"Seni bırakamam."

419 46 30
                                    

"Vursana!'' ellerimi göğsüne yerleştirerek itekledim babamı. ''Vur diyorum hadi!'' bayık bakan gözlerini devirdikten sonra ''Bir daha bana dokunursan ruhunu kendi ellerimle teslim ederim!'' diye tısladı. ''Canına mı susadın lan?'' kaşlarımı daha çok çatarak ''Vurmanı istiyorum.'' dedim sakince. ''Ya sen kendi isteğinle yaparsın ya da seni sinirlendirmek zorunda kalırım.'' kaşlarını kaldırarak üzerine yürüyen bedenimi itekledi.

''Yok ya! sonra üstüme sal o ibne arkadaşını. Yer miyim lan ben bunları? dövsek sorun dövmesek sorun. Amına koyayım senin evlat gibi.'' hırsımı alamayıp yumruk yaptığım elimi çarptım suratına. ''Sen bana vuracaksın ben de sana karşılık vereceğim!'' hırçın bir deniz gibi dalgalanan sesim geçireceğim sinir krizinin habercisiydi.

''Annem senin yüzünden gitmiş! yalancı. Yalancısın sen! benimle alakası yokmuş hiçbir şeyin. Annem senin gibi bir orospu çocuğuyla evlendiği için-" yediği yumruk yüzünden yeni yeni toparlanan babam, suratıma tüm öfkesiyle sert bir yumruk attığında havai fişek gibi patlayan ağzımı tutarak sırıtmaya başladım. Kan tadı dilime ve dişlerime yerleşmişti.

Gerçekleri öğrenmiştim. Tanrı şahit canım öyle bir yanıyordu ki dünyanın altını üstüne getirebilecek güce sahipmişim gibi hissediyordum. Her şeyden önemlisi babama yumruk atmış, üstüne üstlük her darbesine karşılık vermeye hazırdım ilk defa. ''Düzgün konuş orospunun çocuğu. Senin annenin gitmesinin tek nedeni hiçbir şeyi kabul etmeyen bir orospu olmasıydı.'' kanayan ağzımda duran elimi hızla kaldırıp yumruk yaparak yüzüne bir darbe daha indirdim.

''Sebebi ben değilmişim.'' diye sayıklıyordum defalarca. ''Sebebi ibne olmam değilmiş, senmişsin!'' kafamı iki yana sallayarak dökülmek üzere olan gözyaşlarımın erken yola çıkmasını sağladım. ''Benden hiçbir zaman tiksinmemiş o.'' burnuna yediği iki darbe yüzünden bayılmak üzere olan babam, hırlayarak üzerime doğru atıldı. Nasırlı parmakları boğazıma sarıldığında derin bir nefes almaya çalışarak ben de onun boğazına sardım parmaklarımı.

Elimden geldiğince sıksam da onun kadar acıtamadığımı biliyordum. İçimde harlanan öfkemle birlikte ondan güçlü değildim.

Mavi gözlerini kısarak boğazımı sıkmaya devam etti. Tıkandım, tam konuşmayı deneyecektim ki benden önce davranarak boğazındaki parmaklarım yüzünden boğuk bir şekilde konuştu. ''Kendini suçlu hissettiğin için mi bunca zaman hiçbir darbeme karşılık vermedin?'' gözlerimden akan yaşlara bakarak güldü. ''Benim senin gibi aciz bir çocuğum yok. Eşyalarını topla, siktir git bu evden.'' oksijensizlikten gözlerim kaydı.

Parmakları boğazımdan çekildiğinde acıyan boğazımla beraber yere çöktüm. Bir öksürük krizidir bedenimi alev gibi esir aldı. Siktir git demişti. Artık esir değildim bu evde.

Emekleyerek odama kadar ilerledim. Odama varır varmaz ağzımdaki kanları toparlayarak odanın ortasına tükürdüm. Çalışma masamın önündeki sandalyeye tutunarak, ayağa kalkmaya zorladım kendimi. Sakinleşmem ve kendime gelmem 10 dakikamı aldığında kulağımdaki cızırtının ardından zar zor duyduğum kapı çarpma sesiyle beraber rahatladım.

Bugün, bu kapının çarpışını son duyuşumdu. Özgürdüm. Ne annem geri dönecek diye beklememe, ne de sabahları babamın şiddetine maruz kalmamak için evden gitmesini beklemeye daha fazla takatim kalmamıştı. Bugün bu evde son günümdü.

Dizlerim titriyordu, parmaklarım babama attığım yumruklarla kanlanmış ve soyulmuştu. Dolabımdaki boy aynasına bakarak yüzümün durumunu kontrol ettim. Hala oksijen eksikliğinden başım dönüyor olsa da,
gözlerimi birkaç kez kırpıştırmam görüşümü temizlemem için işe yaramıştı.

Dağılmış kumral tutamları, etrafı kan olmuş ağzımla burnumu inceledim bir süre. Üzerimde kırış kırış olmuş okul tişörtüm vardı. boy aynasının olduğu dolabıma tamamen yaklaşıp kapağını açtım. İçindeki kıyafetleri hırsla yere fırlatmaya başladım. On kısa kollu tişört, yedi sekiz pantolon, beş bilemedin altı sweatimi de yanıma almak üzere yere fırlattıktan sonra iç çamaşırlarım da dahil çoğu eşyamı dolabın üzerinde duran, acil durumlar için sakladığım bavuluma tıkıştırdım.

Beni Güzel Hatırla (GAY)Where stories live. Discover now