56.BÖLÜM𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"

Start from the beginning
                                    

"Anne, Baba uyanın.", dedi Yonca koşarak yatağa çıktı.

"Yonca annemle babam uyuyor işte gel dayımın yanına gidelim bizi at binmeye götürsün", diyen dayısı kılıklı oğluma gözlerimi devirdim.
Göğsündeki ağırlık yavaşça hareket etti. Normaldi başımızın tipinde iki tane cırcır böceği vardı mübarek.

"Bana ne ya ben annemle babamı uyandıracağım.", diyen prensesimin sesi ile Gül tamamen uyanmıştı.
Kafasını göğsümden kaldırıp nerde olduğuna baktı, sonra belindeki ellerimi yavaşça çekti.

"Çocuklar sabah sabah niye böyle bağırarak konuşuyorsunuz siz. Babanız uyuyor hadiyin ses etmeden çıkalım.", dedi kısık sesi ile kurduğu cümleye şaşırmıştım.

"Anne siz niye uyanmadınız bugün? Biz çoktan kahvaltımızı bile yaptık. Saat öğlen oldu biz gene açıktık.", Yonca'nın kurduğu sözlere gözüm kapalı şaşırdım. Biz öğlene kadar uyumuş muyduk?!

"Anne, Babamı da öperek uyandırsana.", Yonca'nın sözlerinin ardından derin bir sessizlik çöktü odaya. Yatakta ki hareketlilik ile Gül'ün yataktan çıktığını düşündüm. Yanağımın üstünde hissettiğim dudakları ile hemen gözlerimi açtım.

Gül şaşkın bakışları ile yüzüme bakıyordu.

"Bir daha öpsene.", dedim şuan ya rüyadaydım yada rüya kadar güzel ve bir o kadar da imkansız bir zaman diliminde. Gerçek olması mümkün olmayan bir rüya..

Gül kaşlarını çattı. "Çocuklar var. Hadi kalk.", dedi bakışlarımı ondan çekmeden konuştum. Tek dert Çocuklar olsun.

"Çocuklar dün Kara dayınız sizi çiftlikte ki atına bildireceğini söylemişti. Koşun o yaşlandı unutmuş olabilir, siz hatırlatın.", dedim gülerek. İkizler sevinçle koşarak odadan çıktı.

"Hah! Sanki bu çocukları ben değil de sen karnında taşıdın. Benim sözümü dinlemeyip senin sözünü dinlemeleri canımı sıkıyor.", dedi Gül kapanan kapıya bakarak söylenmesini kesti, bakışlarını bana çevirdi.

"Sen karnında taşısan da unutma ki onların hamurunda benimde emeğim var.", dedim Gül'ün yüzü düştü.

"Ne emek ama tek gecelik benim aptallığım yüzünden yaşadığımız anın hatalı bir meyvesi.", dedi üzülerek. Yüzümde ki gülüş yerini ifadesizliğe bıraktı. Yataktan kalkıp üstümü giyinmeye başladım. Gül'e bakmadan onu son kez uyardım.

"Bir daha çocuklarımız hakkında hatalı falan diye konuşma. Ben o geceden gayette memnunum. Memnun olmayan sensin. İstanbul'a dönünce o yıllardır istediğin boşanma işlemini başlatacağım. Sende rahatla ben bundan sonra sana göre hatalı olan canımın iki parçası ile yaşamıma devam ederim.", dedim bana söylediği her sözü yutuyorum ama çocuklarıma söylediğim hiç bir kelimeyi kabul etmiyorum artık bir şeylerin farkına varmak gerekti. Altın kafesin içinde ki bülbül hür olmak istiyordu. Kesik bir nefes alarak yatağın ucuna oturdum, omuzumun üstünden ona bakarak konuşmaya devam ettim;

"Çabaladım.. Bir gün o kalbinde bana da yer olsun diye çabaladım ama yokmuş. Ben o kapıda beklemeyi bırakıyorum artık. Senin kalbinde bir tek o şerefsiz var. Sende yeri o kadar büyük ki evlatlarını bile alamadın kalbine..", dedim kırık ama keskin cümlelerim benim içimi paramparça ederken Gül söylediklerime cevap bile vermemişti. Ortama çöken derin sessizlik ile dakikalar sonra ayağa kalktım.

KARA AĞA |Mardin SERİSİ 1,2| TAMAMLANDI Where stories live. Discover now