on beş

5.7K 488 272
                                    

Elindeki kalemle oynamayı bırakıp, derin bir nefes aldı kahve saçlı delikanlı. Her sınav öncesinde az da olsa stresli olması onun özelliklerinden biriydi. Birazdan girecekleri diferansiyel denklemler sınavı - her ne kadar sınava çok çalışmış da olsa - onu geriyordu. Sınavı başarıyla geçeceğini içten içe bilse de gerilmesine engel olamıyordu.

Yanındaki sırada oturan Barış'a çevirdi gözlerini. Barış, Kaan'ın ona baktığını fark edince gülümsedi. "Sınavı tokatlıyoruz değil mi?" Kaan da Barış'ın bu cümlesine gülümsedi. "Tabii ki."

İçeri giren sınav görevlisinin ardından iki delikanlı da sessizliklerini koruyup, önlerine döndüler. Kısa boylu, siyah saçlı kadın elindeki soru kağıtlarını dağıtmaya Kaan'ın oturduğu sol, en ön sıradan başlamıştı. Önüne konulan kağıda baktı Kaan hemen. Sorulara hızlıca göz attığında onların dün çözdüğü sorulara çok benzediklerini gördü. Ciğerlerine derin bir nefes çekip, eline kalemini aldıktan sonra soruları çözmeye başladı. 

*

Aradan geçen bir buçuk saatlik sürenin sonunda Kaan, bütün soruları çözülmüş olan sınav kağıdını sınav görevlisine geri teslim etti. Yanındaki sıranın ayağına yasladığı siyah sırt çantasını asker yeşili kazağının üzerinden omuzlarına geçirip, sınıfı terk etti. Sınıfın kapısından çıkıp, soluna döndüğü zaman duvara yaslanmış, onu bekleyen Barış'ı gördü. "Seni bekledim," dedi gülümseyip.

"Teşekkür ederim," dedi Kaan. Barış'a karşı kendini hep müteşekkir hissediyordu zaten. Barış, ailesinin ilgilendiği gibi ilgilenmeye çalışıyordu onunla, ve bunu hiçbir karşılık beklemeden yapıyordu.

"Ee," dedi Barış. "Ne yapacaksın şimdi? Yurda mı gideceksin, yoksa bara mı?"

"Okulda azıcık daha oyalanıp bara gideceğim," dedikten sonra ekledi Kaan. "Bugün sınav yüzünden erken çıkıyoruz, patronla konuşup ekstra mesai istedim. Sen ne yapacaksın?"

Barış gülümsedi. "Bilmem. Eve geçer, belki akşama da bir biranı içmeye gelirim."

Barış'ın en son bara içmeye geldiğinde neler olduğunu hatırladı Kaan bir anda. Olanlar film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu. "Sadece bira ama," dedi o yüzden. Sarışın delikanlının yeniden sapıtmasını istemiyordu.

"Tamam tamam," dedi Barış da. "Bir eve gideyim de, ondan sonra haberleşiriz."

Kaan kafasını sallayarak onu onayladı. "Tamamdır."

Barış son defa gülümseyip "Görüşürüz," dedikten sonra krem rengi sırt çantasının kollarını sıkıca kavradı ve adımlarını koridorun sonundaki merdivenlere atmaya başladı. 

Tabii ki de eve gitmeyecekti. Bugün 2 Kasım, Kaan'ın doğum günüydü. Yeni kurduğu hayatındaki ilk doğum gününü yalnız başına geçirmesini istemiyordu. O yüzden de hazırlıklara birkaç gün öncesinden başlamıştı bile. Hazal, Serkan ve Serkan'dan telefon numarasını aldığı Ümit'i örgütlemişti.

Merdivenleri inerken cebinden telefonunu çıkarıp WhatsApp'a girdi.

* Çiçeğimin Doğum Günü *

Barış: Kaan'la sınavdan çıktık. Akşam bara gidiyor

Ümit: Tamamdır

Hazal: Barış

Gelirken pastayı getirmeyi unutma

Barış: Pasta işi neden bir anda bana kilitlendi aq

Hazal: Çünkü tatlıcıda çalışıyorsun?

Serkan: Mantıklı jhvdjhdsfvhds

Ümit: Mantıklı

sarmaşık | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin