Emre diye bir kaç kere seslendim ama hiçbir yanıt vermedi . Bu ruh hastası adam onu bayıltmış olmalıydı
" Ne yaptın ona adi herif " dedim bağırarak. Sinirle yanıma gelip çenemden sıkıca tuttu
" Sana kaç kere daha bana bağırma demeyecek miyim ?" dedi sinirle çenemi sıkarak
" Ona naptın " dedim biraz daha sakin bir şekilde. Benim sakinleştiğimi görünce çenemi bıraktı ve arkasına döndü
" Onu sadece bayılttım ama bir karar vermen lazım ve bunun için zamanın kısıtlı " dedi sakın bir şekilde ve bana döndü
" Ne kararından bahsediyorsun sen " dedim yanıma gelip önümde durdu
" Ya sen ya da sevgilin " dedi .
" Açık açık konuş " dedim emir vererek
" Yani diyorum ki ya sen öleceksin ya da emre . Ve bu kararı sen vereceksin sadece 48 saatin var . Uzun uzun düşün güzel kız " dedi ve elimi ayağımı çözdü
" Beni niye çözdün? " dedim . İğrenç bir şekilde kahkaha attı
" Dedim ki kendi kendime zaten ölecekler biraz hasret gidersinler " dedi ve odadan çıktı. Hemen emrenin yanına gittim kaşı ve dudağı patlamıştı.
" Emre uyan " dedim onu sarsarak ama uyanmadı " Emre , korkuyorum " dedim ve biraz daha sarstım
" Ö-öykü " dedi zar zor konuşarak. Sevinçten hemen ona sarıldım ve ona baktım. Gözlerinden yorgunluk akıyordu. Göz altları morarmıştı
" İyi misin emre ?" dedim onu kaldırarak
" İyiyim sen nasılsın " dedi deminkine göre daha iyiydi
" İyiyim sen beni merak etme " dedim ve kaşının patladığı yeri öptüm. Hafif bir gülümsedi . Sonra dudağının kenarını öptüm
" Geçti mi ?" dedim gülerek
" Geçmez olur mu sen öpersinde " dedi ve güldü. Aklıma ikimizden birinin öleceği geldi aklıma
" Emre sana bir şey söyleyeceğim " dedim çekinerek
" Söyle birtanem " dedi ona diktim gözlerimi. Gözlerinde endişe korku vardı. Benim için üzülmüştü
" Mustafa bana şey dedi ıı... ya sen öleceksin ya da emre dedi düşünmek için 48 saatin var dedi ve gitti " dedim gözyaşlarım akarken . Emreye bakamıyordum ama yavaşça gözlerimi ona çevirdim gülüyordu
" Ne diye gülüyorsun sen ölücez diyorum sen sırıtıyorsun " dedim hala gülüyordu
" Mustafa salağı neden bıraktı seni " dedi tebessüm ederek ve devam etti
" Baya bir salakmış yani ama bunu kullanmamız lazım " dedi ve ayakkabısını gösterdi
" Ayakkabının içinde telefon var oradan buğrayı ara " dedi ' ciddi misin ' der gibi ona baktım kafasını sallayınca hemen ayakkabısını çıkardım ve telefondan buraya konum attım
" Harikasın birtanem " dedim ve yanağından öptüm
" Böyle bir şey olacağını biliyordum zaten " dedi . Kapıdan sesler gelince telefonu yine aynı yerine koydum ve başımı emrenin omzuna koydum
" Ooo çiftimiz hasret mi gideriyor yoksa son saatlerini mi geçiriyor " dedi gülerek Mustafa
" Eee kim ölecek? " dedi gülerek. Ne kadar kolaydı söylemesi. İnandırıcı olması için gözümden bir damla yaş akıttım
YOU ARE READING
Kabullendim ( TAMAMLANDI )
RomantikusYolun sonuna gitmek aslında son değil sonsuzlukmuş ...... Öykü ve Emrenin hikayesini okumaya var mısınız? ...... Yıldızlar bana senin gözlerini hatırlatıyor gece gibi sakin ve huzurlu ay gibi parlak ve tek eşi benzeri olmayan