*

Uykunun etkisi altından çıkıp, gözlerini aralamaya başladı. İlk fark ettiği şey ise üstüne örtülen kareli, kahverengi battaniye olmuştu. Bu koltuğa oturduğunda, üzerinde bir battaniye olmadığından emindi.

Gözleriyle çabucak etrafı taradı. Sağ tarafında kalan çekyat, onun ilerisindeki televizyon, önündeki tekli mavi koltuk ve yerdeki püsküllü halı dışında başka bir şey görememişti baktığı yerlerde. "Barış?" diye seslendi. 

"Efendim?" Ses bir yandaki odadan, mutfaktan geliyordu. Üstündeki battaniyeyi katlayıp, oturduğu koltuğa koyduktan sonra adımlarını küçük mutfağa attı. Mutfağın sonundaki ocağın üstünde, iki adet tencereyi ısıtmakla meşguldü sarı saçlı delikanlı.

Kapı eşiğine yaslanıp, kollarını bağdaş yaptı. "Neden uyandırmadın beni?" dedi yemek karıştırmakla meşgul olan sarı saçlı delikanlıya.

Barış bakışlarını tencerelerden çekip Kaan'a çevirdi. "Kıyamadım," dedikten sonra ekledi: "Buraya geldiğinden beri bir gün bile olsun dinlenmedin Kaan. Neden kendini bu kadar yoruyorsun?" dedikten sonra masaya koyduğu tabaklara kabak yemeği ve makarna koymaya başladı. 

Barış yemekleri koyarken Kaan da sırtı mutfak kapısına gelecek şekilde masaya oturdu. Bakışlarını Barış'a dikti. "Gerçekten bilmek istiyor musun?"

"Evet," dedi Barış, yemekleri servis etmeyi bitirip, masada Kaan'ın karşısına oturduktan sonra. "Bilmek istiyorum."

Kaan bakışlarını önce önüne konulan yemeklere, sonra da Barış'a çevirdi. "Ailemle bir takım anlaşmazlıklar yaşadık. Lise hayatım çok zor geçti. Üniversiteye geçtiğimde de kendi hayatımı kurmak için hazırlıklara başladım. Para biriktirdim, geçiş yapmak için ortalama kastım falan. Bütün hazırlıkları tamamladığımda da hemen buraya geldim," dedikten sonra gülümsedi. "Şimdi de buradayım. Seninle karşılıklı yemek yiyorum."

Barış da ona gülümsedi karşılık olarak. Makarnasından bir çatal alıp, lokmasını yuttuktan sonra konuşmaya başladı. "Ailenle aranızda ne olduğunu anlatman için seni zorlamayacağım. Kendini ne zaman rahat hissedersen o zaman anlatırsın. Anlatmak istediğin gün ben yanında olacağım."

"Teşekkür ederim Barış," dedikten sonra kabak yemeğinden bir çatal aldı. Tadını gerçekten beğenmişti. Bakışlarını hemen Barış'a çevirdi. "Çok lezzetli. Bunu sen mi yaptın?"

Barış'ın yüzüne havalı bir ifade yayılmıştı hemen. "Tabii oğlum. Ne sandın? Sana hazır yemek yedirir miyim ben?"

Duyduğu cümleyle yüzüne buruk bir gülümseme yayıldı. En son bu kadar lezzetli yemekleri annesinin elinden yemişti. Kendini uzun zaman sonra ilk defa bu kadar önemli hissetmişti kahve saçlı delikanlı. Bir arkadaşı onu evine kalmaya çağırıyor, uyuyakaldığı zaman üstünü örtüyor, o gelecek diye yemek yapıyordu. "Tekrardan teşekkür ederim Barış," dedikten sonra zorlukla yutkundu. "Annemden sonra ilk defa bu kadar çok ilgi gördüm."

Duyduğu cümleyle Barış'ın boğazına bir yumru oturmuştu. Karşısındaki çocuğun hiç hak etmemesine rağmen bu hayatta kötü şeyler yaşadığını fark ediyordu. Onun bu haline de üzülmeden edememişti. Cidden, bir insan neden çocuğunu hayatta bir başına bırakırdı? Özellikle Kaan gibi saf, güzel kalpli bir çocuğu...

*

"Bu soruda parametrelerin değişimi yapıyorduk," dedi Kaan, bir yandan önünde duran deftere integral işaretleri ve formüller çizerken. Barış ise aynı anda hem Kaan'ı izlemeye, hem de anlattığı soruları dinlemeye ve anlamaya çalışıyordu. Başarılı da oluyordu tabii, ama bazen dikkatinin dağılması ve soruyu kaçırması da kaçınılmaz oluyordu. 

Kafasını sallayıp, defterini Kaan'dan aldı. Çok sıkı çalışmıştı iki delikanlı da. Şimdiye kadar derste çözülen bütün soruları kendileri baştan çözüp, tekrar etmişlerdi. Yemek yedikten sonra el birliğiyle mutfağı toplayıp, kendilerine bir çalışma alanı oluşturmuşlardı. Ondan sonra ise dakikaların nasıl geçtiğinden habersizlerdi. Özellikle Barış, hem de anlatan kişi Kaan olunca...

Birbirini kovalayan dakikalarından ardından Barış elindeki kalemi, önündeki kareli deftere bıraktıktan sonra ellerini ensesinde birleştirdi ve oturduğu sandalyede arkasında yaslandı. "Benden bu kadar valla. Soruları hatim ettik oğlum, sen de bırak artık." 

Kaan kafasını sorudan kaldırıp, bakışlarını karşısındaki sarı saçlı çocuğa çevirdi. "Haklısın. Yoruldum zaten," dedikten sonra eşyalarını siyah çantasına koyup, ayaklandı. "Tuvalet ne tarafta?"

Barış'ın "Benim odamın içinde," demesinden sonra Kaan mutfağı terk etti. Barış da tek başına kalmıştı mutfakta. "Sanırım vakti geldi artık," dedi kendi kendine. Eşyalarını sırt çantasına doldurduktan sonra mutfaktan çıkıp, adımlarını salona attı. Krem rengi çekyatın üstüne oturup, dizlerini kendine çekti. 

Aradan geçen birkaç dakikadan sonra Kaan, lacivert bir eşofman altı ve beyaz bir tişört giymiş bir şekilde salona giriş yapmıştı. Gözleri Barış'ı bulduğunda şaşırmıştı. Neden çekyatta o pozisyonda oturuyordu ki? "Barış?"

Barış bakışlarını Kaan'a çevirdi. "Yanıma oturur musun?" dedi kısa bir sessizliğin ardından.

Kaan ilk başta sorgulayan bakışlarla Barış'a bakmışsa da onu ikiletmeyip, Barış'ın sağ tarafına oturmuştu. Barış gibi o da dizlerini kendine çekmişti. "Bir şey mi oldu?"

Tam o anda Barış kafasını, sağında oturan delikanlının omzuna yasladı. Derin bir nefes alıp, kokusunu çekti ciğerlerine. Çok güzel kokuyordu. Barış'a Kaan'ın kokusunu sorsalar, muhtemelen "Kaan gibi kokuyor. Çok özel, sadece ona özel..." demekten öteye gidemezdi. 

Kaan şaşkınlıkla Barış'a bakışlarını çevirince, Barış bir açıklama yapma ihtiyacı varmış gibi hissetti. "Özür dilerim. Biraz bencilce bir istekti. Sadece bunun nasıl hissettireceğini merak etmiştim."

Şaşırmıştı kahve saçlı delikanlı. Ne hissetmesi, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. O yüzden aklını, mantığını, duygularını ve düşüncelerini devre dışı bırakıp, kendisini ortamın akışına bıraktı. Kafasını yanındaki delikanlının kafasının üzerine yasladı. "Önemli değil," dedi sessizce. 

Aldığı geri dönüş sonrası Barış çok şaşırmıştı. Aldığı kokudan sonra bayram eden ciğerleri, şu an kalbinin yaptığı darbelerle dövülüyordu. Hızlanan kalbini Kaan'ın fark etmemesini diledi içinden. Zaten başka bir isteği de yoktu. Uzun zamandır bu kadar huzurlu hissetmemişti. Bu güzel andan sonra, başka ne isteyebilirdi ki?

-------------------------

Feels geldi mi alttan alttan?

#boyxboy etiketinde 20.sıraya çıktık! gördüm mutluluktan havaya uçuyordum aqqq hepinize çok teşekkür ederim ♥

sarmaşık | bxbDonde viven las historias. Descúbrelo ahora