𝘤𝘩𝘢𝘱𝘵𝘦𝘳 𝘵𝘦𝘯

1.3K 103 22
                                    

"SAAT KAÇ?" Sharon telefonunun güç tuşuna bastıktan sonra cevap verdi.

"Dört olmak üzere." Carmen geriye yaslanıp yandaki camdan yıkık dökük olan eve baktı, taştan yapılmış evlerin hiçbiri sağlam değildi ve bütün bir sokak harabelerle doluydu. Damian Valeri kuşkusuz Hydra'yı yeniden diriltmek için uygun bir yer seçmişti.

Carmen öne eğilip evin arka kapısını izlemeye devam etti, aldıkları bir istihbarata göre yer altında bulunan gizli bir üsleri vardı ve tek girişi de Philadelphia'da bulunan terk edilmiş bir kasabanın altındaydı.

"Biri çıkıyor." Sharon da onun gibi doğruldu ve hızlıca göz atıp torpidoya koyduğu silahı çıkardı.

"Ben gidiyorum, on beş dakikaya gelmezsem sen de gelirsin." Carmen onu başıyla onayladı ve siyah not defterini eline alıp elle çizilmiş kabataslak haritaya baktı.

Sharon arabanın kapağını sessiz olmaya çalışarak açıp inerken bir gözü arabada bırakacağı Carmen'deydi. Eğer bir şeyler ters giderse en yakın zamanda onu böyle bir yerde öldürmesi gerekecekti. Her şeyi olması gerekenden hızlı hatırlıyordu ve Hydra'nın yeniden yükselmesine şu kadar kalmışken kimsenin bunu sabote etmesine müsade etmesi gibi bir durum söz konusu bile değildi.

Bir kez daha arkasına bakıp hafifçe eğilerek ezbere bildiği girişe ilerledi, buraya daha önce onlarca kez gelmişti. Pek bir önemi olmadığından Fury'ye bir şekilde ulaştırıp bir süreliğine onları oyalayacak bir şeyler vermek istemişti.

Yıkık dökük evin içine girdi ve küçük olan evin mutfağından salona geçerek ayağıyla zemindeki metale birkaç kez vurdu. Kapak kalkarken tanıdık bir surat görünce gülümsedi. Silahı beline koyup saatine bakarak zamanı kontrol etti. Daha on dakikası vardı.

"Coulson'la olduğunu sanıyordum?" Ward başını hafifçe yana eğerek gülümsedi.

"Geçen haftadan sonra biraz izni hak ettiğimi düşünüyormuş." Sharon başını sallarken çoktan koridoru geçip geniş odaya varmışlardı bile.

"Her şeyi ayarladınız mı?" Ward onu başıyla onaylayıp sütunlara yerleştirilmiş bombaları işaret etti.

"Düğmeye bastığımız anda burası tamamen yok olacak."

"Bilgiler aktarıldı mı?"

"Her şey flaş disklere aktarıldı, Los Angeles'a varmışlardır bile." Sharon gülümsedi.

"Beş dakikam kaldı, gitmem gerek." Sharon arkasını dönüp yürümek üzereyken duraksadı.

"Biraz ceset bırakmayı unutma." O merdivenlerden çıkarken birkaç el silah sesi duyuldu, dışarı çıkıp kapıyı kapadı ve onun kapıya yürüdüğü birkaç saniye içinde zemin havaya uçtu.

Sharon koşarak arabaya ilerledi, Carmen çoktan araban inmiş birkaç adım ötesinde duruyordu.

Sharon nefes nefese konuştu. "İçeri giremeden patlattılar."

"Gitmemz gerek." Carmen'in kolundan tutup arabaya itti ve sürücü koltuğuna yerleşmesine izin verdi. New York'a döndüklerinde açıklaması gerek bir sürü şey olacaktı.

•••

"Nasıl geçti?" Carmen başını arkadaşının omzundan kaldırmadan sızlandı.

"Neredeyse bir ay olmuş olmasına rağmen o kadar az ilerleme kaydettik ki. Herif her seferinde bir şeyleri yok etmenin yolunu buluyor." Natasha güldü, bir sürü şeyi unutup sıfırdan göreve çıkmış biri için fena sayılmazdı.

WE HAD TIME-TONY STARK [TAMAMLANDI]Onde histórias criam vida. Descubra agora