Oyuna Başla 4°Bölüm

142 27 5
                                    

27.03.2020

Oyuna Başla

Bölüm 4

“Karar. ”


“Bir keresinde Çisil’in ısrarı üzerine tarot falına baktırmak için falcıya gitmiştik. Tabii bu iki ay önceydi. Bana büyük bir olay yaşayacağımı, hayatımın büyük anlamda değişeceğini söylemişti. Ve o zaman geldiğinde her hareketime dikkat etmem gerektiğini yoksa hatalı bir hareketin ölüm getirebileceğini söyledi. ” Bir anda aklıma Çisil’in orada olay çıkardığı  gelmesiyle sırıttım. Falcının yalancı olduğunu bağırmış ve falın saçma olduğunu oraya gitmeyi istemekle büyük bir hata yaptığını söylemişti.  Sanırım bu saatten sonra ikimizde fala tamamıyla inanacağız.


“O falcı bunu size değil de bana söylemiş olsaydı kesinlikle bu oyundan uzak dururdum.” Sudem ’in lafı ile güldüm. Çisil ve ben uslanmaz bir akıllıydık. Bir anda bu düşünce ile bir şey fark ettim ve suçluluk duygusu sarmaya başladı içimi.


“Aslında Çisil bu oyunu oynamak istediğinde ona engel olmalıydım. Hayır oyunu hiç getirmemeliydim. Eğer oyunu getirmeseydim şuanda bu durum da olmayacaktık. Özür dilerim Sudem.” Ona döndüm ve gözlerinin içine baktım. Bu duruma düştüğümüz için pişmanlığımın bir anlamı olmasa da bunu dile getirmek istedim.


“Neden özür diliyorsun ki... Bu durumda olmamız sadece senin veya Çisil’in hatası değil hepimizin hata payı var. Başta verdiğim tepki o anki durumumuza inanamamış olmamdandı. Şimdi bu gerçeği senin ve Mazhar’ın sayesinde kabullenebildim. Eğer o an sakin olmasaydınız yada yanımızda siz olmasaydınız kötü bir durumda olabilirdik.” Sudem bana döndü ve gülümsedi. İçimdeki suçluluk duygusu kaybolmaya başlayıp yerini minnettarlık alınca,  gülümsemesine gülümseyerek karşılık verdim ve önüme döndüm. Bir şekilde buradan sağa çıkacağız buna inanıyorum, çünkü dördümüz beraberdik.

~~~

“Çisil?”   Mazhar’a döndüm.


“Efendim?“  Mazhar gülümsedi ve omuz silkti.


“Yok bir şey!”  Derin derin nefes alıp vermeye başlamıştım tabii ki sakinliğimi koruyabilmek için.


“Çisil?” sakin kalmalıyım.


“Çisil?” yüzünü önüme doğru uzatınca geri çekildim.


“Efemdim canım arkadaşım!” Kendimi sıkarak konuştuğum için sesim tuhaf çıkmıştı. Mazhar bu duruma karşı sırıtmaya devam etti.


“Sıkıldım. Azıcık laflayalım.”  Gerçekten bazen gülümsemesi acayip bir şekilde beni çıldırtıyor . Pes etmişçesine omuzlarımı düşürdüm. Boş boş oturmaktansa konuşmak daha iyi olabilirdi ama aklıma hiç bir şey gelmiyor. “Ne konuşalım?”


“Hım...”  Mazhar gözlerini gökyüzüne dikti. Bir anda gözlerini gökyüzünden ayırıp bana çevirdi. Gözlerinin içinde merak kırıntılarını görüyordum. “Duydum ki hoşlandığın biri varmış? Tanıdığım biri mi? ”


“Bu saçma yalanı kimden duydun?”  Sorumu duymamış gibi konuşmaya devam etti. “ Ah yoksa o kişi benim diye lafımı değiştiriyorsun.” 


“Saçmalama öyle biri olsa da o kişi sen olmazdın?” Başını hafif bir şekilde sola yatırıp çarpık bir gülümseme takındı. Dik dik baktım yüzüne.


“Neden öyle diyorsun. Benden hoşlanıyorsan bu gayet anlaşılabilir bir durum. Ne de olsa yakışıklı, havalı, karizmati-“ kendisini övmesine daha fazla katlanamayıp lafını kestim.


“Senden daha iyileri var Mazhar. Bakıyorum da her zaman ki gibi çok kibirlisin görünüşün hakkında.” Mazhar öyleyim der gibi bakınca yüzüm de ona gözlerimi kısarak tuhafmış gibi baktım. Mazhar yüz ifademe gür bir kahkaha attı. Bazı oyun için tasarlanmış karakterlerin bile bize dönüp bakmasına sebep olacak şekilde. Bir anda dikleşti ve sağ eli ile önüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına attı.

OYUNA BAŞLA (DÜZENLENİYOR) Where stories live. Discover now