Gerçi artık bulamayacaklarını anlayınca aramayı bırakmışlardı onlarda. Bunları düşüne düşüne odadan çıkıp salona indi genç adam. Herkes salonda oturuyordu. Kerem'de yanlarına oturduğu sırada Hira'nın sevinçli sesi duyuldu salonda.

"Adel'de beni takip etmeye başladı."

Evet, Hira dayanamamış, genç kızı instagramdan takip etmeye başlamıştı. Adel görünce şaşırmıştı, ama o da takip etmeye başlamıştı sonradan. Onlarda şaşırmışlardı saçını sarıya boyatmış olduğunu görünce. Hira ise böyle küçücük bir şeye, özellikle de Adel'le ilgili olursa çok seviniyordu işte.

"Nasıl yani? Sen onu takip mi ediyorsun?" diye sordu Ceren. Hira ise başıyla onayladı. Ardından Kuzey birden bağırmaya başladı.

"Nasıl yaaa?! O bizi, sadece bir mektupla bırakıp gitti farkında mısın?!"

Hira'da ona cevap olarak bağırarak konuştu.

"O bizi öylece bırakıp gitmez. Ben eminim, geçerli bir sebebi vardır mutlaka..!"

"Nasıl bir açıklaması olabilir lan bunun! Gitti işte. Bizi umursamadan çekip gitti. Bizim ne hale geldiğimizi bilmiyor musun sen! Serhat abi, Sarp abi... Hepimiz ne hale geldik lan! Hele Kerem, mahvoldu onun yokluğunda. Sonra Arel, Selin, Yağmur. Nerede onlar ha! Nerede?"

Evet, bir de onlar vardı dimi? Yağmur tekrardan Amerika'ya ailesinin yanına gitmişti dayanamayıp. Arel ve Selin ise İzmir'de okumaya karar vermişlerdi. Lise 4'e geçmişlerdi onlarda ve İzmir'de okuyorlardı. Burada kalıpta ablalarının hatıralarını görmek istemiyorlardı. Bu, her gördüğünde onu hatırlamak demekti ve Onlarda bunu istemiyorlardı. Çok kızgınlardı çünkü genç kıza. Hem de çok.

Adel'in annesi ve babası da onlarla birlikte İzmir'e gitmişlerdi zaten. Oraya taşınmışlardı.

Artık derslerinin saatleri geldiği için evden çıktılar. Arabalarına binip üniversiteye doğru sürmeye başladılar.

Aynı dakikalarda genç kız da kendi okuduğu üniversiteye gelmişti bile. Daha dersinin başlamasına da vardı. Bu yüzden de herhangi bir banka oturdu ve yine düşünmeye başladı. Yine düşünceliydi işte. Her zaman ki gibi. Telefonuna bir mesaj gelmesiyle cebinden çıkardı. Mesaj instagramdandı. Ve kimden olduğu da belli değildi. Hafiften kaşları çatıldı.

gizli_kullanıcı

Sen O'nun yüzünden gitmiş olabilirsin. Arkanda bir enkaz bıraktığını bile bilmiyorsun üstelik. Herkes senin için ne kadar kötü haberin var mı? Ama olsun, ben onların bu hallerini görmekten çok zevk alıyorum. Yani sana anlatamam. Onlar ne kadar üzülüyorsa, ben o kadar mutlu oluyorum. Ama benden kurtulmuş değilsin! Çok yakında, çok yakında herkesten intikamımı alacağım. Sadece, bekle ve gör..!

Adel'in gittikçe kaşları çatılıyordu. Bu da kimdi böyle? Ne intikamından bahsediyordu? Sonra aklına gelen kişiyle birlikte, 'o olabilir mi' diye düşündü. Elif'in bilinmeyen abisi olabilir mi? Elif ölmeden önce söylemişti ona. Gerçi hala o söyledikleri aklındaydı. Hiç silinmemişti ki zaten. Söylediği şeyin ne anlama geldiğini düşünüyordu sürekli.

*****

"Sana, size yaşattığım o kadar şey için senden özür diliyorum. Biliyorum, yaptıklarım affedilir cinsten değildi, ama ben yine de özrümü dilemek istedim." diye konuştu Elif ama zorla konuşuyordu sanki.

Arada da kuru öksürükleri başlamıştı. Derin derin nefesler almaya başladı. Zorlandığı o kadar belli oluyordu ki. Ne yapacağımı bilemedim. Ama o, yine de konuşmaya başladı.

İNTİKAM MELEĞİ 2 Where stories live. Discover now