İçinde Koltuk Bulunan Revir

19.3K 1.2K 128
                                    

   BÖLÜMLER YENİDEN DÜZENLENECEKTİR/DÜZENLENMEKTEDİR. BÖLÜMLER ARASI FARKLILIKLAR OLABİLİR.(19.06.2017)

İyi okumalar :).

Öyle korkmuştum ki hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladım. Bir şey demiyor sadece bana bakıyordu. Mavi gözleri sanki olabilecekmiş gibi daha da rengi açılmıştı. Gözlerime bakmayı bırakıp bi sefer boynuma bakmaya başladı. Yapabilecekleri aklıma geldikçe daha da korkuyordum. Üzerimdeki ceketi ortaya çıkmış boynumu kapatmak için çektiştirdim ve gözlerimi ondan ayırdım. O da yaptığımın tam tersini yaptı ve ceketi boynumu açıkta bırakacak şekilde aşağı çekti. Sonra kafasını boynuma gömdü.
"N-ne yapıyorsun?" diye sordum korkuyla.
"Şşh" diye bir ses çıkarttı ve dudaklarını boynuma sürttü. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Pekala, elveda dünya. Yalnız olarak doğdum ve yalnız bir şekilde kanı emilip gideceğim. Gözlerimdeki yaşlar akarken o bu sefer dudaklarını boynuma bastırdı.
"L-lütfen, y-yapma" dedim son bir umutla. Hayatımın böyle bitmesini istemiyordum.
Bacaklarım titremeye başlamıştı.
"Kanının kokusu... Harika. İçmek için sabırsızlanıyorum." dedi. Sanki beni duymuyordu.
Tam dişlerinin ucunu hissettiğimde durmuştu. Geri çekilince tekrar masmavi gözleriyle bakmaya başladı. Etraf kararmaya başlayınca gördüğüm şey çocuğun düşmeme engel olmasıydı.
***

 Uyanınca ilk yaptığım iş etrafıma bakınmak oldu. Revir gibi bir yerdeydim.

''Sonunda uyandın.''

Sol tarafıma döndüğümde hala adını öğrenemediğim çocuk koltukta oturuyordu. 

Evet, doğru okudunuz. Revirde koltuk vardı. Ne işi varsa artık burada? Bir şey söylemedim. Ona bakmayı sürdürüyordum. Bir süre sonra hemşire geldi. Gözleri normal bir renkte kahverengiydi. Ama konuşmaya başlayınca uzun vampir dişleri belli oluyordu. Küçükken öğrendiklerimi ele alacak olursak onun bir yarı vampir olduğunu kolaylıkla söyleyebilirdim.

''Nihayet uyanmışsın.'' dedi güler yüzle. Sadece gülümsemekle yetindim.

''Önemli bir şeyin yok. Ama biraz burada dinlensen iyi olur.'' diye devam etti ve çocuğa döndü.

''Sen de artık sınıfına çıkabilirsin. Sadece dinlenmesi gerekiyor.'' dedi ve revirde bulunan odaya girdi. Burası bir revir için bayağı büyükmüş be.

Zaten uykum vardı. Ben de çocuğun çıkıp çıkmadığını umursamayarak yeniden uykuya daldım.

***

Uyandığım zaman sol kolumun üzerinde bir ağırlık hissettim. Hızlıca o tarafa döndüğümde ağzım bir karış açık kaldı. Safkan çocuk kolumun üzerinde yatıyordu. Dikkatlice bakınca uyuduğunu fark ettim. Saçları dağılmıştı ve çok tatlı görünüyordu. Yine de onun bir vampir olduğunu unutmamak gerekiyordu. Ama vampir olması tatlı olmasını engellemiyordu. Uyanmaması için hareket etmemeye çalışıyordum. Biraz kıpırdandı ve elini karnımın üzerine koydu. Ben nefes alıp verdikçe eli de hareket ediyordu. Sonra elini biraz biraz aşağıya indirdi ve elini tişaörtümün içine soktu. Endişelenmeye başlamıştım. Elini tekrar karnımın üzerine koydu. Artık ona bakmayı bırakmış tavanaya bakmaya başlamıştım. Yüzüne bakmamak çaba harcıyordum. Saatte baktığımda tekrar ağzım açık kaldı. Okul bitmek üzereydi ve ben sadece bir derse girmiştim. Başım ağrımaya başlayınca gözlerimi yumdum ve derin bir nefes aldım. O şekilde ne kadar durdum bir fikrim yoktu. Kolumdaki ağırlık kalkınca gözlerimi açıp çocuğa baktım. Eli hala tişörtümün içindeydi ve bana bakıyordu. Kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

''Kan dolaşımın ve nefes alışverişinle uyumak çok huzur vericiydi.''

Fısıldayışı biraz da olsa korkutucuydu. Sonra benden uzaklaşıp kapıya doğru yürüdü. Ben de hızlıca kalkıp çantamı alacakken başım döndü ve bir an gözlerim karardı. Kolumdan tutulup yatağa oturtuldum. 

''Sen- Nasıl? Neyse boşver.''

Tam ayağı kalktığım anda çocuk beni kucakladı.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Kendim yürüyebilirim.'' dedim sinirle.

''Gerçekten mi? Gerçekten yürüyecek misin yoksa bardan yeni çıkmış ayılmamış adamlar gibi yalpalayacak mısın?'' dedi. Sesi soğuktu.

'' Ne demek istiyorsun sen?''

''Kan şekerin düşmüş.''

Bu muydu? der gibi baktıktan sonra konuştum.

''İyi. Kafeteryadan bir çikolata alabilirim.'' 

''Bunu yapmanı tavsiye etmem. Özellikle vampir okulunda tek insanken ve yanında bir safkan varken.'' sesi bu sefer alaycıydı ve dudağının kenarı yukarı kıvrılmıştı.

Şaşırsamda bir şey diyemedim. Ne de olsa çocuk çok yakınımdaydı ve kanımın taze kokusunu çok yakından almıştı. Ve kan şekeri konusunda haklıydı.

Zaten biz dışarı çıkarken zil çalmıştı.Babamın siyah arabası demir kapının önünde duruyordu. Bizim arkamızdan diğer öğrenciler de geliyordu ve yanımızdan geçenler bize çok tuhaf bir şekilde bakıyorlardı. Safkan çocuğa baktığımda bu bakışlardan hiç etkilenmiyor gibiydi. Arabanın önüne geldiğimizde babam Nathaniel arabadan çoktan inmiş, bize gülerek bakıyordu. Pekala neler oluyor?

On Sekizinci Damla™Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin