13 . BÖLÜM

26 8 0
                                    

Emre diye bir kaç kere seslendim ama hiçbir yanıt vermedi . Bu ruh hastası adam onu bayıltmış olmalıydı

" Ne yaptın ona adi herif " dedim bağırarak. Sinirle yanıma gelip çenemden sıkıca tuttu

" Sana kaç kere daha bana bağırma demeyecek miyim ?" dedi sinirle çenemi sıkarak

" Ona naptın " dedim biraz daha sakin bir şekilde. Benim sakinleştiğimi görünce çenemi bıraktı ve arkasına döndü

" Onu sadece bayılttım ama bir karar vermen lazım ve bunun için zamanın kısıtlı " dedi sakın bir şekilde ve bana döndü

" Ne kararından bahsediyorsun sen " dedim yanıma gelip önümde durdu

" Ya sen ya da sevgilin " dedi .

" Açık açık konuş " dedim emir vererek

" Yani diyorum ki ya sen öleceksin ya da emre . Ve bu kararı sen vereceksin sadece 48 saatin var . Uzun uzun düşün güzel kız " dedi ve elimi ayağımı çözdü

" Beni niye çözdün?  " dedim . İğrenç bir şekilde kahkaha attı

" Dedim ki kendi kendime zaten ölecekler biraz hasret gidersinler " dedi ve odadan çıktı. Hemen emrenin yanına gittim kaşı ve dudağı patlamıştı.

" Emre uyan " dedim onu sarsarak ama uyanmadı " Emre , korkuyorum " dedim ve biraz daha sarstım

" Ö-öykü " dedi zar zor konuşarak. Sevinçten hemen ona sarıldım ve ona baktım. Gözlerinden yorgunluk akıyordu. Göz altları morarmıştı

" İyi misin emre ?" dedim onu kaldırarak

" İyiyim sen nasılsın " dedi deminkine göre daha iyiydi

" İyiyim sen beni merak etme " dedim ve kaşının patladığı yeri öptüm. Hafif bir gülümsedi . Sonra dudağının kenarını öptüm

" Geçti mi ?" dedim gülerek

" Geçmez olur mu sen öpersinde " dedi ve güldü. Aklıma ikimizden birinin öleceği geldi aklıma

" Emre sana bir şey söyleyeceğim " dedim çekinerek

" Söyle birtanem " dedi ona diktim gözlerimi. Gözlerinde endişe korku vardı. Benim için üzülmüştü

" Mustafa bana şey dedi ıı... ya sen öleceksin ya da emre dedi düşünmek için 48 saatin var dedi ve gitti " dedim gözyaşlarım akarken . Emreye bakamıyordum ama yavaşça gözlerimi ona çevirdim gülüyordu

" Ne diye gülüyorsun sen ölücez diyorum sen sırıtıyorsun " dedim hala gülüyordu

" Mustafa salağı neden bıraktı seni " dedi tebessüm ederek ve devam etti

" Baya bir salakmış yani ama bunu kullanmamız lazım " dedi ve ayakkabısını gösterdi

" Ayakkabının içinde telefon var oradan buğrayı ara " dedi ' ciddi misin ' der gibi ona baktım kafasını sallayınca hemen ayakkabısını çıkardım ve telefondan buraya konum attım

" Harikasın birtanem " dedim ve yanağından öptüm

" Böyle bir şey olacağını biliyordum zaten " dedi . Kapıdan sesler gelince telefonu yine aynı yerine koydum ve başımı emrenin omzuna koydum

" Ooo çiftimiz hasret mi gideriyor yoksa son saatlerini mi geçiriyor " dedi gülerek Mustafa

" Eee kim ölecek?  " dedi gülerek. Ne kadar kolaydı söylemesi. İnandırıcı olması için gözümden bir damla yaş akıttım

Kabullendim ( TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now