Dreamer. minsung

I can't touch you anymore.

Duştan çıktığında giyindiğinde okula geldiğinde hatta sevgilisiyleyken bile aklında Jisung vardı.

Hyelim kantin masasında biraz daha ona kayarken mırıldandı.

"Neyin var?" dedi Minho'nun yüzünü kendine çevirirken.

"Çok solgunsun." dedi yüzünde gerçek bir endişe vardı kızın.

"İyiyim." dedi Minho kızı geçiştirmek için. Jisung'u kahve makinasına ilerlerken görünce Hyelim'in dokunuşundan kurtulup sandalyesini biraz daha o tarafa çevirdi.

Minho'nun ani dönüşüyle Hyelim de otomatın o tarafa bakmaya başladı.

"Artık konuşmuyorsunuz." dedi Minho'ya. Gizli özneler Jisung ve Minho'dan başkası değildi.

"İlişkimiz başladığından beri aranızda bir soğukluk seziyorum." dedi Hyelim çoğu şeyden haberi vardı aslında sadece Minho bunu bilmiyordu.

Jisung ikisini hissetmiş gibi onların masasına döndüğünde Minho ışık hızıyla gözlerini çekti ondan.

"Canını sıkan şey o mu yoksa?" dedi Hyelim Minho'nun sessizliğini delip geçercesine.

"Evet." dedi Minho ilk kez doğruyu söyleyerek.

"Canımı sıkıyor."

"Arkadaşlığın bu kadar önemliyse gibip onunla konuşmalısın." dedi Hyelim Minho'nun elini tutup. Çocuğun yüzündeki en ufak değişimi bile yakalamaya çalışıyordu.

Kızın yüzünde gerçek bir anlayış vardı.

Minho kendine bir kez daha sövdü içinden.

Arkadaşları Jisung'dan şüphelenmeye başlayınca çözümü Hyelim'de görüp onunla konuşmaya başlamıştı.

Çevresi kendini aydın zanneden aptallarla doluydu. Ve onlara itaat ederek en büyük aptallığı Minho yapıyordu. Onlar ibne deyip güldüklerinde, vurduruyormuş deyip aşağıladıklarında birini o sadece susup oturuyordu.

Sürekli Jisung'un evine gidip gelmesinden şüphelenmeye başladıklarında arkadaşları; Minho aynı boktan şeylere maruz kalacağını anlamıştı. Sadece kendisinin değil Jisung'un da.

Haykırmak istemişti onlara. Bunu seçemezsiniz demek istemişti. Bu sadece basit bir cinsel haz değil her şeyin ötesinde bu sevgi.

Ama ağzından çıkan şey 'yanlış anlamışsınız' olmuştu.

Aklına ilk gelen yalanı uydurmuştu o anda.

"Hyelim var biliyorsunuz." demişti.

"Aynı apartmandalar onu görmeye bahane."

Arkadaşları sırtını patpatlayıp gülüp onu desteklemişlerdi. Güzel kız eminim boş dönmezsin deyip bunun birkaç gömlek değişiği cümlelerle ona gaz vermişlerdi.

Minho'nun yaptığı ilk şey ise gidip Jisung'dan ayrılmak olmuştu.

Geçer nasılsa demişti kendi kendine.

Biraz kalp ağrısı olur ama sonra geçer.

Ama geçmemişti. Büyümüştü içinde. Ondan uzak durdukça ona daha da kapıldığını anlamıştı Minho. Hasta olduğunu hissettikçe ilaçlarını almasını söylemiş, gecenin bir yarısı yarı çıplak camdan sarkıp onu sevdiğini söylemişti. Onu etkilemek istemiş ama çevresine çizdiği dar alanda debelenmesini izlemişti.

İğrenç biriydi.

Jisung yanılıyor demişti kendi kendine. Asıl kullanılan kontrol edilen benim. Asla karşı koyamıyorum onlara.

Midesiz herifin tekiyim.

Bir erkeği arzulayıp bununla alay geçenlerle de arkadaşlık yapıyorum.

Minho'nun uzun süreli sessizliğini Hyelim bozdu.

"Onları umursama." dedi yumuşakça.

"Sırf onlar sevmiyor diye Jisung'la olan konuşmanı kesme."

"Döneyim mi ona yani?" dedi Minho kızın gözlerine bakarken.

"Dön." dedi Hyelim buruk bir gülümsemeyle.

"Hyelim ben-"

"Biliyorum Minho." dedi Hyelim onun sözünü kesip.

"Biliyorum."

"Ne zamandan beri?" diyebildi sadece Minho.

Kendini daha ne kadar berbat hissedebilirse o kadar berbat hissetti.

"Oluyor biraz." dedi Hyelim gülümsemeye çalışıp.

"Bakışlarından bile belli aslında."

"Başlarda sadece aranız kötü diye böyle davranıyorsun sandım ama,"

"Bu hikayenin benden önce bir tarihi olduğuna da eminim." dedi.

"Özür dilerim." dedi Minho.

"Seni böyle boktan bir şeye bulaştırdığım için."

"Ve diğer her şey için."

"Önemli değil diyemeyeceğim Minho. Sadece bu boktanlığını bitir ve düzgün bir açıklama hak eden herkese hak ettiği şeyi ver." dedi Hyelim kırıkça.

"Sadece artık doğru olanı yap."

"Nereye aitsen oraya git."

"Yapacağım." dedi Minho gözleri dolarken.

"Ait olduğum yere gideceğim."

*Yıldızlı kısım gerçekten sevdiğim bir kitabın alıntısı [Koralin ve Gizli Dünya]