KUTUP MAVİSİ ∆ KIRK ÜÇ ∆

Start from the beginning
                                    

"Lan çekilsene önümden... Bak sinyal veriyor hala, işim acil  olmasaydı emin ol şu an çoktan yemiştin dayağı. Lan şerefsiz çekilsene!"

Önündeki arabayı sollayıp giderken orta parmağını da göstermeyi ihmal etmemişti.
Ben kıvranıyor kaç dakikam kaldığını hesaplamaya çalışıyordum. Kuzey ise; "Aşkım çok az kaldı dayan 5 dakikalık yolumuz ya var ya yok." dedi ve sinirle direksiyona bir yumruk indirdi.

Sakin olmasını sağlamak için elimi elinin üzerine koydum ve okşamaya başladım. O da bunu anlamış olacak ki daha sakin ve sessiz bir şekilde kullanmaya devam ediyordu. Biraz sonra hastanenin acil yazısı görünmeye başlamıştı. Benim sancılarım artık dayanilamaz bir vaziyetteydi çünkü doğum başlamıştı.

Kuzey hızla acilin önüne çekti ve bağırmaya başladı; " Hemen bir sedye getirin karım hamile suyu geldi." dedi ve ardından söylediklerinden utandı ve başını yere eğdi. Evet Kuzey Bozoğlu utanmışti. Onun bu halleri her ne kadar hoşuma gitse de sancılarım bu anı lekelemeye yetiyordu.

Sedye geldiğinde Kuzey beni hemen kucağına aldı ve sedyeye yatırdı. Üzerimdeki elbiseyi özenle kapattı ve elimi tutup öptü. Şu an hastanedeki herkes bize bakıyormuş gibi hissediyordum. Kuzey bey ve kıskançlıkları her yerde karşıma çıkıyordu.

Hızla beni dogumhaneye doğru götürmeye başladılar Kuzey ise elimi sımsıkı tutmuş birakmamak için direniyordu. " Sen de mi geleceksin?" diye bir soru yöneltmiştim çünkü bu zamana kadar bu konu hakkında hiç konuşmamıştık.

"Evet seni ve kızlarımızı yalnız bırakmak istemiyorum." dedi ve içten bir şekilde gülümsedi.

Şu an o kadar mutluydum ki, bu mutluluğu tarif edebilecek hiçbir kelime bulamıyordum. Dogumhanenin önüne geldiğimizde önce beni aldılar içeri ve hazırlıkları tamamladılar. Doktor birkaç dakika içerisinde kesilen sancılarım için yeniden bir suni sancı vermek için hazırlanıyordu. Kuzey ise üzerine siteril kıyafetleri giyinmiş yanıbaşımda bekliyordu.

Ona doğru gülümsedim ve elimi uzatıp elini tuttum. Şu an onun da ne denli heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu. Doktorun verdiği ilacın etkisi yavaş yavaş etki etmeye başlamış sancılarım yeniden başlamıştı. Kuzey aşağı eğilip alnımdan öptü ve;" Sen çok güçlü bir kadınsın, başarabileceğini biliyorum. Azıcık sabret." dedi ve ellerimi tutup öptü.

"Hadi ıkın kızım az kalmış çok az." diyen doktorum sesi kulağımda yankı yapıyordu. Tüm gücümle ıkınmaya devam ederken doktorun da yardımı sayesinde minigimin birisi dünyaya gelmişti. Onun o minik bedenini görür görmez ağlamaya başlamıştım. Kuzeye dönüp baktığımda ise onun da gözlerinden yaş geldiğini görmem uzun sürmemişti. Ağlıyordu evet Kuzey ağlıyordu.

Doktor minik kızımı kucağıma verdikten sonra diğer minigimin gelmesi için son  kez daha tüm gücümle ıkınmaya başlamıştım. Diğer minigim de dünyaya geldikten sonra sancılarım bitmiş artık huzura kavuşmuştum.  Kuzey daha fazla dayanamamış ağlayarak dışarı çıkmıştı. Onun bu halleri alışılagelmişin de ötesinde bir şeydi.

Son doğan kızımın sesi duyulmamış korkmaya başlamıştım. Doktora dönüp baktığımda telaşla bana bakıyor bir şeyler diyecek oluyor diyemiyordu.

" Ne oldu doktor hanim?" dedim telaşla.

" Kızınız ağlamıyor ne yaptıysak aglatamadık." dedi ve onu da yavaşça kucağıma verdi. Guzellerime baktığımda mis gibi kokuları burnumu doldurmuştu. Diğer kızım ağlayıp sustuktan sonra kollarımda uykuya dalmış diğeri ise hala ağlamamıştı. Öpüp kokladım ve doktora dönüp baktığımda ağlamamı durduramamistim. Kızım... benim melek kızım uyanmamiş mıydı.  Doktor kucagimdan alıp götürdüğü esnada bir ses duyulmuştu bu benim aglamayan kızımın sesiydi. Benden ayrılır ayrılmaz aglamaya başlamıştı. Anne kuzusu olacağı şimdiden belli oluyordu.

Derin bir nefes aldım ve kızlarımı kontrol için doktora verip son işlemlerin de bitmesini beklemeye başlamıştım.

***

Sonunda tüm işlemler bittikten sonra hastane odasında kızlarımla ilgilenmeye başlamıştım. Kuzey karşıda duran koltukta oturmuş beni seyrederken ben Mirayi kucağıma almış emzirmeye çalışıyordum. Asrın ise tam gaz ağlamayı sürdürüyor arada nefes alıp yine devam ediyordu.

Kuzey Asrını kucağına aldı ve odanın içerisinde gezdirmeye başladı. Tutuşu acemi miydi hayır.  Sanki kirk yıllık baba gibi tutuyor öpüp okşuyordu. Asrını sakinleştirdikten sonra yanıma gelen Kuzey dudağıma küçük bir öpücük bıraktı ve; " Dünyanın en güzel annesi sensin. Kızlarımız böyle bir anneleri  olduğu için  çok şanslılar." dedi.

Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra yeni bölüm ile karşınızdayım umarım keyifle okuduğunuz bir bölüm olmuştur. Oy ve yorum yapmayı unutmayın sizleri çok seviyorum ♥️♥️♥️

 KUTUP MAVİSİ  Where stories live. Discover now