Bölüm 13

16.5K 654 32
                                    

Barın'ın sorusuyla bir anda vücudum ısınmaya başlamıştı resmen. Önümdeki kadehlerden birini kafama diktim bir anda. "Bayılacağım şimdi."

Göktuğ elimdeki kadehi zorla aldığında gözlerimi tam karşımda oturup gözlerini bana diken Barın'a baktım. "Ay yok ben bir lavaboya gideyim." Üçü de kahkaha attı. "Ateş bastıysa demek."

"Çok biliyorsunuz." Yerimden kalkıp lavaboların olduğu kısma yöneldiğimde Barın'ın da yerinden kalktığını gördüm. Umarım düşündüğüm şeyi yapmazdı.

"Gece!" Tam lavaboya girecekken adımı seslenmesiyle gözlerimi sertçe yumup ona döndüm. "Efendim?"

"Mesajıma cevap vermedin." Kaşlarımı çatıp ona bakışlarımla ateş etmeye çalıştım. Pek etkilenmişe benzemiyordu. "Cevap verilecek bir mesaj göremiyorum ben." Kaşlarını kaldırıp şaşkınca baktı. "Ben bir soru sorduğuma emindim oysa."

"Bir erkek arkadaşım olsaydı, onun bir barda başkasıyla dans etmesine izin vermezdim." Ağzımdan çıkanlara ben bile inanamazken bir anda o da şaşkınlıkla doldu ama çok geçmeden yerini ifadesizliğe bıraktı. "Gamze seni neden kıskansın ki?"

Ses tonunda hiçbir ima olmadığı halde bir anda sorusunu 'sen kimsin ki seni kıskansın' olarak algıladım ve öfkeyle doldum. "Beni kıskanması saçma olurdu. Kendisi kim bilir şu an ne yapıyorken hem de." Yüzümde piç gülümsemesiyle ona baktığımda bir anda üstüme atılıp kolumu sertçe kavradı. "Bir şey ima ediyorsan devamını getir."

Kolumu ondan kurtarıp kırgın bir şekilde gözlerine baktım. İfadesi bir an kırılır gibi oldu ama çok geçmeden toparladı. "Bir şey ima ettiğim yok. Her şey açık değil mi?" Kaşlarını çatıp etrafına baktı ve bir anda beni tutup yan tarafımızdaki kapıdan içeri soktu ve ışıkları açtı. "Ne diyorsun?"

Bir anda dibime girmesiyle duvara yapıştım. "Herkesin söylediğini söylüyorum sadece. Bir şey dediğim yok." Düşünceli bir şekilde kafasını salladı. "Herkes böyle mi söylüyor?" Haline içim burkularak bakarken kafamı salladım. "Barın... zaten muhtemelen siz bu ilişkiye başlarken de onun nasıl bir kadın olduğunu biliyordun."

"Biliyordum ama..."

"Üstelik sen de ona pek sadık sayılmazsın anladığım kadarıyla." Durumumuzu gösterip imayla kafamı salladım. "Halimize bakılırsa."

Yüzünü buruşturup benden biraz uzaklaştı. "Şu kıskanç kız arkadaşlardan olduğunu söylemeyeceksin değil mi?" Soğukkanlı durmaya çalışıp ona aldırmadan elimi yanımda duran kapının koluna attım. "Seninle muhabbet etmek isterdim ama gitmeliyim."

Kapıyı açıp dışarı çıktım.

Direkt kendimi lavaboya atıp elimi hızla atan kalbimin üstüne koydum. Onunla ilk kez bu kadar yakın olduğumuz halde bu anlar şaşırtıcı bir şekilde bana tanıdık gelmişti ama aldırmadım.

Karşısında ne kadar güçlü durmaya çalışırsam çalışayım sözleri beni gafil avlamıştı. Bana karşı takındığı bu tavırla ilk kez karşılaşıyordum, normalde değil beraber dans etmek, birkaç cümle dışında doğru düzgün muhabbet bile etmezdik. Gerçi durumlar böyleyken onu evime davet etmiştim ve belki de bana biraz daha samimi davranma isteğinin altında yatan neden de buydu.

Yine de bu tutumu karşısında keşke kendime hakim olabilseydim ama yıllardır uzaktan sevdiğim adamla uzansam tutabileceğim kadar yakın bir mesafeden konuşmak alışık olduğum bir şey değildi ki!

Kendi kendime dalıp gitmeme garip gözlerle bakan kıza göz devirip sakinleşince lavabodan çıktım.

Biraz daha içsem iyi olacaktı anlaşılan.

Farketmeden | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin