Tyron Noah

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Tyron Noah...

Onu babasının yanında, ekranlarda, dronların başımızdan aşağı döktüğü afişlerde görmeye öyle alışıktık ki. Kendi suratımdan bile iyi tanıyordum sanki yüzünü. Keskin hatları, kemikli yüzü, alnına düşen siyah saçları ve onlarla uyumlu kömür karası gözleri... Her şeyin sahibi olduğunu haykıran o gururun yerini şu an öfke almış olsa da hala aynı sevimsiz özgüveni bakışlarında görebiliyordum. Gözlerimizin buluştuğu o kısacık anda bana dişlerini göstermekten çekinmemişti. Karşılık olarak tısladım. Aynı bir kedinin bir köpeğe dikleneceği şekilde. Genlerimde yaşayan kaplanın her an biraz daha kontrolü ele geçirdiğini hissedebiliyordum. Dişlerim karıncalanıyor, tırnaklarım tenime baskı yapıyordu.

Tyron bir asilzadeydi, ama aynı zamanda da bir asker. Bir komutan. Ordunun başına geçmek için özel olarak yetiştirilen bir katil. Babasının Dr. Noah olduğu düşünülürse bu çocuğun türümüzün en iyi örneği olduğunu söylemek yanlış olmazdı. Bir kurdun tüm özellikleriyle donatılmış olması yetmezmiş gibi onu hepimizden ayıran kanatlarla ödüllendirilmişti. Ve tanrı bilir daha başka hangi yeteneklerle... Modifikasyonları onu yeterince güçlü kılmamış gibi doğduğundan beri savaşmak için eğitiliyordu şüphesiz. Beni köşeye sıkıştırmak için aklına gelen taktiklerin yarısını bir ömür düşünsem bile hayal edemezdim muhtemelen.

Ama... bilmediği bir şey vardı.

Ark'ın dışında, sistemin dışladığı, bu yüz yıllık tünellere sıkışmış basit bir kızın onun dengi olabilme ihtimalini o bile düşünemezdi. Hızımdan, bir duvardan ötekine sıçrayan kıvrak bedenimden, yaydığım kokudan ve pek tabi bir kamçı gibi peşimden gelen kuyruğumdan modifiye edildiğimi çoktan anlamış olmalıydı. Hiçbir şey değilse de bunlar bir kanun kaçağı olduğumu ele vermeye yeterdi. Devletin kontrol etmediği tüm operasyonlar yasaktı ne de olsa. Oysa karaborsada yasa dışı yetenekler kazanmış bir suçludan çok daha fazlasıydım ben. Ben, Kat, annemin kızıydım. Bir zamanlar N.O.A.H.'nın en iyi bilim kadını, Dr. Leena'nın -ya da hepimizin ona seslendiği ismiyle Dr. L.'in.

Tyron babasının piyasaya sürdüğü en iyi ürün olabilirdi. Bense annemin en gözde eseriydim. Gerçi benim durumumda bu bir seçenekten çok ölüm kalım meselesiydi ya... İşe yaramadığını söyleyemezdim. Hala hayattayım ve bu yüzden kendimi bildim bileli kaçıyorum. Aslında Ark'ın en gözde çiftlerinden birinin kızı olarak ana karada dünyaya geldiğimde bu hayata gözlerini açmış en şanslı çocuklardan biriydim muhtemelen. Ama o şans dört yaşında ölümcül bir hastalığa yakalanana kadar sürmüştü.

İlk modifikasyonum yapıldığında sadece beş yaşındaydım. Yasal sınırın on sekiz olduğunu ve yasa dışı ameliyatımın benimkiyle birlikte ailemin hayatını tamamen değiştirdiğini söylememe gerek yok sanırım. Babam -öz babam- kısa ömrümü kendi değerli varlığının önüne koymayacak kadar akıllı bir adamdı. Hasta bir çocuğu kurtararak tüm geleceklerini çöpe atmanın saçmalığını bin bir farklı bilimsel metotla anneme kanıtlamaya çalışmıştı şüphesiz. Ama Dr. L. bir bilim kadını olduğu kadar bir anneydi de. Elleriyle inşa edilmesine yardım ettiği sistemin kırıklarını görmüş, benim için o çatlaklardan kaçmayı göze almıştı.

N.O.A.H. - IDonde viven las historias. Descúbrelo ahora