Hayat arkadaşım

846 59 222
                                    

| Gediz Işıklı | ( 8 Yıl sonra )

Sesim kısılana dek bağırdım, duymadın.
Bir şarkı bugün yine seni hatırlattı bana, sabahlara kadar ağladım, duymadın.
Sevdiğimi haykırdım, duymadın.
Sağırdın.
Bugün yine kafamda bıraktığın anılara sarılarak uyudum, görmedin.
Her bir kurduğun cümlede sahroş olurdum, görmedin.
Gün geçtikçe öldüm, görmedin.
Kördün,
Kördün sen Nare.

-Gediz Işıklı

Siyah deri ciltli defterimi kapadım ve derin nefes verdim. Kafamı yukarı kaldırdım, yeni bir evim, hayatım, kendi işim ve mükemmel bir hayat arkadaşım vardı.

O olmasaydı şuanda nefes dahi alamıyor olurdum. Beni hayata bağlıyordu, gülüşü sayesinde nefes alıyordum. Her gece kafasını göğüsüme yaslayıp kalp atışlarımı dinlemesi bir alışkanlıktı benim için.

İstemsizce gülümseyip kahvemden yudum aldım ve ayağa kalkıp mutfağa ilerledim. Saat daha 7:30'du yani yarım saat sürmeden uyanırdı.

Kollarımı sıvadım ve buz dolabını açtım. İki yumurta alıp haşlanmaya koydum. Domates ve salatalıkları yıkayıp doğramaya başladım.

Duyduğum adım sesleri ile kafamı arkaya çevirdim ve gülümsedim. Ellerimi yıkayıp kuruladım.

"Hayatımın anlamı, yok mu bir günaydın?"

Dizlerimin üstüne çöktüm.

"Baba yaaa."

Kıkırdayıp kucağıma aldım ve banyoya ilerledim.

"Önce ellerimizi yüzümüzü yıkayalım tamam mı?"

Kafasını sallayınca ayağımla musluğa yetişebilmesi için aldığımız aparatı koydum. İndirip suyu ılıklaştırdım.

Elini yüzünü yıkarken onu izliyordum. İşi bitince havluyu ona verdim. Elini yüzünü kurulayıp indi.

"Üstünü değiştirip gel bebeğim. Gelmem lazım mı?"

"Ya baba ben bebek miyim? Kendi kendime giyinebilirim ama sen saçlarımı yaparsın."

Kahkaha atıp kafamı salladım ve mutfağa geçtim. Masayı hazırlayıp sabah sıkıp dolaba koyduğum portakal suyunu çıkardım.

"Krep ister misin!"

"Çikolataya izin vereceksen olur!"

Kıkırdayıp ikişer tane krep yaptım. O sırada ise Ada giyinip gelmişti.

Islık çaldım. "Ada Işıklı, sana her geçen gün aşık oluyorum."

"Biliyorum, biliyorum mükemmel olmuşum, ne de olsa babamın kızıyım."

"Otur bakalım fındık kurdu. Hemen yemek ye sonra ise sana bir sürprizim var."

"Ne sürprizi?"

"Önce yemek."

Kafasını sallayıp yemeye başladı. Gülümsemeden edemiyordum. 7 yaşında olmasına rağmen zehir gibiydi. Her şeyi anlıyor, üzüldüğünde ise benim gibi şakaya vuruyordu. Benim minyatür halim gibiydi.

"Baba benim yemeğim bitti. Kalkabilir miyim?"

Kafamı salladım. "Hadi bana tarağını getir saçlarını yapalım."

Kalkıp odasına ilerlediğinde bağırdım. "Önce eller!"

Masayı kaldırıp salona geçtim. Telefonumu elime aldım ve ablama mesaj attım.

Saudade « Gediz Işıklı  »Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin