𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘴𝘪𝘹𝘵𝘦𝘦𝘯 | 𝗳𝗶𝗻𝗮𝗹

1.2K 71 6
                                    

  Koridorlar dışarıdan göründüğünden daha karanlıktı, kırmızı ışıklar yüksek sesli sirene eşlik ederek yanıp sönüyor silah sesleri her bir adımda daha da yaklaşıyordu.

Carmen belindeki silahı çıkarıp duvara yaslandı ve Yelena'ya baktı. Buradan sonrası daha zor olacaktı, Sharon'u almak için Fury'nin odasına çıkmaları gerekiyordu.

"Sen yukarı çık," dedi Yelena'ya dönerek.

"Benim biriyle daha görüşmem gerek." Yelena itiraz etmeden merdivenlere ilerledi ve kapıyı itip gözden kayboldu.

Carmen, sola dönüp uzun koridorda hızlı adımlarla yürüdü. Kulaklığının çalıştığından emin olmak için elini kulağına götürüp parmağıyla bir iki ksz vurdu ve konuştu.

"Yakın mısın?"

"Hemen üstündeyim, az kaldı." Carmen ayak sesleri duyunca duvara yaslandı ve hafifçe eğildi, belindeki silahlardan birini eline alırken istemsizce nefesini tutuyordu.

Sesler yaklaştığında saklandığı köşeden çıktı ve silahı karşısındaki üç kişiye doğrulttu. Esmer kadın gözlüklerinin ardından şüpheyle ona bakarken yanında duran iki adam da silahlarını ona doğrultmuştu.

"Silahları indirin." Kadın geriye doğru bir adım atınca Carmen silahı yere eğip bacağına sıktı, kimseye güvenebilecek durumda değildi o an.

Adamlardan biri tetiğe elini bastırınca Carmen elindeki silahın kabzasıyla boynuna vurdu ve diğer eliyle silahını alarak uzak bir yere fırlattı. Diğer adam başına silahı dayayınca önündekine bir tekme atıp yere düşürdü ve hızlıca arkasını dönüp elini ters çevirerek ensesine eğildi.

"Sharon Carter'ı gördünüz mü?" Adamdan ses gelmediğinde bir tekme daha attı ve yere düşünce koşarak koridorda ilerledi, bir yere kaybolmadan onu bulup çıkartması gerekiyordu, aksi halde Ivan sözünü tutmayacaktı.

"Bu ilk seferi olmaz." diye mırıldandı, ona güvenmek konusunda hala endişeleri yok değildi ama bu son şansıydı. Tek başına ne Sharon'u ne de Hydra'yı durdurabilirdi, Hydra'nın kökü dallanıp budaklanarak her yere yayılıyordu, en çok güvendiği insanlara bile şimdi güvenemezdi. Bu yüzden dışarıdan, objektif bir yardım gerekiyordu.

Ivan, üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen hala onu istiyordu. Natalia'yı ve onu. En iyi iki kızını kaybetmek Ivan'a düşündüğünden bile daha çok zarar vermişti, diğer Kara Dullar da birer birer ayrıldığından ya da yıllarca içlerinde büyüyen nefrete artık karşı koyamayacak duruma geldiklerinden onunla çalışmak istemiyorlardı. Hala Ivan'ın saçma davasına inanan kızlar olsa bile çoğunun aklı başındaydı. Belki de bu yüzden Ivan artık kızları yetiştirirken daha fazla disiplin istiyordu, bir tanesini daha kaybetmemek için. Son zamanlardaki yetiştirme şekliyle ilgili birkaç duyum almıştı ve eğer doğruysa hala o kızları kurtarma şansı vardı.

Tek yapman gereken bana güvenmek, demişti Ivan. Söz veriyorum hepsini senin istediğin şekilde yetiştireceğim.

Ve Carmen ona güvenmişti. O kızların da kendisininki gibi bir hayata sahip olmalarını istemiyordu, hayatlarını savaşla geçirip ne uğruna savaştıklarını bile bilemeden ölüp gitmelerini istemiyordu. Eğitime bile dayanamayan kızlar vardı, kolları metal bir kelepçeyle boruya bağlanarak açlıktan, susuzluktan, tedavi edilemeyen yaralarından dolayı ölmüş kızlar.

Her birinin çığlığı hala kulağındaydı, onlarcasını görmüştü Kızıl Oda'dayken. Cesetleri önemsiz birer parça gibi sürükleyerek boş bir araziye atıp çoğalınca da yakıyorlardı. Hayatlarını onun gereksiz savaşına adamış olan kızlara Ivan'ın teşekkürüydü bu.

WE HAD TIME-TONY STARK [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now