9. BÖLÜM

2.8K 176 70
                                    

MEDYA: Kerem Vural = LUCIFER (ŞEYTAN)

😍😍😍

'O öyle bir şey yapmaz' diyerek kimseyi savunmayın. Çünkü artık herkes her şeyi yapar.

~ TIPKI KUZEY GİBİ ~

🌹🌹🌹🌹🌹

Adel Melek bir süre daha hareketsiz bir şekilde durdu öylece. Ama daha sonra hızlı bir şekilde bileğini Kerem'in elinden kurtarıp kapıya doğru yürümeye başladı hiç bir şey söylemeden.

Evet, belki o her şeyi öğrenmişti ama bu yine barışabilecekleri anlamına gelmiyordu ki. Gelemiyordu. Çünkü hala Vildan Hanım vardı arada. Barışsalar bile, onun huzur vermeyeceğini biliyordu.

Ama Kerem yine vazgeçmedi. Birden genç kızın kolunu yakalayıp duvara doğru çekmesi bir oldu. Adel'in sırtı duvara değmişti. Ve Kerem'de tam karşısındaydı. Genç adam gözünü bile kırpmadan sevdiğinin gözlerini bakıyordu. Adel'de öyle... Ama daha sonra bir kaç adım atarak Adel'in dibine girdi resmen. Yüzleri birbirine çok yakındı. Öyle ki, nefesleri birbirinin yüzlerine geliyordu.

Genç adam, ellerini duvara koyarak daha fazla yaklaştı Adel'e. Artık Kerem'le duvar arasındaydı.

Genç adam, onu duvarla kendi arasında sıkıştırmıştı adeta...

Konuşmuyor, sadece birbirinin gözlerine bakıyorlardı. Ama en sonunda Kerem konuştu.

"Bir şey söylemeyecek misin? Bir umursamaz gibi öylece gidecek misin yine?"

Bu sözleri onda gözlerini kaçırma isteği oluşturmuştu. Başka ne yapabilirdi ki? Annesi Vildan Hanım yüzündendi bütün bunlar. Genç kız, yine hiç bir şey söylemedi. Sessizdi. Kerem'in yavaştan öfkesi belli olmaya başlıyordu. Ama belli etmemek için büyük çaba sarf ediyordu. Sakin kalmalıydı. Sinirlenmenin kimseye bir faydası olmayacaktı sonuçta.

"Bu hareket, tavır ve davranışların beni sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyor." diyip sinirli bir soluk bıraktı dışarı doğru. Genç kız sadece gözlerine bakmaya devam ediyordu. Bunu fark eden Kerem'de bir süre baktı yine onun o masmavi gözlerine. Yine öyle güzellerdi ki. Ve kendinden istemsizce ağzından şu sözler döküldü.

"Sana kızıyorum. Gözlerin geliyor sonra aklıma. Affetmek istiyorum."

Yine gözleri dolma noktasına kadar gelmişti genç kızın. Ama aynı zamanda şaşkındı da. Her şeyi öğrenmiş olabilirdi, fakat hemen affetmek isteyeceğini düşünmemişti çünkü. Sonunda sesini bulup, konuşmaya başladı.

"Bana kızgın olduğunu sanıyordum." dedi kısık çıkan sesiyle. Genç adam kısa bir süre yine Adel'in gözlerine baktı. Ama daha sonra konuştu. Daha doğrusu onun cevabını verdi.

"Sana kızmıştım, doğru. Ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için, toprak buluttan vazgeçebilir mi?"

Genç kız bu sefer gözlerini kaçırmıştı ondan.

"B-ben." diyip sustu. Ne diyeceğini bilemiyordu. Üstüne bir de kekelemesine lanetler etti. O bu değildi çünkü. O meşhur İntikam Meleği'ydi. Böyle davranmak ona yakışmıyordu. Hele ki kekelemesi hiç olmamıştı. Onun yanındayken kendini kaybediyordu işte. Kendi iradesi dışında olmuştu o kekelemesi. Kerem onun bu haline içten bir şekilde gülümsedi. Ve konuştu.

"Seni delicesine seviyorum. Benim kalbim bir ok ve ben senin kalbine saplandım. İstesen de istemesen de ben oradayım, söküp atamazsın beni." dedikten sonra Adel'in kulağına doğru yaklaştı. Yanakları birbirine değiyordu. Genç adam, onun kulağına doğru, "bizim kalplerimiz bir. Biz birbirimizden kaçamıyoruz. Ne yaparsak yapalım, hep birbirimizi buluyoruz. Bunu sen de en az benim kadar iyi biliyorsun." diye fısıldayarak konuştu. Kalpleri de aynı zamanda hızlı hızlı atıyordu tabi.

İNTİKAM MELEĞİ 2 Where stories live. Discover now