BÖLÜM. 2: "DÖRT SAAT"

453 65 27
                                    

Selamlaaar <3

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar!

Bölüm Şarkısı: Scorpions, Wind of Change

Bölüm Şarkısı: Scorpions, Wind of Change

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM. 2: "DÖRT SAAT"
•DOĞUKAN•

Karavan anahtarı. Burada.

Cüzdan. Burada.

Güneş gözlüğü. Burada.

Kıyafetler. Ah, hayır. Onlar burada değildi çünkü onlar odanın her yerindeydi.

Kapakları açık dolabımın içerisinde birbirine girmiş şekilde duran kıyafetlerimi parmak ucunda kaldırdım, burnuma götürüp kokmayanları seçerek elimdeki silindir spor çantasına doldurmaya başladım. Yatağımın başlığında ve dağınık pikenin etrafında duran, diğerlerinden temiz olduğunu sandığım birkaç parçayı daha çantaya tıktım. Kıyafetlerime nazaran dağınık olsa bile şüphesiz temiz olan çamaşır dolabıma avucumu attım, elime ne gelirse çantanın içine doluşturmaya devam ettim.

"Ne bu tantana?" Erkek kardeşim Batıkan odama girip kaşlarını çatarak bana baktığında, kısa bir süre sonra yüzünü buruşturmuş ve bir kusma taklidi yaparak etrafa bakınmıştı. Bu yüzden pek fazla odama girmezdi. "Leş bir insansın."

"Kes sesini." Almayı unuttuğum bir şeyleri bulabilmek için yatağın üzerinde ayağa kalktım ve etrafıma bakınmaya başladım. "Geç kaldım, Gülşin kellemi elime verecek!"

"Kaç dakika geç kaldın?" Batı yüzünü buruştursa bile odamın içinde adımladı, askılıklardan giyilebilecek birkaç yazlık gömlek ve tişört bulup katlamaya başladı.

"Dakika mı? Dört saat geciktim!" Yataktan indim ve Batı'nın katlamaya başladığı gömlek ve tişörtleri elinden çekerek çantanın içine tıkıştırdım.

"Dört saat mi? Dört saattir ne halt yiyorsun peki?"

"Sadece biraz dinleneyim demiştim ama uyuyakalmışım." Beş katı da açık olan çekmeceye ilerledim, en sevdiğim şortlarımdan birkaçını seçtim. "Gülşin gerçekten kellemi elime verecek."

"Dua et eline verilen tek şey kellen olsun."

Yaptığı bel altı şaka için bilinçli bir abi olarak ona kızabilir ve benimle bu şekilde konuşmanın doğru olmadığını anlatan uzun bir konuşma yapabilirdim. Gel gör ki böyle bir konuşma için zamanım yoktu, ki olsa bile kendimi bunun için yormaya değmezdi. Ayrıca kesinlikle haklıydı! Gülşin kellemi elime vermeden önce elimde şekil itibariyle pek yabancı olmayacağım farklı bir şey bulabilirdim.

"Hemen çıkmam lazım." Onu kenara ittirip odadan dışarı çıktığımda Batıkan da peşimden geliyordu.

"Telefonunu aldın mı?" diye sordu. Elimle şortumun cebini yokladım.

DENİZ DALGALARI ve KUM TANELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin