Saldırı 2

81 1 0
                                    

   Kısa araba yolculuğunun ardından İzmir'in gerçekten ünlü otellerinden birinin önünde durmuştuk. Araba durur durmaz Victor etrafı kontrol etmek için arabadan indi. Bir tehlike olmadığından emin olduğunda kapımı açarak bizimde inmemizi bekledi. Melisa şaşkın şaşkın etrafına bakarken kolundan tutarak Victor'un arkasından sürüklemeye başladım. Melisa tüm  bunların hesabını vereceksin bakışları atarken ben adımlarımı Viktor'a uyum sağlamaya çalışıyordum. Büyük girişten girdikten sonra büyük hızla asansöre ilerledik. Viktor asansörü çağırıp girmemiz için önümüzden çekildiğinde Melisa'nın kolunu bırakarak asansöre girdim. Arkamdan Melisa ve Victor girdi. Victor 10. kata bastığında kapılar kapandı ve asansör hareket etmeye başladı. Asansör 10.katta durduğunda Victor hiç zaman kaybetmeden zenginlik kokan, altın renginde duvar kağıtları ve ünlü ressamların tablolarının bulunduğu koridorun diğer ucuna doğru yürümeye başladı. Yine Melisa'nın kolundan tutup çekiştirirken Victor'u izliyordum. Aniden durup sağa döndüğünde saklanacağımız odaya geldiğimizi anladım. 501 numaralı oda. Victor cebinden bir kart çıkartıp okuttuktan sonra kapı açıldı ve Victor kenara çekilerek bizim geçmemizi bekledi. İçeriye girdiğimde biraz şaşırmıştım. Ben odanın çok şatafatlı, altın işlemeli duvar kağıtlarıyla çevrili olacağını sanarken odaya tam bir sadeliğin hakim olduğunu gördüm. Duvarlar krem regindeydi ve siyah desenlerden oluşan duvar kağıtları vardı. Oda çok büyüktü. Oda mı? Burası bir suitti. Odanın ortasında bordo bir yatak örtüsünün olduğu yuvarlak bir yatak vardı. Başlığı, komidinler, dolaplar ve tekli koltuklar tamamen kırık bir beyazdı. Melisa'nın artık dayanamayıp patlamasıyla gözlerimi odanın dizaynını incelemekten alıp Melisa'ya çevirdim.

"Neler oluyor Emira? Neden böyle apar topar birinden kaçarmışçasına buraya geldik? Bu çocukta kim ?" derken gözleri Victor'a çevrilmişti. Bende Victor'a kısa bir bakış attıktan sonra Melisa'nın kollarından bu gün bilmem kaçıncı kez tutarak koltuklardan birine oturttum. Melisa'nın yüzü resmen kızgınlıktan domatese dönmüştü. Bende diğer koltuğa otururken söyleyeceğim şeyleri tartmaya, neyi söyleyip neyi söylememem konusunda düşünmeye başladım. Victor'da yatağın ucuna oturup o derin mavi gözlerini bana dikmiş açıklamamı bekliyordu. Derin bir nefes alarak olayları en başından anlatmaya başladım.

" Melisa sana hani benim hiç akrabam falan yok demiştim ya aslında varmış." Ne iyi giriş yaptım ama (!) Aferin bana. Hala Melisa'nın ve Victor'un gözleri üzerimdeyken tekrardan denedim.

"Doğum günümde dedem geldi. Yıllardır onun öldüğünü sanıyordum ama ölmemiş. Babam ve annem bana yalan söylemişler." Yüzümü Victor'a çevirdiğimde hafifçe omuzlarını silkip kollarını önüne sardı. Melisa'ya baktığımda beni ciddiyetle dinliyordu. Gerçekten neler olduğunu merak ediyordu.

"Büyükbabamın anlattığına göre biz büyük ve güçlü bir aileymişiz. Babam karşı karşıya oldukları tehlikeden beni korumak için beni saklıyormuş." Melisa ellerini önünde birleştirip derin bir nefes aldı.

" Tehlike mi? Şuanda da tehlikede misin? Ne tehlikesi?"

"Açıkcası Melisa bende tam olarak bilmiyorum. Tek bildiğim babamların bana bir çok yalan söylediği, aslında büyük bir ailem olduğu ve tehlike içinde olduğumuz. Ha bu arada tanıştırayım." Ayağa kaltım ve Victor'a doğru yaklaştım.

"Bu Viktor. Benim korumam." Melisa merakını az da olsa giderdikten sonra ayağa kalkarak Victora doğru yürüdü. Victor'da kalkarak Melisa'ya yaklaşırken tam önümde durup el sıkıştılar.

   Melisa elini yüzünü yıkamak için banyoya girdiğinde tekrar koltuğa oturarak gözlerimi Victor'a çevirdim. O karşımda Yunan Tanrısı misali dikilirken asıl merak ettiğim şeyi sordum.

"Büyükbabam nasıl?" Sürekli tonu değişen mavi gözlerini bana sabitledikten sonra derin bir nefes alıp yanımdaki koltuğa resmen hayvanca yayıldı. Alnını ovaladıktan sonra bakışlarını tekrar bana sabitledi.

"Şuanda iyi olduğunu biliyorum. En son sizin yanınıza gelmeden önce konuşmuştum. Her neyse. Büyükbabanız güvende ve sizin de güvende olmanızı istiyor. Bu yüzden bir süre burada kalmanız gerekiyor."

"Ama babamlar? Merak edeceklerdir."

"Siz onları düşünmeyin. Sanırım Mithat Bey bu konuyla ilgilenmiştir. Babanızla görüşmesinin vakti gelmişti." İçimdeki sıkıntının ağırlığıyla tekrardan derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Bu sırada Melisa banyodan çıkmış çantasını karıştırıyordu.

"Ne zaman gidiyoruz?"

"Sanırım bir süre buradayız Melisa."

"Ama annemler?" Bu sorusuna karşılık Victor ayağa kalkıp cevapladı.

"Merak etmeyin. Selim Bey ailenizle konuşacaktır. Şimdi ben gidiyorum. Otelin etrafında ve içinde bir çok koruma var. Dolapta da bir kaç kıyafet. Siz biraz dinlenin." diyerek kapıdan çıkarken sadece arkasından bakabilmiştim. Kalkıp banyoya ilerlerken Melisa'da dolaplara doğru ilerliyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 01, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KORUMAWhere stories live. Discover now