SAVAŞTAN SONRA NACHOLAR

Öncelikle Rick Riordan'ın notu az çok şu şekilde:

Genel olarak herkesin güvende ve sağlıklı olmasını diliyor ve 2014'te yazdığı ama yayınlamadığı bir sahneyi evdeyken okuyalım diye bizimle paylaşmak istediğini söylüyor gönlümün troll yazarı.

Sahne orijinal hikâyeye uygun değil ne yazık ki. Ne dediğimi okuduğunuzda anlayacaksınız. Kafanız karışmasın. Bu sahne yazıldı ama olay örgüsünde yaşanmadı maalesef.

En sonunda birbirinize iyi davranın diyor ve "Bir gün masanın etrafında oturup beraber nacho yiyeceğiz" diyerek bitiriyor. Bu sırada gözler şelale tabii. Neyse daha yolumuz var.

EĞER OLİMPOS'UN KANI'NA KADAR OKUMADIYSANIZ SPOİLER YERSİNİZ GENÇLER. Baştan uyarıyorum.

SAVAŞTAN SONRA NACHOLAR

"Sıkı durun!" dedi Leo. "Bu bebekler tehlikeli."

Nachoları masanın ortasına koydu. Tabak ağzına kadar kızarmış tortilla cipsi, erimiş peynir ve jalapeno dilimleriyle doluydu.

Diğer altı yarıtanrı yeni hedeflerini incelemek için öne eğildi.

"Neden tehlikeliler ki?" diye sordu Frank. "Patlıyorlar falan mı?"

Hazel kaşlarını çattı. "Leo lütfen baharat olarak Gorgon kanı kullanmadığını söyle."

"Cık. Bunlar yasal nacholar. Ama jalapenolar Demeter kulübesinin bahçesinden. Bunları süper acı olarak yetiştiriyorlar. Şimdiye kadar denediklerimin en iyisi."

Piper tabaktan bir nacho aldı. "Vejetaryen mi?"

"Evet güzellik kraliçesi. Fasulyeleri hayvansal yağ olmadan kızartmak kalbimi kırdı ama senin için katlandım. Şimdi, gerçek meydan okuma..."

Leo yeşil biber sosunu kavanozdan çekiverdi. "Valdez Yüksek Oktanlı Yakıt. (Valdez High Octane Fuel) Ciddi yanıklara neden olabilir."

"Gönder gelsin." Percy ellerini ovuşturdu. "Acı severim."

Annabeth ona dirsek attı. "Phlegethon'dan içtikten sora bunu hala söyleyebiliyor musun?"

"Eh, ben dalıyorum." dedi Jason. "Soğumadan önce..."

"Ah, soğumayacak." Leo'nun elinden alevler fırladı. Nacho Dağı'nı tepesine kadar kavurdu. "İşte böyle. Masanızda kızarmış halde."

Yarıtanrılar tabaktan nachoları almaya başladılar ve Valdez Yüksek Oktanlı Yakıt'ı es geçtiler.

Yemek alanında güzel bir öğleden sonraydı. Kampçıların çoğu yaz sonu aktivitelerini yapıyorlardı okçuluk sınıfı, tırmanma duvarı, gölün çevresinde kano... Ahırların orada Arion . Hazel ve Frank ile Jupiter Kampı gezisi sonrası istifledikleri Altın külçelerini hatur hutur çiğniyordu.

"Argo 2'yi özlemem garip mi?" diyerek hayret etti Jason.

"Hayır." Percy ağzına bir jalapeno dilimi attı. "O gemide güzel zaman geçirdik. Yani, ölmek üzere olmadığımızda."

"Yani aslında her zaman." dedi Annabeth.

Piper iç çekti, Long Island koyundan karşıya baktı. "Evet, güzel zamanlardı."

Hazel, Leo'ya bir elmas fırlattı. Gömleğine çarpıp sıçradı. "Hala öldüğünü düşünmemize izin verdiğine inanamıyorum."

"Tamam, öncelikle..." dedi Leo. "Ölmüştüm. İkincisi, elimden gelen kısa sürede geri göndüm. Ogygia şey gibi... Çok çok uzakta. Yüzyıllar geçmeden geri gelebildiğime seviniyorum. Ve üçüncüsü, size nacho yaptım. Aklıma gelen en iyi barış teklifi buydu."