d ö r t

3K 208 5
                                    

Yazar Anlatımı:

09.09.2019

Min Soo alelacele inmiş olduğu merdivenlerden düşme tehlikesi atlatırken yolda gördüğü taksinin arkasından durması için bağırmıştı.

Taksi durduğunda koşarak gitmiş ardından binmişti. Okulunun adresini verirken içine derince bir nefes çekmiş ve geriye yaslanmıştı.

Geç kalacağından endişeliydi. Birde üstüne ilk dersleri hiç mi hiç sevmediği fizik hocasıylaydı ve bir dakika bile geç kalsa kesinlikle yok yazılırdı.

Yaklaşık 10 dakika sonra okula vardığında ücreti ödeyip
inmiş ve telefonunu cebinden çıkarmıştı. Aramaya girip Jimin'in numarasını tuşladığında etrafa bakınarak okula ilerliyordu.

"Soo-ah."

Neşeli gelen sesle kıkırdamıştı.

"Hoca gelmedi değil mi?"

"Sanada günaydın arkadaşım."

Gözlerini devirip başını iki yana sallamış ve merdivenlere ilerlemişti. Birkaç dakika daha konuşup telefonu kapattığında sınıfının önüne gelmişti.

İçeriye girip Jimin'in yanına gittiğinde gözünü tekrar devirme ihtiyacı duymuştu. Bir süre sohbet ettikten sonra hocanın sınıfa girmesiyle birlikte ona odaklanmışlardı.

Min Soo zilin sesiyle birlikte derince nefes vermiş ve geriye yaslanıp gerilmişti.

"Bu hoca her seferinde sözlü yapmak zorunda mı ya?"

Jimin'in sitemkar kurduğu cümleyle Soo kıkırdarken yanındaki bedenin bakışları ona dönmüştü.

"Hadi kantine inelim." Diyerek ayağa kalkan arkadaşına karşılık başını sallamış sınıftan çıkıp aşağı inmişlerdi.

"Sen geç bir masaya. Bende kahveleri alıp geleyim."

"Tamam." Demiş ve etrafa göz atmıştım ama boş yer yoktu. Kantin fazlasıyla kalabalıktı.

Jimin bir süre sonra iki kahve ve bisküviyle birlikte yanına geldiğinde Soo'nun bakışları ona dönmüştü.

"Boş yer yok." Diyip omuz silktiğinde Jimin'de kantine göz gezdirmişti. Kantin cidden çok kalabalıktı.

"Sınıfa çıkalım o zaman?" Başını sallayarak cevap veren Min Soo önde giderken aynı zamanda Jimin'in anlattığı olayı dinliyordu.

"Sonra amcanın biri arkamızdan kovalamaya baş-Min Soo dikkat et!"

"Ah!"

Min Soo elinde hissettiği sızıyla karton bardağı elinden bırakırken bakışları önündeki kişiye, Jeon Jungkook'a dönmüştü.

Jungkook bakışlarını kahve dökülmüş beyaz tişörtünden kaldırıp ona sabitlediğinde Soo sinirlendiğini gözlerinden anlamıştı. Yutkunarak dudaklarını aralamıştı.

"Özür dilerim. Ben...göremedim."

Jungkook alayla gülüp üzerine doğru yürüdüğünde Jimin, Soo'yu kolundan tutup kendine çekmişti. Jungkook'un bakışları ikisi arasında dolaştıktan sonra tekrar genç kızı bulmuştu.

"Önüne baksaydın görürdün."

"Ben arkadaşımla sohbet ediyor-"

"Etme! Senin yüzünden tişörtüm mahvoldu."

Genç kız tekrar yutkunup ona bakmıştı.

"Özür dilerim."

Jungkook'un dudaklarından 'hah' nidası yükselirken Soo Jimin'in kolunu tutmuştu. Jimin, Soo'yu diğer tarafına çekmiş ve Jungkook'un karşısına geçmişti.

"Özür diledi. Abartmasan ?"

Genç adam gözlerini devirmiş ikisine de küçümseyerek baktıktan sonra yanlarından geçerken birkaç şey mırıldanmış ve kantine girmişti.

Min Soo'nun bakışları arkadaşına döndüğünde Jimin gülümsemiş ve elini omzuna koymuştu.

"Merak etme. Sözlerinin hiçbirinin gerçeklik payı yok."

Genç kız başını sallamakla yetinmiş ardından kantinden çıkıp merdivenlere ilerlemişti.

O ne salaktı ne de bir aptal.



Yayımlanma tarihi: 19.06.2020

Düzenlenme tarihi: 18.03.2022

Kantindeki Kahve || jjkWhere stories live. Discover now