KAÇIŞ

46 27 3
                                    

Ada uyandığında ilk önce nerde olduğunu algilayamadi. Daha sonra bilinci yerine geldiğinde yatak odasında olduğunu anladı. Yumuşacık yatagindan ani bir hamleyle kalkınca başı  dönmeye  başladı. Tekrar yavaşça yatağa oturdu ve bir şeyler hatırlamaya çalıştı.
Ona nolmustu?
Neden bayilmisti?
Nasıl buraya gelmişti?
Kendine bu soruları sorarak çoğu şeyi hatırlamaya başlamıştı bile. Ama son sorunun cevapi onda yoktu. Nasıl buraya gelmişti?yoksa, yoksa o iğrenç adam mi getirmişti? o pis elleriyle mi taşımıştı Adayı? Ada bu düşüncelerle bir an ürperdi insallah o cani adam ona ellememistir diye dua etmeye başladı. Ada başını arkaya yatırıp oflayacakken başına çok büyük bir agri girdi büyük ihtimalle bayilinca  kafasını bir yerlere çarpmıştı. Yarım saat daha dinlendikten sonra yataktan tekrar kalkıp pencereye doğru yürümeye başladı. Perdeyi açtığında havanın kararmış olduğunu görünce ne zamandır baygın olduğunu merak ederek telefonuna uzandı ve saate bakmasiyla ufak bir şok yaşadı çünkü Ada bir kaç saat değil bir gündür hatta daha fazla süredir baygın  bir şekilde uyumustu. Telefon kapandığı için Ada tekrar telefonu açıp saate baktı. Saat 23:27'di annesinin gelmiş ve o adaminda gitmiş olduğunu düşünüp annesiyle sakin bir şekilde konuşmak ve onu bu işten vazgectirmek için aşağıya inmeye karar verdi ama aynada yansımasını görünce "bu kim lan" diye seslice konuştu 10 saniyenin ardından kendi olduğunu idrak etti. Harbiden kendini taniyamayacak kadar kötü haldeydi. Ilk önce banyoya girip elini yüzünü güzelce yikadiktan sonra soğuk bir düşün onu açacağını düşünüp dus almak için dusakabinin içine girip buz gibi suyun kendisini kaplamasina izin verdi. Dus faslınida atlattıktan sonra sortlu takım pijamasini  alıp giyindi ıslak saçlarını ufak bir havluyla gelişi güzel bir şekilde sardı. Ve hazırdı artık annesiyle konuşup bu işi halledecekti başka yolu yoktu. Ada yavaşça merdivenlerden inerken ilk önce annesinin odasına gidip orda olup olmadığına baktı annesini odasında bulamayınca merdivenlerden inmeye devam etti. Tam salona adım atacakken boğazının kurudugunu fark etti mutfakta bir su içip öyle salona geçmeyi daha mantıklı buldu. Mutfaktaki isinide bitirdikten sonra salona geçti salon boştu etrafa iyice bakindiktan sonra balkon kapısının açık olduğunu gördü annesinin orda olacağını düşünüp bu sefer o tarafa doğru yürüdü balkon ışığı açılmamıştı sandalyede biri oturuyordu bunun farkındaydı Ada ama bu karanlıkta o kişinin kim olduğunu cozemiyordu. Elini ışığa doğru uzatıp lambayı yaktiktan sonra gördüğü manzarayla olduğu yere çakılıp gözlerini yuvalarından çıkacakmış gibi acip bir heykel gibi gördüğü şeye bakıyordu. Adanın beyin hücreleri kaçış alarmı verirken tekrar aynı sey olup bileğinden tutuldu bu adam iki defadir ada tam gidecekken gitmesini engelliyordu. Ada önüne dönüp tiksintiyle bileğini  adamın  elinden kurtarmaya çalıştı ama ne yazıkki adam buna izin vermiyordu o pis ellerini adanın bileğinden çekmiyordu.
"Biraksana ya bilegimi artık aşağılık herif" dedi ada.
"Aaa sen mustekmal kocanla nasıl böyle konursursun aşkım "dedi adam yari sinsi bir sırıtısla.
"Aşkın batsın pislik adam birak bilegimi" diye bu sefer bağırdı ada ve tüm gücüyle bileğini çekince eli korkuluklara çarptı. Demirden olan korkuluklar adanin elini ne kadar ağratsada ada bunu pek umursamadan balkondan çıkıp koşarak odasına gidip kapıyı kilitledi. Hemen bu evden uzaklaşması  lazımdı hemde hemen. Dolabinin üzerindeki bavulu alıp tüm kıyafetlerini dağınık bir şekilde bavulla yerleştirdikten sonra her hangi bir sırt çantasını aldı ve içine biriktirdiği paraları,cüzdanını,telefonunu, kimliğini ve gerekli olan ne varsa oraya koydu üzerini bile değiştirmeden kafasındaki havluyu yatağa atiktan sonra kilitledigi kapı acip hızlı adımlarla merdivenlerden inmeye başladı merdivenlerin sonuna gelince adam bir anda adanin karşısına çıktı ada her nekadar korksada bunu adama belli etmedi. Adamın yanındaki boşluktan geçeceği sırada adam onu belinden tutup kendine doğru yapıştırdı.
"Nereye gidiyorsun prenses ben sana 5 yıl önce bir yere gidemezsin demedim mi şimdi niye kocanın sözünü ikiletiriyorsun bakalım illaki kalbini mi kirayaim bunu mu istiyorsun"
"Bırak beni şerefsiz ben senin prensesin  degillim karın hiç değilim sende benim kocam değilsin hiç bir şeyim değilsin sana hesap verecek değilim nereye gidersem giderim anladın mi beni kuduz köpek bırak beniiii" diye boğazı patlayana kadar bağırdı ada. Ama bu söyledikleri adamın umurunda mi değil .
"Sssssstt bagirma komşular yanlış anlayacak  bugün bizim kötü değil en iyi günümüz olacak gel şöyle "adam adayı sürükleyerek kotuga attı ve gömleğini açmaya başladı.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen lan it kurusu defol git"
"Şimdi görürsün ne yapacağımı " deyip yavaşça adanin üzerine doğru eğilmeye başladı ada etrafa korkarak bakarken hemen yanındaki sehpahin üzerinde olan cam vazoyu fark etti. Adam biraz daha adaya yaklaşınca ada tam fırsatı deyip vazoyu tek eliyle kavrayıp adamın ensesine indirdi o kadar çok hızlı vurmuştu ki vazo adamın ensesinde tuzla buz oldu adam bir an sersemlesince ada hızlı bir hareketle adamı itip koltuktan kalktı ve hemen merdivenlerden çantasının olduğu tarafa doğru koşmaya başladı çantasını burda birakamazdi  her şeyi içindeydi onu almazsa sokakta kalacaktı. Ada bu sefer dis kapiya dogru kosmustuki adamin.
"Lannnn gel buraya"
Demesiyle arkasına baktı adam tam bir kaç adım atmistiki bir anda yere yigildi.
Ada da arkasına bakmadan kapıyı acip koşmaya başladı.

Umarım begenmissinizdir
Bölümler gelmeye devam edecek ama
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Tesekkurlerrrr❤❤❤

KURTULUŞ (yeni hayat basliyor)Место, где живут истории. Откройте их для себя