1.Bölüm

43.6K 1.1K 516
                                    

*düzenlenmiştir

  Selaam!

Biraz değişiklikler yaptım. Eğer tekrar okursanız ilerki bölümlerde kopukluk yaşamamış olursunuz.

Minik yıldıza dokunup oy vermeyi ve satır arası yorumlarda düşüncelerinizi belli etmeyi unutmayın. Keyifli okumalar! 💙

Kitaba başladığınız tarihi buraya yazabilirsiniz.

  Sıcacık yatağımda bir sağa bir sola dönerken kim bilir kaçıncı rüyamı görüyordum. Bu sefam böyle bir müddet daha devam etti demek isterdim ama öyle olmadı. Yüzüme gelen ıslaklıkla beraber suratımı buruşturdum. Sabahın köründe bana bu yapılan canilekten başka neydi?

  Uykunun bu güzel kollarından ayrılıp güne başlamak gözümde gerçekten büyüyordu. İstemeye istemeye gözlerimi araladığımda elinde buz dolu bir bardakla tepemde dikilen, az önce yaptığı uyandırma servisinden gayet memnun bir şekilde sırıtan abim duruyordu. Sabır diler gibi derin bir nefes alıp verdim. Elbet intikamımı alırdım. "Neden insan gibi uyandırmıyı tercih etmiyorsun, canım(!) abiciğim?"

  "Denedim ama sen ayı gibi kış uykusuna yattığın için sonuç hüsran oldu. Ben de bu yolu tercih ettim, canım(!) kardeşim." Beni taklit etmesine gözlerimi devirerek karşılık verirken tekrar konuştum. "Denemediğine adım kadar eminim."

  "Boş yapma da kaldır o kıçını aşağıya in." Alayla güldü ve ekledi. "Kahvaltı hazır, prenses hazretleri." Abim odadan çıktıktan sonra bende ardından çıktım. Aşağı inmeden evvel banyoda işlerimi hallettim ve inek desenli pijama takımımı değiştirme zahmetine girmeden mutfağa doğru adımladım.

  Aldığım menemen kokusuyla mutfağa girdiğimde herkes kahvaltısını yapıyordu. E napacaklardı başka, köçek gibi dans mı etmelerini bekliyordun? Yüzüme bir gülümseme yerleştirip "Günaydın, bebeklerim! " dedim. "Günaydın, kızım." diyen anneme öpücük atıp, beni takmayıp tıkınmaya devam eden sevgili abiciğim ve babama boş bakışlarımı gönderdim.

  Sandalyeme yerleşip bende kahvaltıma başladığımda elime dilimlenmiş ekmeklerden birini alıp üzerine çikolata sürmeyi tercih ettim. Masadaki sessizlik hiç benlik değilken konuşmaya başladım. "Ben de bugün Beste'yle alışverişe çıkacağım." Beste benim en yakın arkadaşımdı. Beraber aynı mahallede büyüdüğümüz için çocukluğumuz da birlikte geçmişti. Küçükken her ne kadar anlaşamıyorsak, şimdi ise tam tersi can ciğerdik.

  Beraber mezuniyetim için elbise ve ayakkabı almaya gidecektik. Beste'yle yaşıttık fakat o iki yıllık bankacılık ve sigortacılık bölümünü okuduğu için haliyle benden önce mezun olmuştu. Hatta okuduğu bölümün mesleğini de yapmak istememiş, bir sene önce babasının ve abisi Ateş'in desteğiyle açtığı kendi gibi tatlı olan kafesini işletmekle meşguldü.

  "Ee napalım?" diyen abime işaret ve baş parmağımı birbirine sürterek para istediğimi belli ettim. "Ne kadar istiyorsun?" diye sordu istemeye istemeye. Ona sinsi bir şekilde güldüm. "Beş yüz yeter." Menemene batırıp ağzına attığı ekmek boğazında kalırken öksürmeye başladı. "Ay, çocuk boğuluyor!" Annem telaşla kalkıp abime doldurduğu suyu uzatırken bir yandan da babam, abimin sırtına vuruyordu. Ama pek nazik bir şekilde vurduğu söylenemezdi.

  Aslında istediğim para bu kadar çok değildi. Kendi biriktirdiğim de vardı ve ben sadece üstünü tamamlayacaktım. Abim benimle pazarlık yapmayı çok sevdiği için söylediğim rakamı biraz fazla tutuyor, sonundaysa ihtiyacım olduğu kadarında anlaşıyorduk. Tabii onun bundan haberi yoktu. Melinay taktikleri 1.

KIVIRCIK BELA -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin