Seni hep sevecek olan Gediz Işıklı

1.8K 70 262
                                    

| Gediz Işıklı |

Koşuyorum, nereye koştuğumu bilmeden koşuyorum. Kaçmak istiyorum bu bu yerden. Ondan kaçmak istiyorum, ikisinin bakışlarında nefes alamazken gülümsüyordum herkese. Gülümsemek zorunda olduklarımdan, bana sadece teselli zamanı gelenlerden, bu şehirden, bu ülkeden hepsinden kaçmak istiyorum.

Çocuk olsam... Bir tek düştüğüm için acısa içim, ve kalbim; çok koştuğum için çarpsa sadece.

Bazı şeylere keşke demeden duramıyorum, keşke ben olsam yerinde, keşke daha iyi olsam, keşke ona layık olsam... İçim acıyordu ama yere düştüğüm için değil, o ikisinin gülüşlerini, bakışlarını, el ele tutuşlarını, birbirlerini öpüşlerini gördüğüm için acıyor.

Nefesim ciğerlerime yetmeyince dizlerimin üstüne düştüm sertçe. Pantolonumu delip geçen taşları derimin altında hissediyordum ama hiç biri içim gibi acımıyordu ki.

Sertçe ellerimi yere vurmaya başladım.

"Dayanamıyorum artık! Kalbimin her defasında paramparça olmasına dayanamıyorum!"

Ellerim hissizleşmeye başlayınca kendimi yere bıraktım. Gece karası gökyüzü beni karşılamıştı. Kulaklarıma gelen dalga sesleri ile beraber hissettiğim rüzgar bile onu hatırlatıyordu bana.

Ne de hırçındı benim güzel gözlüm, denizdeki dalgalar gibi. Ne de güzeldi benim güneş gülüşlüm, rüzgar gibi. Beni bu rüzgar gibi iliklerime kadar titretirdi.

İstemsizce gülümsedim. Biz çok güzel olurduk. Aklıma gelen anıyla gülümsemem yüzümde donmuştu. Hayallerimde bile olamayan biz, acımasız dünya da mı birbirimizin olacaktık?

"Nare! Sana mesaj geldi bakıyorum!"

Elime onun telefonunu aldım.

Kimden: Efe'm ♡︎

➪︎  Pamuk ben evin oradayım. Özledim seni gel.

Kaşlarımı çattım. İstemsizce hissettiğim ağrıyla dona kalmıştım.

"Gedi-"

Bir bana bir de elimdeki telefona bakıyordu.

"Sen ne hakla benim telefonumu kurcalarsın Gediz!"

Kaşlarımı çattım ve telefonu kapatıp kenara fırlattım. "Vah, vah! Ne ayıp ettim. Şimdi söyler misin lütfen, sana pamuk diyen, seni özleyen ve şuanda dışarda bekleyen kişi kim?"

Bir anda kocaman gülmüştü. "Buraya mı gelmiş? Bu halimle çıkamam!"

Hemen saçlarını düzeltmeye başlamıştı. Üstündekileri de düzeltip kapıya doğru yürüdü. "Nare! Kim o?"

Şirince gülümsedi. "Sevgilim."

O çıkınca kendimi koltuğa bıraktım. Gözlerimden istemsizce dökülen yaşları sildim ve ayağa kalkıp pencerenin perdesini hafifçe araladım.

"S-sancar..."

Gülüşüp sarılan ikiliye bakakaldım. Babamın arkadaşının oğlu, Yarıcının oğlu Sancar Efeoğlu ve benim biricik Nare'm...

Perdeyi kapatıp elimi kalbime doğru attım. Neydi bu acı Allah'ım... Bu acı, aşık olduğum kadının başkasını sevdiğini bilmenin acısı mıydı?

O gün içimde fırtına kopmuştu, dışımda ise yaprak kıpırdamadı. Hoş bu saatten sonra benim yaratacağım fırtına onun bir lafıyla sönerdi ya.

Saudade « Gediz Işıklı  »Where stories live. Discover now