19

2.2K 259 180
                                    

zibidi: aşağıdayım

xxx

Mesaja görüldü atıp hemen hole koştum. Hafta başında anneme gidip aldığım mezuniyet elbisemi giymiştim. Kalın askılı, eteği dizlerime kadar gelen, asimetrik, belden sıkmalı, haki yeşili bir elbiseydi. Saçlarımı da ensemin biraz üzerinde dağınık topuz yapmıştım. Şimdi ise bileklerinden bağlamalı topuksuz siyah ayakkabılarımı aceleyle giymeye çalışıyordum. Ev arkadaşlarımın hepsi şimdi holde beni izliyordu. 

"Neden bahsetmedin bize bu çocuktan?"

"Çünkü..." Duraksayıp hafifçe başımı kaldırdım. "O kadar da önemli biri değil." Sanırım.

Yeşim sırıttı. "Yalan söylüyor. Sabah akşam onunla konuşuyor." Yeşim'e kötü kötü baktım. Zeynep ve Dilara şaşırmışlardı. Zeynep güldü. "O kadar yakışıklı ki bize göstermek istemiyorsun yani?"

Ayakkabımın bağcıklarıyla işim bitince doğruldum ve hafifçe alt dudağımı ısırıp gözlerimi kaçırdım. "Yüzünü hiç görmedim," derken kalın şalımı omuzlarıma alıyordum.

Dilara'nın gözleri irileşti. "Ya sapığın tekiyse? Nasıl bu kadar güvendin hemen?" Ağzımdan ufak bir kahkaha kaçtı. Hepsini hızlıca tek tek öptüm. "Uzun hikaye, gelince konuşuruz. Hadi kaçtım ben."

Çanta almadığım için elimdeki telefonum ve telefon kabıma sokuşturduğum bir miktar parayla -neyse ki elbisemin gizli bir cebi vardı- seke seke indim merdivenleri. Mezuniyetimden tam iki gün önce bisiklet kazası geçirmiştim ve ayağım basılamaz hale gelmiş, kolum da kırılmıştı. Günlerce ağlamıştım ve bu hep içimde yara olarak kalmıştı. Bu yüzden inanılmaz heyecanlıydım. Tabii bu yolla Zibidi'ye verdiğim değer artıyordu. 

Apartman kapısına vardığımda duraksadım. Zibidi'ye verdiğim değer? Hayır, benim için bir anlamı yoktu. Geçmişimden gelen ve bana yalnızca hayatım boyunca unutamayacağım bir hediye verecek olan kişiydi. Evet, yalnızca buydu.

Kapıyı açarken kendimi öyle bencil hissetmiştim ki yüzümdeki tebessüm yavaş yavaş soldu. O, akşam karanlığında, benden biraz uzakta, bahçe kapısının hemen ardında ayaktaydı. Yüzünde Batman maskesi vardı ve bu şekilde yüzünün yarısını görebiliyordum. Ancak yine de yeterli değildi. Bahçe kapısını yavaşça açıp dışarı çıktığımda, yüz yüzeydik. 

"Batman?"

"Kedi Kız?" dediğinde güldüm. Ardından üzerime baktım, Kedi Kız'a gram benzer yanım yoktu ama bu benzetmeyi yapması içimde bir yerlerde canımı yakmıştı. Kenan ve onun çevresindeki herkes bana eskiden Kedi Kız derdi. Bu detayı biliyor muydu acaba? 

"Hala yüzünü göremiyorum," dedim gülümseyerek. Dudaklarını büktü ve bu hareketi çok tatlı buldum. Maske yüzünden sanki boyu biraz daha uzun görüyordu. Ya da belki bu üzerindeki takım elbiseyle alakalıydı. Onu süzdüm. Hoş görünüyordu.

"Tam bir kavalyesin," dediğim sırada sağ kolunu dirsekten kırıp bana doğru uzattı. Bu ince hareket beni güldürünce o da güldü ama temaya uyum sağlamaya çalışıp koluna girdim. Yavaş yavaş yokuş aşağı yürümeye başladık.

"Sen de tam bir balo kızısın. Elbiseni beğendim." 

Girdiğim kolun hafifçe vurup, "Beni beğenmen gerekirdi," diye dalga geçtim. Üstün körü güldü. Yürümeye devam ettik. "Ee, nereye gidiyoruz?"

Gülümsedi. "Hoşuna gideceğini umduğum bir yer. Dedemin bana ben küçükken yaptığı bahçeye gidiyoruz." Bu beni şaşırtmıştı. Benimle özel bir alanını paylaşacaktı resmen. Utandığımı hissettim. "Bu... Çok anlamlı. Teşekkür ederim Zibi-"

zibidiWhere stories live. Discover now