26

198 18 22
                                    

Bulut'tan

Selam millet ! Sanırım Çağıl'ın ilk bölümde yazdığı gibi ' Benimle mutlu olur, benimle gözleriniz dolar.' ifadesini bundan önceki yazdığım yazıda uç duygularımı birlikte yaşadık. Benim üzüntüm sizin üzüntünüz oldu, ağlamama çok üzüldünüz.

Benimle empati kurup beni anladığınız için, duygularımı paylaştığınız ve beni bir yakınız gibi gördüğünüz için çok mutlu oldum, çok teşekkür ederim. Her ne kadar mutlu olsam da sizin kötü hissetmenize neden olduğum için de bir o kadar üzgünüm, lütfen kusura bakmayın.

Daha fazla sizi bekletmeden anlatacağım şeylere geçiyorum. Umarım keyifle okuyacağınız bir yazı olur.

Yekta da bize katıldı, yiyecek ve içecekleri paketlememiz bitince son kez bir kontrol yaptıktan sonra salona geçip Hazar ve Yalçın'ın gelmesini bekledik. Yarım saat olmadan Yalçın'dan 'Gelmek üzereyiz :) ' diye mesaj gelince Yekta ve Çağıl'a söyledim,  piknik sepetimizi ve birkaç minderi alarak bizim arabamızın yanına indik. Bagaja eşyaları yerleştirdiğimiz sırada Hazar ve Yalçın geldi. 

Hazar bizim arabanın arkasına park edince arabadan ilk önce Yalçın çıktı, peşinden Hazar da çıktı ve bagajdan birkaç şey alarak bizim bagaja getirdi. Bütün bu süre zarfında gözüm Yalçın'daydı. 

Sanki bir günde bütün enerjisi çekilmişti ve şu an sadece bize çaktırmamak için gülümsemeye çalışıyordu. Hızla arabanın yanında duran Yalçın'ın yanına gittim ve sarıldım. Ne yapabilirdim ki 'Kötü görünüyorsun, ne oldu ?' diyemezdim... 

Birkaç saniye sonra o da bana sımsıkı sarıldı ve hiç beklemeyeceğim cümle döküldü dudaklarından: ' Dün benim yüzümden üzüldüm değil mi ? Baksana gözlerinin altı şişmiş. ' . Bir an ne diyeceğimi bilemedim... Kısmen onun yüzünden üzülüp ağlama krizine girmiştim ama bu olaydaki önemli nokta 'değer verdiğim birinin üzülmesine dayanamamam'dı yani Hazar, Yekta, Çağıl da üzülse aynı tepkiyi verecektim.

Elimi saçlarına götürüp saçlarını okşadım ve 'Sakın bir daha böyle bir şey duymayayım hatta düşündüğünü bile hissetmeyeyim. Bilirsin hislerim kuvvetlidir.' dedikten sonra gıdıklamaya başladım Yalçın'ı.

İlk önce 'Dur, yapma gülmeye bile halim yok.' diyerek ellerimi tutmaya çalışsa da bir süre sonra kahkaha atmaya başladı. İşte bu kadardı, Yalçın'ın yüzü gülüyordu. 

Yalçın koluma girerek beni bizim arabanın oraya götürdü.  Bizi gören Çağıl yanımıza geldi ve toplu sarılmamızı yaptık. Yalçın sarılma bitince Çağıl'ın ve benim saçlarımızı karıştı.

Yekta ve Hazar'ın yanına gittiğimizde Yekta 'Sana toplu kucaklaşma yaparlar dememiş miydim ?' diyerek Hazar'ın omzuna kolunu attı Hazar da ona gülümsedi. Mutluydum çünkü Yalçın kötü hissetmiyordu ve Yalçın kötü hissetmediği içim Hazar da ilk geldiklerine göre daha mutluydu. 

Yekta ve Çağıl öne oturdu, Yekta arabayı kullanıyordu her zamanki gibi.  Hazar 'Bildiğim kadarıyla yol iki saat sürüyor, yarı yoldan sonra ben sürerim ya da şimdi sen sür dönüşte ben sürerim.' dedi.Yekta'da emniyet kemerini takmadan önce 'Tamamdır, dönüşte sen sürersin.' diye fısıldayarak Yalçın'ı işaret etti.

Kafamı çevirip bakınca uyuyakalmış Yalçın'ı  gördüm ve araba hareket etmeden arkadaki minderi alıp Hazar'a verdim, tekrar kendi yerime oturdum. Demek ki sabahtan beri çok yorulmuş diye düşünerek kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım.

Saçımla oynayan birini fark ettim ama bu Yekta ya da Çağıl değildi. Hızla gözümü açınca yukarıdan suratıma bakan Yalçın'ı gördüm. En son müzik dinliyordum...

Demek ki uyuyakalmışım ve ben uyurken Yalçın uyanmış ve dizlerine minder koyarak başımı yerleştirmiş sonra da saçlarımla oynamış bir süre.

Kalkmak için hareketlenince Yalçın beni olduğum yerde tutarak ' Uzanmaya devam et, yol biraz sıkıntılı kalkınca miden bulanabilir.' dedi. Düşünceli dostum benim... 'Peki sen ?' dedim. 'Ben etkilenmiyorum sorun yok.' dedi. 

Hem ensemden hem dudağımdan öpülmemle gözümü açtım. Tekrar uyuyakalmışım... Önümdeki Çağıl'a kocaman bir öpücük vererek arkama döndüm ve Yekta'nın çenesini tutarak kaldırdım ona da kocaman bir öpücük verdim. Sonra 'Sarılma zamanı !' diyerek kollarımı açtım. Hızla bana sarıldılar. İşte mutluluk buydu. Sevdiklerinle birlikte olmak. 

Bir süre sarıldıktan sonra ikisi bir olup beni gıdıklamaya başladılar. Bir yandan gözlerimden yaş gelecek kadar gülerken bir yandan 'Yapmayın.' diyerek ellerini uzaklaştırmaya çalışıyordum ama ne mümkün.

Yeteri kadar güldüğümü düşünmüş olacaklar ki gıdıklamayı bıraktılar ve biri bir gözümdeki biri diğer gözümdeki göz yaşlarını silerek öpücük kondurdular gözlerime ve eklediler 'Sadece mutluluktan ağlayabilirsin tamam mı pofuduğumuz ?' . 'Tamam.' diyerek bir kez daha sarıldım ikisine.

 'Hadi Hazar ve Yalçın'ın yanına gidelim, hazırlıklara yardım edelim.' dedim. Arabadan inerek Hazar ve Yalçın'ı aradık piknik alanında. Beş dakikanın ardından Yekta 'Buldum !' dedi. Yalçın ve Hazar'ın yanına giderek beş kişilik masaya örtüyü serip oturaklara yerleştik.

Piknik sepetini de yerleştirdikten sonra Yalçın'a döndüm ve arkamızdaki salıncakları göstererek 'Sallanmaya gidelim mi ? Önce seni sallarım sonra ben sallanırım.' dedim. Yalçın 'Olur sallanalım.' diyerek Hazar'ın yanından kalktı ve Hazar'a bir öpücük kondurduktan sonra yanıma geldi ve salıncaklara gittik.

Hazar 'Önce sen otur.' diyerek beni oturtarak sallamaya başladı. Çok mutlu hissediyordum. Birkaç dakika sonra salıncağı durdurarak indim ve Yalçın'ı oturttum. 'Hadi sen sallan.' diyerek sallamaya başladım salıncağı.

Yalçın'ı çok sallamamıştım ki durmak istedi ve salıncaktan inerek yürümeye başladı. Gittiği yere bakınca bir adam gördüm. Onu tanıyor her halde diye düşünerek  masamıza geri döndüm ve Hazar'a Yalçın'ın sanırım tanıdığı birinin yanına gittiğini söyleyerek gittiği yeri gösterdim. Hazar gösterdiğim yere bakınca 'Burak bu.' diyerek Yalçın'ın yanına gitti.

Yekta, Çağıl ve ben ne yapacağımızı bilememiştik. Gitsek olur muydu yoksa bir kişinin karşısında beş kişi durunca tuhaf mı olurdu ? Acaba Burak kimdi ? Diye düşünürken Çağıl 'Gelin yalnız bırakmak olmaz yanlarına gidelim.' dedi ve bunu bekliyormuş gibi üçümüzde yürümeye başladık Hazar ve Yalçın'ın yanına doğru. 

Size anlatacaklarım bugünlük bu kadardı. Kendinize iyi bakın ve sevgiyle kalın.

BİS ~ bxbxb Where stories live. Discover now