Einundvierzig

437 32 33
                                    

Son 14 gün

"B-Batu mu?"

"E-"

"Mısra"

Karşıdan koşarak gelen Doruk'u gördüğümde ona döndüm. Beni nasıl bulmuştu?

"Neyse, sonra görüşürüz Mısra"

El sallayarak yürürken tepki veremiyordum. Bilinmeyen cidden benle mi konuşmuştu?

Doruk yanıma oturmadan şemsiyeyi üstüme tuttuğunda elimden tutarak kaldırmıştı.

Ben hala donuktum.

"Mısra noldu sana"

"Doruk ya" diyerek ona sarılarak ağlamaya başladığımda Doruk'ta beni kendine çekmişti.

"Mısra ama gitmemiz gerek burda durursak hasta olcaz zira benim götüm donuyor"

Normalde bu dediğine gülmeliydim ama bu haldeyken gülemiyordum bile.

"Eve mi gitcem bide"

"Hayır bize gitcez"

"E Melike teyze?"

"Tontişime çaktırmadan odaya akarız"

Kafa sallarken yavaş yavaş yürüyorduk.

"Saat kaç"

"8.00"

"Siz yeni mi dağıldınız"

"Evet de nerden anladın"

"Karşıdan Atakan geliyor da o yüzden"

Kalbim yine dakikada 300 atmaya başlayınca kafamı önüme eğdim.

Sanki böyle görünmeyeceksin gerizekalı Mısra.

En azından denedim.

"Mısra iyi misin?"

"Bilmem, bir bak" diyip dik dik ona baktım. Napıyorum ben ya.

"Kanka yarın konuşursunuz" diyerek Doruk lafa atladı.

"Tamam"

Heh aferin Mısra. Birde giderayak tersledin çocuğu bravo sana. Gerizekalı.

Doruk'ların kapısının önüne geldiğimizde Doruk anahtarlarını çıkartıp kapıyı açtı. Odaya doğru ilerlerken annesine seslendi.

"Tontiş biz Mısroşla odamdayız"

"Tamam"

Beni odaya götürdükten sonra kendisi mutfağa gitti. Döndüğünde elinde sıcak kahveler vardı.

Donmuştuk zaten.

"Hadi anlat bakalım"

"Neyi"

"Of Mısra. Seni bulduğumda ağlıyordun ve tanımadığın biriyle gülerek sohbet ediyordun?"

"Senden saklamak istemiyorum"

"Saklama zaten"

"Atakan'dan hoşlanıyorum"

Ilk önce gözleri sonuna kadar açıldı. Sonra beni gösterdi. Yaptığı saçma salak hareketlere gülümserken kafa salladım.

"Atakan'dan hoşlanmak sen"

"Evet ben hoşlanmak Atakan'dan"

"Allah'ım peki bu durumda benim günahım neydi?"

"Yok"

Mandalinalı Sodam 🍊 | Texting Where stories live. Discover now