1. BÖLÜM: "Mağaranın Esiri"

636 46 42
                                    

Birinci bölüme başlarken oy ve yorumlarınızı beklediğimi söylememek olmaz. Hepiniz yolculuğumuza hoş geldiniz.



1. BÖLÜM: "Mağaranın Esiri"



"Sizi kime benzetiyorum, bilir misiniz? Cellatların elinde gülerek, parça parça olmaya katlanan bazı kişilere!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sizi kime benzetiyorum, bilir misiniz? Cellatların elinde gülerek, parça parça olmaya katlanan bazı kişilere!"

-Dostoyevski, Suç ve Ceza


"Ardından aralık kalan kapıya bakakaldı. Her akşam eve döndüğünde onunla buluşturan, sanki cennete açılan kapı... Anahtarlarını unuttuklarında sırtlarına dayanak olan kapı şimdi örtülmeye bile değer bulunmamıştı. Sanki birlikte terk edilmişlerdi; koca duvarların arasına sıkışmış, tüm renklerini kaybetmişlerdi.

Artçılarla sarsılıyordu vücudu. Bu olanları kaldıramayacaktı. Bir şeyler duymalıydı, bir sebebi olmalıydı! Keyfine göre bir sıcak bir soğuk davranamazdı. Hızla inip kalkan göğsü yanıyordu. Hayır, her zaman onun istediği olmayacaktı.

Koşarak evden çıktı. Duvara çarptığı kapının gürültüsünü işitmedi kulakları. Hızla merdivenlerden inerken titriyordu bacakları. Gök gürültüyle kükrerken kendini sokağa attı, sağanak yağmura esir olduğunda ancak fark edebildi ev terlikleriyle çıktığını. Tereddüt etmeden sokak boyu koşmaya devam etti. Arabası hala aynı yerdeydi. Farlar yanıyordu, içindeydi. Daha hızlı, daha da hızlı koşmaya başladı. Yavaşlasa olduğu yere yığılacaktı sanki.

Ulaştığında yağmurun yıkadığı arabanın kapısı açıldı ve o indi aşağı. Kordan farksız gözleri göründü. Bileğinden tutup çekerken siyah bir şemsiyeyi açıp başlarına siper etti. 'Ne yapıyorsun burada?'

'Artık kaçamazsın," diye cevapladı güçlü çıkan bir sesle. "Yeter. Bıktım usandım anlıyor musun? Ne söylemek istiyorsan açık açık söyle. Artık kaçma lüksüne sahip değiliz, dönemeyeceğimiz kadar ileri gittik. Bana bir sebep ver.'

Bir adım yaklaştı. Kirpiklerinin arasından bir damla süzüldü. Sıcak nefesi tenini okşadı. 'Duymak istediğin ne?'

'Sence?' Titreyen dudaklarını ısırdı. 'Beni sevdiğini duymak istiyorum! Benim gibi yanıp tutuştuğunu, tüm kuralları unuttuğunu...'

Başını kavradığında nefes kesildi, kelimeler silindi. Güzel yüzündeki ıstırap sesine de sinmişti. 'En başında aşık olmamamı bana sen söylemiştin.'

'Gerçeği kabul etmeyen, ne dediğini bilmeyen aptalın biriydim,' diye fısıldadı acı veren bir gülümsemeyle. Düşünmek istemediği itiraf dilinde çözümlenmişti.

'Nihayet... kaybettin.' Diğer eli de yüzünde yer ederken dudaklarını onunkilere bastırdı, şemsiye düştü, yağmur onları kucakladı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kaf Dağı'nın Ardında Biz VarızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin