KAPIMI TIRMALAYAN ÖLÜM

297K 12K 3.6K
                                    

Merhaba sevgili okurlar,

Yeni bir bölümle karşınızdayım.

Yorum ve eleştirilerinizi eksik etmeyin lütfen.

Unutmayın ki ilerlemek için size ihtiyacım var.

Instagram : zilan_erbek_arikan

Sevgiyle kalın 🥀

Keyifli okumalar dilerim...


Yaratığa odakladığım gözlerimin beynime gönderdiği sinyaller, ruhumda büyük sarsıntılara gebe olmuştu. Ruhumdaki sarsıntılar vücudumda şiddetli depremler oluşturuyordu, titriyordum. Gözlerim korkuyla açılmıştı. Aralık dudaklarımın arasından giren nefes ise ciğerlerimde hapsolmuştu. Yaratığın leş nefesi dalgalar halinde yüzüme ulaşıyor, saçlarımı hareketlendiriyordu. Yaratığın göz çukurlarını oluşturan katmerli yapıdan gözlerimi ayırdım. Yüzüne yapışık burnunun, titreşimlerini izledim. Bakışlarım, dudakları olmayan oval ağzından dışarı çıkan, iç içe geçmiş keskin dişleri bulduğunda titreyen ellerimle feneri zor tutuyordum. Ölümümle yüzleşmeye çalışırken, yaratığın arkasındaki koridordan, gelen tiz çığlık sesleri ve adım sesleri ciğerlerime hapsettiğim nefesin aniden çıkmasını sağladı. Engel olamadığım nefesim önümdeki yaratığın dikkatini çekti. Kıpırdamadan, kulaklarını titreştirerek, kafasını bana biraz daha yaklaştırdı. Yaratığın yaklaşan suratı leş kokusunun daha da artmasına neden oldu. Nefes almak için bağıran ciğerlerimi dinlemeyerek nefesimi tuttum. Yaratığın yüzüme doğru milim milim yaklaşan suratını engelleyen, beni ölümden kurtaran şey, koridordan tekrar yükselen çığlık sesleri oldu.

Yaratık aniden geriye çekilip, kafasını 180 derece arkaya çevirdi. Koridordaki çığlığı titreşerek dinleyen kulaklarına odaklanmış gözlerim, dehşete ev sahipliği yapıyordu. Önümdeki yaratıktan çıkan ani çığlıkla titredim. Bu şaşkınlığı fırsat bilen ciğerlerim nefesi doya doya içine çektiğinde, beyin fonksiyonlarım yerine geldi. Korkumu ve şaşkınlığımı baskılayan hayatta kalma dürtüm, adımlarımı yavaşça yan yan atmamı sağladı. Yaratığın önünden çekilip sırtımı mağaranın soğuk duvarıyla birleştirdim. Beynime yollanan yeni sinyaller ve soğuk şuurumu biraz daha açtı. Elimdeki fenerin düğmesini kapatmak istediğimde, korkumu yenip, kendime engel oldum. Nerede olduğunu bilmediğin düşmanın daha tehlikeli olacağından emindim. Ayrıca yaratığın hemen önünde ışıklar saçarak durmama rağmen beni fark etmedi. Bu durumda göz çukurlarındaki katmerli yapının hiç oynamaması ve kulaklarının titreşimi arttığında harekete geçtiğini görmem beynimde bir ampulün yanmasını sağladı. Yaratık göremiyor, sadece duyuyor ve kokluyordu. Beynimde yankılanan bu düşünce kalbime ulaştı. Ümidin üstüne toprak atan korkuyu kenara itip, toprak altındaki ümidimi kollarından tutup kaldırdım. Ümide hiç olmadığım kadar ihtiyacım vardı.

Koridordaki çığlık sesleri yaklaşmaya başladığında, önümdeki yaratıkla koridordakinin iletişim halinde olduğunu biliyordum. Konuşma bir diyalog gibi ilerliyordu. Tiz çığlıklar ardı ardına koparken bakışlarımı, çadırın üstünde korkuyla yatan adama çevirdim. Adamın yeşil gözleri korkuyla açılmış, dudakları aralanmış, tıpkı benim gibi titriyordu. Bakışlarının ise tek bir odağı vardı; yaratık. Bakışlarımı tekrar yaratığa çevirdim. Yaratığın gövdesi bize dönük, başı ise arkaya dönüktü. Beynimde korku tohumları atan görüntüyü görmezden gelip, ümidimin elini tuttum. Yaratık koyu bir sohbette gibi görünüyordu ya şimdi yapardım ya da asla yapamazdım. Sessizce derin bir nefes aldım. Korkuyla titreyen bedenime sahip olmaya çalışarak, bakışlarım yaratıkta, hareketlendim. Üç adım mesafedeki adamın yanına doğru küçük adımlar atarak ilerledim. Bakışlarım yaratıkta ilerliyordum. Kısa bir an bakışımı adama çevirdiğimde çadıra basmak üzere olduğumu gördüm. Adamın korkulu bakışları yukarı kalkmış, gözlerime odaklanmıştı. Adamın titreyen bedenini çadırın üzerinde sabit tutmaya çalıştığını kasılan yüzünden anlayabiliyordum. O da tıpkı benim gibi sessizliğin çare olduğunu anlamıştı.

Harese : Soğuk Bedenler (BASILDI!)Where stories live. Discover now