20. bölüm(Açıklama)

Start from the beginning
                                    

'' Dün neler oldu anlatmayacak mısın?'' Pelin hanım uzandığım koltuğun karşısında bulunan tekli koltuğa oturup gözlerini bana dikti. Konuşmamı bekliyordu.

'' Pelin hanım...''

'' Artık şu hanım muhabbetini kessek, sadece pelin.''

'' Pelin açmasak konuyu şuan hiç iyi değilim.'' Dudaklarını birbirine bastırdı ve başını peki dercesine olumlu anlamda salladı. Beni rahat bırakmak için odaya geçerken ben de telefonumu elime aldım biraz oyalanırsam kafam dağılır düşüncesindeydim.

Korkmaz Bey tarafında 10 arama ve 1 mesaj bulunuyordu. Bu şaşkınlık Kübra ve Merve'nin 50 adet  arama kaydını görmemi engellemişti. Korkmaz Beyin mesajını açtım:

Korkmaz Bey

 Böyle bir durum karşısında kendimi haklı çıkaramam fakat cidden özür dilerim. Kardeşim olayı fazlasıyla abarttı. Umarım beni anlıyorsundur amacım seni kırmak değildi ben sadece... Neyse işte tekrar görüşme üzere.  01:00 14 Mayıs Pazar

Görmezden geldim mesajını bir kalp kırmak böyle kolay telafi edilemezdi hiç kusura bakmasın Korkmaz bey, sanki kıskanacağım ne diye böyle bir şamata yaptılar ki Sanki kıskanmadın ... Bu iç sesime bağlı kabloyu bulsam kökten keseceğim. Dost değil, düşman mübarek sürekli Korkmaz Beyin tarafında...   

 Her tarafım ağrıyordu doğrulup zorla da olsa sehpanın üzerinde içinde ıhlamur bulunan bardağı elime alıp yüzümü ekşite ekşite içtim. Nefret ediyordum şunun tadından. Hala kafam dündeydi, neden yaşadığımız kötü bir gün diğer bütün günleri bu denli etkilerdi ki anlamıyorum neden sürekli aptal yerine konuluyordum? sakardım evet bazen dik başlı bazen çok anormal bir insan olabiliyordum lakin kimseyi kasıtlı bir şekilde kırmayı asla planladığım olmadı. Bu durum istemeden olduğunda bile vicdanım rahat etmiyor diye gider gönlünü almak içimin elimden geleni yapardım. Kimseye en ufak zararı dokunmamış bir insana neden bu kadar kırıcı yaklaşırdı ki insanlar? Yüzüm düştü, elimdeki bardakla oyalanırken, telefonuma bildirim sesi geldi. Telefonu elime alıp tuş kilidini açtım ve ekrana baktım.

Korkmaz Bey

Cevap vermeyecek misin?    03:02   24 Mayıs Pazar

Gözlerim doldu ve telefonu yatağa indirdim. Aslında içimde bir taraf deli gibi cevaplamak istiyordu fakat gururum ağır bastı ve inatla cevap vermemem gerektiğini vurguladım kendime. Bir ara neredeyse iki taraf neredeyse boks maçına giriyordu.

'' Yazmazsan adam değilsin.'' Diyordu bir taraf; bir taraf  ise:

'' Hayır Ayşe bu kadar mal olma yediğin kazık seni doyurmadı galiba.'' deyip zoruma gidecek şekilde beni dizginliyordu. Sonra ortalık karıştı iki taraf birbirine girdi saçma salak şeyler oldu kafama şaplak atıp 

'' İkiniz de kesin sesinizi!'' dedim. Salondan mutfağa geçen Pelin bu halimi görünce bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı.

'' Bir şeye mi ihtiyacın var Ayşe?''  Evet beyine  iç ses yalnız sen bana laf ediyorsun ama kimin iç sesinin olduğunun farkında değilsin galiba azıcık sus ya azıcık sus! Tamam ben sütümü içmeye gidiyorum. Zıkkımın kökünü iç...

Biri kafamdaki sesleri duysa kesinlikle beni tımarhaneye tıkarlardı. Saçımı karıştırırken bakışlarımı Pelin'e çevirdim.

'' Yok yok kendi kendime söyleniyordum öyle.'' Gülüp başını salladı ve mutfağa geçti. 

Ayağa kalkıp odama ilerliyordum ki kapı şiddetle çalmaya başladı. Tedirgin olmuş, hızlı adımlarla kapıya ilerlemiştim. Kapıyı açtığımda Pelin de korkup mutfaktan çıkıp kapıya doğru koştuğunda, manzarayı görüp göz devirdi ve elini kalbine götürüp derin bir nefes aldı ve tekrardan mutfağa yöneldi. Kübra ve Merve çatık kaşlarla bana bakarken tam tersliyordum, onlar benden önce davrandı.

ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Where stories live. Discover now