Akın'ın kaşları hala çatıktı ama bu defa sinirden değildi. Bir şey düşünüyordu.

"Nasıl bulacağız bu kızı biz Akın? Adı dışında bildiğimiz hiçbir şey yok. Bulmamız neredeyse imkansız. Kafayı yemek üzereyim."

Akın bir anda yerinden sıçradı ve heyecanla konuşmaya başladı.

"İmkansız denen şey benim doğamda yok kanka. Aklıma muazzam bir fikir geldi."
Bu defa ben de heyecanla ona döndüm ve söylediklerini dinlemeye başladım.

"Şimdi benim polis bir arkadaşım var. Daha bu yıl göreve başladı ama bize yardımcı olacaktır. Sen şimdi gidip kızın polis deyimi ile 'robot resmini' çiziyorsun. Ben de bunu Mert'e ,yani arkadaşıma veriyorum. Ve eğer kabul ederse bir kaç saate elimize işe yarar bildiler geliyor."

İçimdeki umut  ışığı tekrar yanmaya başlarken ben yataktan kalktım. "Ben resimi çizmeye gidiyorum. Sen de şimdi ara. Umarım kabul eder çünkü başka şansımız yok."deyip hızla odama geçtim.

Kalemlerimi ve kağıtları masanın üstüne koydum ve ardından o büyülü yüzü resmetmeye başladım. Ben çizime yeni başlamıştım ki  içeriden Akın'ın konuşma sesleri gelmeye başlamıştı bile.
Umarım bu plan işe yarardı da ben de üstümdeki bu ağır yükten kurtulurdum.


Yaklaşık bir saat sonra resmî çizmeyi bitirmiş ve Akın'ın odasına gitmiştim. Akın yatağımda oturur vaziyetteydi ve bilgisayarı ile uğraşıyordu. Yatakta yanına geçtim ve bilgisayar ekranına bakmaya başladım. Gördüğüm şey ile hem şaşırdım hem de gülmeye engel olamadım.

Akın Yüsra'nın sosyal medya hesabındaydı. Benim varlığımı hiç umursamadan her fotoğraftaki yorumları tek tek okuyor ,yorum atanların profillerini kontrol ediyordu.

"Oğlum kafayı mı yedin sen? Kızı stalklamak nedir ya?"

Akın kaşları çatık halde bilgisayar ekranına bakmaya devam ediyordu.

"Bunu hiç gözüm tutmadı. Her fotoğrafın altına yorum atmış. İşin tuhaf tarafı Yüsra gelen her yoruma cevap verirken bir tek bunun yorumlarına cevap vermiyordu. Garip."

Bilgisayarı dizlerinden çekip kapattım ve kenara koydum.

"Ne yapıyorsun sen kanka ya. Ne güzel bulacaktım o çocuğu."diye yakınmaya başladı.

Karşımdaki umutsuz vakaya başımı sallayarak karşılık verdim.

Hala elimde tuttuğum resimi ona uzattım.

"Umarım arkadaşın kabul etmiştir."dedim merakla.

"Ben o kadar dalmışım ki Yüsra'ya sana haber vermeyi unuttum ya."deyince birden kabul etmemiş olma düşüncesi sardı bedenimi.

Akın,yüzümdeki ifadeyi anlamış olacak ki konuşmaya başladı.

"Tedirgin olma hemen. Arkadaş çevremi hep mükemmel insanlarla oluştururum biliyorsun. Tabi ki de kontrol etti. Resimin fotoğrafını çekip atacağım ona birazdan. Sabaha bilgiler elimizde olur."

Birden kalkıp sevinç dansı yapmak istedim ama yıllar boyunca Akın'ın ağzına düşeceğime sevincimi içimde yaşadım.

"Al hadi resim burda. Hemen çek at."dedim heyecanla.

Akın elimdeki resimi alıp önce bir inceledi. Ardından telefonunu çıkardı ve fotoğrafını çekti.

"İş tamam. Şimdi geriye sadece uyumak kaldı. Çünkü  bir dakika daha uyanık kalacak mecalim yok."

"Çok sağol kanka."
"Bunu karşılıksız yaptığımı düşünme sakın."
Dediği şeye güldüm.
"Yarın akşam. Aynı mekan. Adana kebap benden tatlıya karışmam ona göre."dedim.

Rüya (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now