksek ses boş koridorda yankılanırken içten içe kendime sövdüm.

Tartışan üçlüye ani bir sessizlik çökerken elbisemin eteklerinden tutarak sessiz ama acele bir şekilde geriye adımladım. Saklandığım duvardan uzaklaşınca sanki koridora yeni girmiş gibi adımlarımı sesli ve aceleci bir şekilde atarak teras kapısına ulaştım.

Üç kafa da anında bana dönerken gözlerimin odağında sadece Elis vardı.

Kuruyan dudaklarımı dilimin ucuyla nemlendirdikten sonra sahte bir tebessüm bahşettim.

"Uzun süre etrafta göremeyince merak ettim prensesim. Malum dayınız sizi bana emanet etti."

Sözlerimle birlikte Elis'in kasılı duran çehresinde küçük bir rahatlama yaşanırken Daniel şüpheci gözlerle yüzümü inceliyordu.

"Ne zaman geldin?"

Kaşlarım kendi kendine çatılırken anlamaz gözlerle Daniel'i odağıma aldım.

"Bu ne saçma bir soru?"

Terslercesine konuşmam işe yaramış olmalı ki karşı karşıya duran ikizlerin arasından geçen Elis koluma girerek "Gidelim hadi." Dedi.

Beni bu ortamdan uzaklaştırmak istemesine karşın kafamı sallayarak onayladım. İşime gelirdi.

Burada ne döndüğünü tam olarak kavrayamamış olsam da aklımdaki çarklar çoktan dönmeye başlamıştı.

Henüz teras kapısına ulaşmamışken yerin şiddetli bir şekilde sallanmasıyla ani bir refleksle Elis ile birbirimize tutunduk. Dengede kalmak için uğraşırken şok olan bedenime inat zorlukla konuştum.

"Deprem mi oluyor?"

David kafasını şiddetle iki yana sallarken kulaklarımda bir ıslık sesi uğuldadı. Daha ne olduğunu anlayamamışken şiddetli bir ses ve saçlarımı savuran ani rüzgarla birlikte gözlerim irice açıldı. Terasın mermer korkuluklarını kırarak orta yere düşen kaya parçasının gürültülü sesine Elis'in çığlığı eşlik ederken kaskatı kesilmiş bir hâlde kalakalmıştım.

Saniyeler hızla ilerlerken kalp atışlarım kulaklarımda uğuldadı. Çınlayan kulaklarım sayesinde sesleri algılayamazken kalakalmıştım. Üstümüze doğru gelen kırık parçalarla ne yapacağımı bilemezken kolumdan tutulup şiddetle çekildim. Ani uygulanan kuvvetle dengemi sağlayamazken yere düştük. Mermer ve kaya parçaları etrafa saçılırken az önce bulunduğumuz yere düşen daha küçük bir kaya parçasıyla gözlerim irice açıldı.

EJDER PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin