İd

27 4 1
                                    

Yemeğini yedikten sonra müsade isteyip kalktı.Onu evine kadar İrem bıraktı.Emre'nin yemekteyken ya da yoldayken ağzından bir kelime bile çıkmadı.İrem ise birkaç başarısız sohbet girişiminin ardından bunun bir faydası olmadığını anlayıp susmanın en iyisi olacağına kanaat getirdi.

Emre eve geldiğinde kafası allak bullaktı bütün yaşananların kritiğini aslında yemekten önce İrem'le olan konuşmasında yapmıştı ama son gelişme yine kafasını allak bullak etmişti.Bu bugün ilk defa olmuyordu.Ne zaman tam her şeyi anladım,tüm taşlar yerine oturdu,dese bir gelişme hepsini yıkıveriyor ve her şeye baştan başlaması gerekiyordu.Zeynep'in ona aşık olmasını da en baştan değerlendirmeye karar vermişti ama daha başlamadan bu kararından vazgeçti.Hayır düşünmeyecekti,çünkü düşünürse işin içine aşk gibi daha yeni mağlup olduğu bir duygu girecekti, buna izin vermeyecekti, aynı hatayı iki kere yapmayacaktı. Tek yapmak istediği bu durumu avantaja çevirip görevini başarılı bir şekilde sonlandırmaktı.

Aslında bu bilginin güvenilir olup olmadığıyla ilgili aklında hala soru işaretleri vardı ama sorgulamaya değmezdi İrem bugün konuşulan tüm konularda haklı çıkmıştı,bunda da çıkacaktı elbet.Çıkmazsa da ne fark ederdi iki şekilde de onu kandırmak için çaba sarf etmeyecek miydi zaten?

"Çok şey fark eder,mesela önündeki bir ömürü kimle yaşayacağın gibi."

Yine oydu ve yine en ihtiyacı olmadığı zamanda yine kafa karıştırmak için çıkmıştı.Belki de bütün bunlar onun hatasıydı.O en olmaması gereken anda çıkıp kafasını karıştırmasaydı belki de işler hiç bu hale gelmezdi.Bir de utanmadan onun iyiliğini düşündüğünü ve ikisinin de aynı kişi olduğunu söylemişti.Emre ona çok sinirliydi.Eskiden birçok olayda sakin kalabilen Emre şu an ise olmayan birine büyük bir öfke duyuyordu.Hatta faydası olacağını bile ona yumruk bile atardı.

"Olan oldu biten bitti,bundan sonraki hayatını düşünmelisin o belki bir suçlu ama hatırlatırım sen de masum sayılmazsın.Belki de onun öldürdüğünden 10 kat fazla insan öldürdün.Onu geçmişiyle yargılamak yerine beraber bir gelecek yaratmak için bir şans vermelisin."

Emre sustukça beynindeki oluşturduğu ama şu an gözüyle görebilip,kulağıyla duyabildiği bu şeyin daha da ileri gideceğini düşündü.Çaresi yoktu,onunla konuşmalıydı.

"İki öldürmenin birbirinden farklı olduğunu sen de biliyorsun."

"Zeynep de keyfi olarak sivilleri öldürmüyordu herhalde o da suçluları öldürüyordu sen de bunun nesi farklı?"

"Ben onlara yaşama şansı veriyordum ölmek onların tercihiydi ve onları kendi menfaatim için değil toplumun iyiliği için öldürdüm işte aramızdaki fark bu.Eğer o bir seri katil olmasaydı da onunla evlenmezdim,hayata bir aile babası olmaya ya da eşimle evde dizi seyretmeye gelmedim bu hayatta daha başka tutkularım var ve hiçbiri iki kişilik değil."

"Halbuki onun çetesine katılıp beraber istediğin o aksiyonlu hayatı yaşayabilirdiniz."Bunları söyledikten sonra son bir bakış atıp yok oldu.

Bu fikir ilk başta ona oldukça uzak görünmüştü tıpkı önceki belirttiği fikirleri gibi ama o uzak görünen fikirler ne yapıp ne edip bir şekilde hayatında gerçekleşmişti.Bunu düşündükçe geriliyordu.Aslında belki de bu fikir etraflıca düşünmeye değerdi.Sonuçta hayatında beklediği şey aksiyon ve heyecandı bu fikir ona tam olarak bunu sunuyordu yanında da aşk bedavaydı.Hayır bunu daha fazla düşünmeyecekti hatta bir süre sonra bunu aklından geçirdiği için büyük utanç duyuyordu.Çünkü az önce biraz heyecan ve aşk uğruna sadakatinden ve merhametinden vazgeçmeyi düşünmüştü bu utanç ona yeter ve bu konunun bir daha açılmamak üzere rafa kaldırılmasını sağlardı.

Ertesi gün yine sabahın erken saatlerinde kalkmıştı.Şık kıyafetlerini(lacivert dar bir gömlek ve siyah kot pantolon) giyerek yola koyuldu.Bu güzel kıyafetleri seçebilmek için harcadığı zaman ona geç kalmaya mâl olmuştu.Sınıfa girdiğinde ders başlayalı 5 dakika olmuştu,özür dileyip sırasına oturdu.Önceki derste bulunan huysuz ve dersi slayttan dümdüz okuyarak işleyen öğretmen yerine şimdi daha kibar ve dersi gerçek yaşamla bağdaştıran bir öğretmen sınıftaydı.Bundan olsa gerek ders onu sıkmamış hatta o dersi büyük bir ilgi ve merakla dinlemişti.

Derste id,ego ve süperego anlatılmıştı.İd insanın doğuştan gelen ve davranışlarını yönlendirmesinde büyük rol oynayan bilinçaltı faktörleriydi bunlar saldırganlık dürtüleri,cinsel arzular gibi birçok insanın dışarıya hiçbir şekilde yansıtmadığı ama davranışlarını da büyük ölçüde kontrol eden dürtülerdi.Süperego ise toplumsal kurallar,ahlak ve insanın kendi değerleri gibi birçok insanın dilinden düşmeyen daha nezih düşüncelerden oluşuyordu.Doğaları gereği id ve süperego birbirine ters ve sürekli çatışma halindeydi.Ego ise burada devreye girip karar verme sorumluluğunu üstleniyordu.

Emre bu dersten sonra resmen aydınlanmıştı.Kendi içinde yaşadığı birçok şey şimdi ders olarak karşısındaydı.Fark etti ki süperegosu çok güçlüydü ve birçok zaman idsine baskın gelmişti bu sayede de hayatında çok az sorun vardı.Ama sonradan çıkan o olmayan kişi her şeyi bozmuş ve idye avantaj sağlamış ve dengeleri alt üst etmişti.İdnin etkilediği daha ilk kararlardan hayatı çok kötü bir yola koyulmuştu.Emre o olmayan kişinin adını şimdi bulmuştu "İd".Şimdi onun ne istediğini gerçekten biliyordu ve avantajlı duruma geçmişti.

Ders bitmişti,yola koyulma vaktiydi.İrem'e imalı bir bakış attıktan sonra ayağa kalktı ve Zeynep'e yetişmek için koşar adımlarla sınıftan çıktı.Zeynep yalnızdı ve mutsuz olduğu her halinden belliydi.Bunun sebebi belki de Emre'yi o günden sonra ilk defa görüşüydü belki de çok farklı bir olaydı,Emre bunu bilemezdi.Onun yanına tam olarak sokulduktan sonra söze girdi.

"Biraz konuşabilir miyiz?"

Zeynep etrafına Emre'yi görmezden gelmek için bir şeye yoğunlaşmaya çalıştı ama başaramadı ve Emre'ye dönerek:

"Peki bu biraz konuşmanın kaçıncı dakikasında koşarak ayrılırsın?"

Emre bu dalga geçici ve suçlayıcı tavırı en çok kendisinden biliyordu.Karşısındaki kişi tarafından buna maruz kalmanın sinir bozucu olduğunu da şimdi öğreniyordu.

"Bak ben de tam bu konuyla ilgili konuşacaktım.Ben çok üzgünüm,sadece kafam karışıktı ben,ben ilk kez böyle duygular hissediyordum ve yanlış yapmaktan korktum."

Emre bu konuşmayı daha önce hiç düşünmemişti,kelimeler kendiliğinden ağzından çıkıvermişti çünkü gerçekten düşündüğü de buydu,sözleri yalansızdı.

"Evet,ben de ilk defa bu duyguları yaşadım ama fark ettiysen ben o gün koşarak uzaklaşmadım."

"Çünkü benden çok daha güçlü birisin."

Zeynep gözyaşlarını tutamadı ve birden Emre'nin boynuna sarıldı.Emre de ilk başta ne yapacağını bilemese de sonrasında o da bu sarılmaya eşlik etti.

"Güçlü falan değilim,orada oturup dakikalarca ağladım zaten o günden sonra seni düşünüp ağlamadığım bir gün bile olmadı.Aslında sana çok kızmıştım ve asla bu hatanı affetmeyecektim ama şu hale bak.Seni cezalandıramayacak kadar zayıfım"Ağlarken kelimeleri hece hece söylüyor ve arada hıçkırıklarla bölüyordu.

"İşte bu yüzden güçlüsün,duygularını yaşayabildiğin için ben ise duygularımı yaşamaya cesaret edemeyecek kadar zayıfım."

Emre bunların sadece teselli cümlesi olmadığını,hepsini düşünerek ve gerçekten inanara söylediğini biliyordu ve bu yüzden garip hissetti.Bütün bunların sonunda bir gerçeği daha hatırladı.Artık oyuna geri dönmüştü.

Şizofren AjanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin