☆ 1.7 ☆

501 57 105
                                    

1.7

Ertesi gün okula doğru yürürken bir yandan da bilekliğimi takmaya çalışıyordum fakat becerebildiğim söylenemezdi. Bahçeye girdiğimde adımlarımı durdurdum ve tüm dikkatimi verip bilekliğin klipsini küçük halkaya geçirmeye çalıştım.

Bu bilekliği Çağlar Almanya'ya gitmeden önce bana almıştı. Sık sık takardım ve bugün masamın üzerinde olduğunu görünce de takmaya karar vermiştim. Çağlar'ın bilekliği görünce yaşayacağı sevinci düşlediğimde yüzümde bir gülümsemenin oluşmasına engel olamıyordum.

Nefesimi dışarı vererek önüme düşen saçların uçmasını sağladıktan sonra bir süre daha takmaya çalıştım fakat beremeyince sinirle alnıma vurdum. Hiçbir zaman böyle şeyleri takamazdım. Keşke sabah evden çıkmadan önce anneme söylemeyi akıl edebilseydim.

"Yapamıyorsan yardım edebilirim?" Aniden yanımda beliren bedenle irkildiğimde bu hâlim onu güldürdü.

"Gerek yok, hallettim ben." Benim bile şaşıracağım kadar mesafeli ve soğuk bir sesle konuştuğumda yavaşça yutkundu. Üzüldüğünü görebiliyordum. Onu üzmek istemiyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Çağlar'ı bu kadar çok severken ona umut verip daha da çok üzmek istemezdim.

Kolumu tuttuğunda böyle bir şey beklemediğim için afallayarak ona baktım. "Ne yapıyorsun?" diye sorduğumda ise diğer elimden bilekliğimi aldı. "Bırakır mısın kolumu, istemiyorum."

"Korkma," dedi ve benim aksime çok kolay bir şekilde bilekliğimi taktı. "Yemeyeceğim kolunu."

Bilekliğimi takmasıyla eş zamanlı olarak Giray'ın bana temas eden ellerinin geri çekilmesi bir olmuştu. Çağlar sert bir biçimde Giray'ı omzundan ittirdi ve gerilemesini sağladı.

"Sana bırak dedi, anlamıyor musun?" Oldukça sert çıkan sesiyle Giray'ın üzerine yürüdüğünde Giray'ın geri çekilmek için hiçbir girişimde bulunmadığını fark ettim. "Bu inadının sebebi ne?"

"Anlamadığını söyleyemezsin."

Giray'ın dudaklarının arasından dökülen kelimeler bardağı taşıran son damla olmuştu. Çağlar hırsla bir elini kaldırıp yumruğunu Giray'ın suratına geçirdiğinde, "Eyvah, gitti burun." diyerek yüzümü buruşturdum.

Sonrasında ise Çağlar'ın çileden çıkmış hâlini görünce hızla kolundan yakalayıp onu durdurmaya çalıştım.

"Çağlar," Cevap vermedi. Üzerine çıkmış olduğu Giray'ın suratına bir yumruğunu daha geçirdiğinde istemsizce gözlerimi yumdum. Sanırım Giray'ın burnu gerçekten gitmişti.

Kan görmeye dayanamayan bir insan olarak onlara bakmak bir hâyli güçtü benim için. Bu sefer Giray'ın, Çağlar'a yumruğunu geçirip üzerine çıktığını gördüğümde, "Dur!" diye bağırdım. Bahçedeki herkes etrafımıza toplanmış, dizi seyreder gibi kavgayı seyrediyordu.

Benim bağırışımla Çağlar'ın suratıyla buluşturmak üzere olduğu eli havada kaldığında, "Yapma, lütfen," diyerek durmasını umut ettim. Çağlar'ın yediği her yumruğu kendim yemiş gibi hissediyordum. Onun canının yandığı gerçeği canımı daha çok yakıyordu.

Giray derin bir nefes aldı ve elini aşağı indirdi. Çağlar'ın yakasını tutan diğer eliyle de onu sertçe bıraktı.

"Teşekkür ederim," Beni dinleyip Çağlar'ı bıraktığı için ona teşekkür ettiğimde bana bakmadan yanımdan geçip gitti. Gitmeden önce yüzünün kan içinde olduğunu görmüştüm.

Çağlar ayağa kalktığında sinirle omzuna vurdum. "Ne yapıyorsun oğlum sen!"

Kanayan burnuna dokunup ukala bir şekilde güldü. "Kavga ediyordum." dediğinde ise gözlerimi devirdim. "Bak sen, nasıl anlamadım ben bunu?"

Burnunun ve kaşının kanadığını görünce tekrar omzuna vurdum. "Aptal, ne diye kavga ediyorsun hemen?"

"Bir dur be kızım. Şu çocuktan yemediğim dayağı senden yiyorum."

"Kesin öyledir." Ona sert bir bakış atmaya çalışsamda hâlini görünce bakışlarım yumuşuyordu. "Yürü," diyerek koluna girdim. "Revire gidiyoruz, kıskanç."

"Kim kıskanç? Ben mi?" Omuz silkti. "Ne alakası var, sadece sevgilime dokunan birini dövdüm. Bunu her sevgili yapar."

Tekrar gözlerimi devirip güldüm. Ders zili çalmıştı fakat ilk derse girmeyi reddederek revire doğru yürüdük. Giray'ın hâli çok daha kötüydü. Umarım biri de onunla ilgileniyordur diye düşünerek onu bir kenara bıraktım ve Çağlar'la ilgilendim.

Giray'ı seviyor musunuz?

Beni Kendinden Kurtar ღ 𝔱𝔢𝔵𝔱𝔦𝔫𝔤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin