3. BÖLÜM

7.9K 204 54
                                    

Arabanın durmasıyla kendime geldiğimde dışarı baktım. Büyük bahçenin içinde olan büyük villa hiçte benim evime benzemiyor du.
Baran'a baktığımda arabadan inmeye hazırlanıyordu. Ben hala hareket etmezken bakışlarını bana çevirdi.
"İn"
Dedikten sonra kendi arabadan inmişti. Hiç bi şey olmamış gibi normal davranması sinirimi bozuyordu. Hala arabada oturmaya devam ederken arkasını dönüp benim inmediğimi gördüğünde,bıkmış bi şekilde nefesini verdiğini gördüm.
Şuan da onun sinirlenmesinden daha önemli bişey vardı. Bilmediğim bi yerde tanımadığım bi adamla birlikteydim. Öyle sakince normalmiş gibi peşinden gitmemi beklemiyordu heralde. Korkuyor olabilirdim ama bu ne derse onu yapacağım anlamına gelmiyordu.

Benim olduğum yere gelip kapıyı açtığında yüzüne bakmıyordum. Bu kadarı da fazlaydı artık.

"Ya insan gibi inersin şu siktiğimin arabasından ya da indirmek zorunda kalırım"

"Ya sen delirdin mi benim ne işim var burda. Evime gitmek istiyorum"
Dedim ağlamaklı bir sesle. Şuan ona karşı koyamayacağımı biliyordum. Elimden ise sadece bu geliyordu

Sıktığı dişleri yüzünden çene kemikleri belirginleşmişti. Benden cevap bekler gibi bakarken,dudaklarımı yaladım. Gözleri duduklarıma kaydığında sesli bi şekilde yutkundu. Bakışlarımı tekrar ondan çekip konuşmaya başladım.
"Evime gitmek istiyorum. Seninle gelmeyeceğim"
Sözlerimin üzerine elleriyle yüzünü sıvazladı. Olduğu yerde bi ileri bi geri,bi kaç adım atmaya başladığında,bütün cesaretim yavaş yavaş siliniyordu. Korkumu belli etmemeye çalışıyordum. Ama pek başarılı olmadığım tirememden belli oluyordu. Eğer korktuğumu düşünürse daha çok üstüme gelecek ti. Bu her zaman böyle olmuştur. Korktuğunu gösterirsen daha çok ezilirsin.
Arabaya doğru bi kaç adım attığında elini sert bi şekilde arabaya vurup bağırmasıyla çığlık atmama engel olamadım.

"İn lan şu arabadan"

Transa girmiş gibi hiç bi tepki veremiyor sadece titriyordum.
Elini kolumda hissettiğimde arabadan hızla indirdi. Eve doğru sürüklediğini biliyordum ama karşı koyamıyordum. Durduğunda kapının önüne gelmiştik. Kolumu bırakıp cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı. İçeri girdiğimizde ışıkları açıp ceketini çıkardı. Bıraktığı yerde hala hareket etmeden durmaya devam ediyordum.

"Salona geç"

"Ruh hastası adam bırak beni. Ne istiyorsun benden"
Göz yaşlarım ardı ardına akarken kendimi tutamıyordum.

"O sesin bir daha yükselmesin Defne.
Odaya geç geliyorum. İnsan gibi konuşacağız"

Verdiği emirle daha fazla sinirlendirmemek için salona geçip kanepelerden birine oturdum. Ağlamaktan yanan gözlerimi elimin tersiyle sildiğimde etrafa bakıyordum. Baran'ın ortalıkta gözükmemesi iyi bişey mi kötü bişey mi karar veremedim. Bunlar neden başıma gelmişti anlayamıyorum. Ben ona hiç bir şey yapmamıştım. Zaten ben onun gibi birine ne yapabilirdim ki.
Bi sonuca varamayacağımı anladığımda kafamı ellerimin arasına almıştım. Aklıma Banu geldiğinde dehşet bi şekilde kafamı kaldırdım.
Onun biç bir şeyden haberi yoktu. Kim bilir nasıl merak ediyordur şimdi beni. Telefonumun yanımda olmaması da ona ulaşmama engel oluyordu. Düşünmeye devam ederken Baran'ın salona gelmesiyle ona baktım.
Giydiği gri eşofman ve siyah tişörtle elindeki viskiyle tam karşıma oturmuştu.
Banu'ya ulaşmamın tek yolu oydu. Ondan yardım istemek zorundaydım. Bu beni rahatsız etse de Banu'ya bunu yapamazdım. Eminim şuan da berbat bi haldeydi. Bakışlarımı ona çevirdiğim de,
elindeki bardaktan viski içerken gözleri hala üzerimdeydi.
Boğazımı temizleyip nihayet konuşabilmiştim.

"Arkadaşımla konuşmam gerekiyor"

"Arkadaşın?"

Sorduğu soruyla tekrar ayağa kalktı. Karşıdaki rafa gidip içkisini tazelemişti. Bu defa oturmamış ayakta bana bakıyordu.

BANA AİT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin