sırların gizlediği yaralar,

159 37 9
                                    

gece gözüme batan güneş gibi, gülüşün.

kız çok korktuğu için, adam tüm sırlarını tanrıya satıp küçük kızına ışık almıştı.

lavinia;

geceleri göğsümde açan tek çiçek sen,

göğsümün yanık yarası,

kabuk tutmaz ki burada hiç bir acı.

özür dilerim.

iki mavi arasına gömmem gereken şeyler var.

elinden tutmak için çırpınan ellerim var.

v, keşke kader olmasaydı.

keşke, biz tanrının terkettiği caddelerde büyümeseydik.

son mesaj,

son sözler,

ve son gece.

bazı ruhlar yaralıdır,

ve bazı yaraların tedavisi yoktur.

ölmek için güzel bir zaman dilimi.

gönderilmedi.*

"ve silinen yazılar."

gülümsedi lavinia. elini yüzüne kapattı. ağlamak istedi ama bu gece o da gelmedi içinden.

hissediyordu. sona yaklaşmıştı.

hissediyordu. yaşamadan geçecek gibiydi bu dünyadan.

yas tutmak, kaderine çivilenmiş gibi acı içindeydi.

ayağa kalktı ve paltosunu giydi.

birikmiş bir kaç mektubu aldı masasından, yazmak da kurtarmıyor bir yerden sonra diye geçirdi içinden.

evden çıktı ve herşeyin biteceği ama sonsuzluğa uğurlanacağı o sahile doğru yürümeye başladı.

dudaklarında dönen şarkıyı yol boyu tekrar etmeye başlayınca, yolun çok uzun olacağının farkındaydı.

kayıp bir bavul gibiyim havaalanında,

ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda,

çok mu ayıp hâlâ mutluluk istemek?

neyse, zaten hiç halim yok.

20.06.20/09:24

bu yollar niye böyle uzun,
bu satırlar niye böyle kısa?

ışıksız sokakların eskimiş yağmurlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin