3

947 55 29
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kendisi Murat doktordur, ben düştüm elendim sıra sizde

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Kendisi Murat doktordur, ben düştüm elendim sıra sizde. Ve bu çocuk Türk olsa beğenirdiniz ama değil, bu çocuk nereli olduğu belirsiz.

(02.01.2020)

Berk

Dün bakanın bulaşma yollarını söyledikten sonra kafamı kurcalayan düşünce ile Sinan'ı aradım. İlk çalışta açtı.

"Aptal herif! Senin bana getirdiğin kızda virüs varmış, ve bil bakalım şuan neredeyim?"

"Ne kızı? Ne virüsü?"

"Hani yılbaşında yanıma oturttuğun kız. İlk virüsü kapan kişi olarak gözüküyorum ama o kızdan geçti! Daha kaç kişi ile oldu da bana geçti? İğrenç lan!"

"Ne diyorsun abi, ne olmuş o kıza?"

"Geceden kalmasın dimi? Sana anlatayım arkadaşım. Senin o gün yanımıza getirdiğin kızda Hv-6 virüsü varmış, bana bulaştı. Ve bulaşma yolu ne sence? Cinsel yolla geçiyormuş! Buda demek oluyor ki, kız sadece bana bulaştırmadı."

"Abi kız dün gece evde ölü bulunmuş."

"Virüsten aptal, yüksek ateş ile gelseydi hastaneye yaşıyor olurdu. Annemin hastanesine geldim, tedavi arıyorlar o sırada ateş düşürücü gibi ilaçlar veriyorlar."

"Geleyim mi yanına?"

"He gel, bir tüp kan alıp içireyim sana. Öl sen de kurtul, ben de. Başıma açtığın kaçıncı iş lan bu?!"

"Kanka sakin ol ya, can sağlığı olsun."

"Canım sağlam olucak zaten, şuradan ölmeden çıkayım seni öldürücem ilk."

Kapı pat diye açılınca telefonu suratına kapattım.

"Annen miydi?"

"Sana ne?"

"Şurada adam gibi soru soruyoruz cevaba bak. Çok meraklı değilim sana ama sıkıldım, telefon bile sıkıyor. Kitaplarımı özledim ama bebeklerim oradayken burada başka bebeğe bakıyorum."

"Sana bak diyen olmadı, gitsene sen."

"Annenin emri, ikimizde iyileşmeden çıkamayız. Ya da ölmeden."

Sinirle televizyona döndüm. Ayaklanıp yanıma gelip alnımdan ateşini ölçtü. Sesi çıkmazda iyi doktor da işte sesi çıkıyor ve görüntü kirliliği oluşturuyor.

"Ben çok sıkıldım."

"Ne yapayım? Kalkıp göbek mi atayım?"

"Fazla atarlısın genç adam, şurada laf olsun diye diyorum."

"Genç adam? Sen kaç yaşında sanıyorsun beni?"

"16-17?"

"Nee? 22 yaşındayım doktor."

"Murat."

"Ne?"

"Adım Murat."

"Sormamıştım. Sahi sen kaç yaşındasın?"

"27."

"Uzmanlık almadın mı?"

"Okuyorum, şimdilik pretisyen hekimin."

"Annem seni nasıl almış buraya?"

"Acile doktor olarak aldı. Blgiliyim, okulu birincilik ile bitirdim neden almasın?"

"Onları yapsan da iticisin."

"Sen hangi bölümü okudun?"

"Muhasebe."

"Anladım."

"Hadi ya, buradan bakınca hiç öyle durmuyor."

"Ya sabır, arkadaş olalım diye geliyoruz malum tek ikimiziz, sen beğenmiyorsun. İyi ne yaparsan yap."

Murat eline telefon alıp oynamaya başlayınca anladım sıkıldığımı. Televizyona bakerken sesi geldi.

"Hadi oradan, ben daha güzel oynamıştım."

"Ne?"

"Sana demedim ses kaydı."

"Anladım." diyip televizyona geri döndüm. Gülüyordu, neye gülüyorsa artık.

"O zamanı nasıl unuturum çobanyıldızı, onların yendiğimiz maçtı.

Ben de seni özledim, ama dayanıcaz bir süre. Sende sakın arkadaşlarına uyup çok içmeye gitme."

"Sevgilin mi?"

"Kardeşim."

"Nasıl abisin sen? Kardeşin içmeye gidicek izin veriyorsun."

"Sana ne? Hem kardeşim dedim diye öyle kardeş değil, manevi kardeşim. Tek çocuğum"

"Ne güzel işte, ailen senden sonra çocuk yapmama kararı almış."

"Annem ben iki yaşındayken ölmeseydi görürdük kararlarını."

Ağzım açık ne dicem diye düşünürken kalkıp odadan çıktı, kalbini kırmıştım. Haklıydı da, ama nereden bilecektim öldüğünü.

KARANTİNA Where stories live. Discover now