❌ 21. BÖLÜM ❌

Start from the beginning
                                    

Bugün neden herkes aç olup olmadığımı soruyordu ki!

"Hayır değilim ama kahve olsa iyi olur."

Yağız tam kalkacaktı da onu durdurup kendim kalktım. Yapması için söylememiştim sadece canım istemişti o kadar. Mutfağın yerini artık ezbere bilirken içeri girip kahve makinesinin yanına gittim. Makineyi gerekli malzemeleri koyduktan sonra çalıştırırken üst rafı açıp kupalara baktım. En önde duran beyaz kupayı aldım. Kupanın önünü çevirdiğim gibi büyük harflerle yazılmış olan Beşiktaş kelimesini görmüştüm. Yazının hemen altında ise Beşiktaş'ın arması vardı. Kafamı iki yana sallayıp yarım ağız sırıttım. Bu kupanın Giray'ın olduğuna adım gibi emindim. Makineden gelen ses ile kahveyi kupaya döktüm. Kupayı alıp çıkmak için tam arkamı dönmüştüm ki yüzüme atılan siyah şey ile elimdeki kahve sallandı ve elime döküldü.

"Ha siktir, yandım!"

Kupayı tezgaha koyup elimi suyun altına tuttum. Arkamı dönüp Giray'a bakarken o, kollarını göğsünde bağlamış ve duvara yaslanmış bana bakıyordu. Çeşmeyi kapatıp yere düşen tişörtü alarak üzerime geçirdim. Oldukça büyük olan tişörtün yakasını sağ tarafa doğru çekip omzumu açtım. Kupayı tekrar elime alıp ona bakmadan mutfaktan çıkarak kalktığım koltuğa oturdum. Poyraz televizyondaki maçı dikkatle izlerken Yağız'da ona eşlik etmişti. Giray tekli koltuğa otururken o da maçı izlemeye başlamıştı.

Beşiktaş'ın maçıydı. Can sıkıntısından cebimdeki telefonu çıkarıp oynamaya başladım. Bir değişiklik yaparak sosyal medya hesabı açmaya karar verdim. Bir yandan kahvemi içerken bir yandan da istenilen bilgileri giriyordum. Bu tür platformlarda pek bulunmazdım ama yine de ani bir fikirle açmaya karar vermiştim. Sonunda açılan profilime güzel bulduğum bir resmimi koyarken sadece adımı yazıp soyadımı yazmadım. Çevrem olmadığı için istek atabileceğim de kimse yoktu. Şimdilik bu kadar diyip uygulamadan çıktım. Tam kahvemden bir yudum daha alacakken, hepsinin birden bağırması ile yerimde sıçradım. Elimdeki kahve tamamen üzerime dökülürken, hissetiğim acıyı  görmezden geldim. Yağız koltuğun üzerine çıkmış bağırırken Poyraz, ayağa kalkmış bağırıyordu. Giray ise oturduğu koltuğun ucuna kadar gelmiş heyecanla televizyona bakıyordu. Merakla televizyona bakarken Beşiktaş'ın gol attığını görürken durumu anladım.

"Geçersiz olacak."

Hepsi birden bana dönerken onları umursamadan kupayı sertçe masaya bıraktım. Gördüğüm kadarıyla ofsayt olmuştu o yüzden de geçersiz olacaktı. Hakemin anonsu ile bu sefer sevinç çığlıkları hiç duymadığım küfürlere dönmüştü. Üzerimdeki tişörtü sıyırıp üzerimden çıkarttım.

"Senin kaldırdığın bayrağı tuttuğun elini sikeyim ben!"

Poyraz'dan gelen yaratıcılık karşısında kaşlarımı kaldırdım.

"Ne varda kaldırıyorsun lan bayrağı piç?!"

Giray'ın da ona katılması ile ayağa kalkarken masaya bıraktığım kupayı elime alıp çıkardığım tişörtü de alıp yürümeye başladım.

"Kör müsünüz, bal gibi de ofsayt oldu. Ne biçim maç izliyorsunuz siz!"

Onların bana baktığını hissetsemde onlara bakmadan mutfağa girip kupayı makineye koyup mutfaktan çıktım. Halâ maçı izliyorlardı. Onların bu hâline göz devirip yukarıya çıkarak Giray'ın odasına girdim. Elimdeki kahveli tişörtü banyodaki kirli sepetine attıktan sonra odaya dönüp büyük gardolabının kapaklarını aralarım. Bulduğum lacivert tişörtü alıp, dolabı kapattığım gibi odadan çıktım. Bir yandan merdivenlerden inerken bir yandan elimdeki tişörtün önünü bulmaya çalışıyordum. Merdivenin sonuna gelirken tişört yere düşünce eğildim. Tam uzanacakken titreyen elim dikkatimi çekti. Bakışlarımı maçı izleyen ayılara çevirirken Poyraz'ın önce bana sonra da elime baktığını gördüm. Yerdeki tişörtü hızla alıp kafamdan geçirip giydim. Ellerim yumruk şeklini alırken kalktığım koltuğa geri oturdum. Telefonum sürekli titrerken elime alıp gelen bildirimlere baktım.

"Vayy Gazel sonunda insanlığa katılmaya karar verdin demek he? Takip edicem şimdi seni hemen geri takip yap yoksa valla engeli basarım sana."

"Ben sana tokatı bir basıcam burdan o zaman göreceksin engeli. Etme lan takip falan çıkartırım valla!"

Profilim açık olduğu için önüne gelen takip ediyordu. Yağız'ı gördüğüm gibi onu çıkartırken, takipçilere bakmaya devam ettim. Yeni gelen bildirim ile kaşlarım havaya kalkmıştı.

GirayDemirsoy seni takip etmeye başladı.

Anında geri takip yaparken şu anda takip ettiğim tek kişi o olmuştu. Çoktan iki yüz kişiyi geçen takipçi listem git gide atıyordu. Telefonu kapatıp ayağa kalktım. Masanın üzerindeki sigara paketini alıp salondan ayrıldım. Salonda bulunan ve arka bahçeye açılan sürgülü kapıyı açıp dışarıya çıktım. Kapıyı geri kapatırken, bahçenin ortasına doğru yürüyüp çimenlerin üzerine oturdum. Cebimden çıkardığım çakmak ile paketten aldığım sigarayı tutuştururken geriye doğru uzanıp yattım. Gökyüzünü aydınlatan yıldızlara rağmen yağmur yağacak gibi bir hava vardı. Serin havanın tadını çıkarırken sigaramı da içmeye devam ettim.

Arkamdan gelen ayak seslerine dikkat kesilirken beklemeye başladım. Yine o tanıdık kokuyu alırken Giray hemen yanıma oturdu. Ayaklı vanilya gibiydi. Bu düşünceme sırıtırken ona baktım. Bana bakıyordu.

"Niye sırıtıyorsun?"

Sesi merak dolu çıkarken düşündüğüm şey ile biraz daha sırıttım. Derince nefes aldım.

"Ayaklı vanilya gibisin."

Bu dediğime şaşırırken gözlerimi ondan çekip tekrar gökyüzüne baktım. Giray'ın hareketlenmesi ile ona bakarken o da tıpkı benim gibi çimlere uzandı, hemde hemen yanıma! Bir elini kafasının altına diğer elini de karnına koyarak benim gibi gökyüzüne bakmaya başladı. Elimdeki sigara çoktan bitmiş ve ben onu yere bastırarak söndürmüştüm. Giray gözlerini kapatırken, yavaşça ona doğru döndüm. Onun gibi bir kolumu başımın altına koyarak onu izlemeye başladım. Aklıma gelen şeyle kaşlarım çatıldı.

"Orda iki kız vardı. Onları ne yaptınız?"

Giray gözlerini açmazken kaşlarını hafifçe çatmıştı.

"Bilmiyorum. Yani onları görmedim ne oldu?"

Olduğum yerde biraz dikleştim ama gözlerim halâ onun üzerindeydi.

"Ben en son adamın odasını ateşe verip ordan çıkarken kızların çığlık seslerini duyup tuvalete gittim. Tabi benim yüzüm kan içinde bunlar görünce daha da beter oldular. Onları dışarıya yolladım ama yüzümü gördüler."

Giray birkaç saniye bekledikten sonra kaşlarını düzeltti.

"Merak etme, bizimkilere söylerim kızları bulurlar."

Başka bir şey demeden eski konumuma geri döndüm. Gözlerim omzuna takıldı. Çok da rahat görünüyordu hee.. şimdi oraya kafamı koysam ne güzel olurdu.

Içimdeki isteğe daha fazla dayanamadan icraata koydum. Kafamı kaldırıp yavaşça omzuna koydum. Sol elimi Giray'ın karnının üzerine koyup ona doğru yaklaştım. Onun bana baktığını ve vücudunun gerildiğini hissederken gülümsedim. Iyice ona sarılırken yerinde hafifçe kımıldandı. Rahatsız olduğunu düşünerek ondan uzaklaşınca o benim yattığım taraftaki kolunu yere doğru uzattı. Ben ne yaptığına bakarken, birden kolumu tutup tekrar omzuna yatırması bir olmuştu. Şu anki halim daha rahatken yine kolumu karnına sardım ve gözlerimi kapattım.

O, ben ve yıldızlar.


BÖLÜM SONU❌

SOĞUK SEMT   Where stories live. Discover now