yaralar üst üste düşünce kanarmış,

219 51 5
                                    

bana elini uzattı, dünya elleri sandım; evim elleri sandım ve kandım.

karşısında koca adamı görmeyi beklemeyen kız şaşırmış, korkmuş, ağlamış sonra evine sarılmış; sarıldığı an geçti sanmış ama kanmış.

virân, denize karşı bakan banka oturdu. kız, tek bir saniye bile gözlerini denizden çekmedi. virân, ilk defa sevdiğinin yüzünü bu kadar yakından inceledi.

o kadar güzeldi ki, ona gülmeyi yasaklayan tanrıya kızdı. derin bir nefes çekti içine, denizin kokusu sevdiğinin kokusuna karışınca, ölmek istedi.

o kadar güzel hissetti ki, ilk defa yaşadığı bu hissin karşısında bitmek, tükenmek ve yokolmak istedi.

yine siyahlara bürünmüştü kadını. saçları gibi siyah sarmıştı bedenini. tanrı yine acımamıştı, virân'ın küçüğüne. telefonunu açtı.

virân;

yine yasa bürünmüşsün çiçeğim.

yine renklerini çalmışlar,

yine gözlerin kadar siyah her bir parçan ve yine siyaha gömmüşsün tüm renklerini.

lavinia'm,

dönsene bana.

gözlerimde renkler yetiştirdim yıllarca senin için sevgili,

belki bir gün gözlerin gözlerime denk düşer,

senin yasın bana karışır,

renklerimiz sevişir diye.

kız, telefonuna indirdi gözlerini. içi sıkıştı. gözleri doldu. boğazına bir yumru oturdu. yutkunmak istedi. yutkunamadı.

boğazına oturan yumru,
kalbini ikiye parçaladı.

sonra parçalara ayrılmış yüreğini,
virân'ın ömrüne pay biçti.

09.06.2020/01:00

virân'ı buldum. :')

ışıksız sokakların eskimiş yağmurlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin