Scorpius Malfoy
Duvardaki saati dikkatle izleyerek bir mucize olmasını ve dakikaların hızlıca akıp gitmesini diledim. Her ne kadar fizik dersi en sevdiğim derslerde ilk üçe girse de bugün içimde kötü bir his vardı. Ben gözlerimi saate sabitlemişken sevgili fizik öğretmenimiz Bayan Turner'ın bana seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Scorpius? Yapacağınız ödevi anlatıyorum, dinlemen senin için iyi olur."
Tabii ya.
Dönem sonu fizik projelerimiz için eşleşmeler bugündü. Saçma sapan birinin proje eşim olmaması için dua ediyordum. Genelde eşleştiğim kişiler bana para teklif ederek ödevin hepsini bana kitlerdi. Bense içimden ne kadar aptal olduğunu düşünerek teklifini geri çevirip ödevi tek başıma yapardım. Başta moralimi bozsa da alışmıştım artık. En azından tek başıma daha hızlı bitiriyordum ve bana karışacak fazladan bir aptal olmuyordu.
"Üzgünüm Bayan Turner, dinliyorum." diye mırıldandım. O ise memnuniyetini belirten bir gülümseme verip anlatmaya devam etti.
"Çocuklar bu proje için size bir ay veriyorum. Gerçekten emek görmek istiyorum bu projede. Baştan savma şeyler istemiyorum. Projenin tek kişi üstüne yıkılmasını kesinlikle istemiyorum." Kesin öyle olur dedim içimden. Ne sanıyordu bu kadın, onu dinleyeceklerini falan mı? Ödev hakkında bir şeyler daha söylerken dinlemeye gerek duymadım, zaten her dönem aynı şeyi istiyordu. Bu son yılımızdı, aynı ödevi son yapışımın rahatlığı üstümdeydi.
"Şimdi proje eşlerinizi sayıyorum. dikkatli dinleyin lütfen!" dediğinde oturduğum yerde umutsuzca dikleştim. Kim bilir kim gelecekti. Bayan Turner yakın gözlüğünü burnunun ucuna yerleştirip gözlerini kısarak kağıda bakıp okumaya başladı. "Rose Weasley ve Lysander Scamander." Rose en yakınımdı, aslında tek yakınımdı. Çok iyi bir kızdı, okulun başından beri arkadaştık. Ama maalesef Lysander Scamander için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Rose'un da Lysander'la eşleşmesine sevinmediğini biliyordum. Yüz ifadesi bunu açıkça belli ediyordu.
Bayan Turner devam etti. "Lorcan Scamander ve Lucas Finnigan." İki baş belası sırıtarak birbirlerine beşlik çaktılar, aynı arkadaş grubundalardı ama açıkçası ikisinin de proje için hiçbir şey yapacağını düşünmüyordum. "...Helen John ve Bianca Martin, Eva Simpson ve Hailey Morgan..." Benim kısmım gelene kadar diğerlerinin pek umurumda olmadığını söyleyebilirdim, dinlemeyi bırakmıştım.
Ben yine saati gözetlerken adımı duymamla odak noktamı değiştirdim. "Scorpius Malfoy ve Albus Potter." Tanrım lütfen, lütfen yanlış duymuş olayım.
İsimlerimizin bile yan yana geçmesi içimi ürpertirken kafamı sola çevirdiğimde otuz iki diş sırıtan Albus Severus Potter'la karşılaştım. Yanlış duymamış olduğum kesinleşmişti. Onun bu sırıtmasına karşı maalesef bir şey yapamayıp Bayan Turner'la konuşmak için elimi kaldırdım. Göz ucuyla bana bakan Bayan Turner mırıldandı. "Ne oldu Scorpius?"
"Beni başkasıyla eşleştirmeniz mümkün mü acaba?"
Bayan Turner başını iki yana sallarken konuştu. "Bununla uğraşamam Scorpius, seninkini değiştirirsem memnun olmayan herkesinkini değiştirmem gerekir ve bu kadar zamanımız yok." İçimde Albus'a olduğu kadar büyük bir sinir Bayan Turner'a da yüklenirken oturduğum yere sindim. Başımı tekrar yana çevirdiğimde Albus'un sırıtışı daha da büyümüştü. Lanet olsun.
Albus Severus Potter okulda 'sözü geçen' kesimdendi. İnsanları aşağılayıp rahatsız etmekten zevk alan, hayatını buna adamış biriydi. Benim lügatımda kısaca şerefsizdi. Kelimelerle anlatamayacağım kadar şerefsiz. Yıllarca bu şerefsize platonik kalmam da gönül işlerinin benim açımdan ne kadar boktan işlediğini gösteriyordu.
Bense adeta hayalettim. Varlığım yokluğum birdi. Sessizdim, sakindim. Tanınmazdım. Gerek de yoktu zaten. İlginin üstümde olmamasından oldukça memnundum. Tek arkadaşım olan Rose'un Albus'un kuzeni olması oldukça ironikken, Rose her zaman benim yanımda olmuştu. Tüm günlerimi onunla geçiriyordum ve bundan hiç şikayetçi değildim.
Ama Albus, kendisi kadar baş belası olan arkadaş grubu Lysander, Lorcan ve Lucas ile birlikte okul hayatımı önceki üç yıl boyunca rezil etmiştilerdi. Tabii ki ele başı Albus'tu. Beni okuldan soğuttuğu yetmemiş gibi sinir sistemimi de alt üst etmişti. Resmen boş işlerle uğraşmak onu mutlu ediyordu.
Bayan Turner sonunda isimleri saymayı bitirdiğinde birkaç uyarı daha yapıp dersin bittiğini söyleyerek sınıftan çıktı. Defterlerimi toplayıp sınıftan çıkmak için hazırlanırken sıramda duran ellerle duraksadım.
"Malfoy, nereye öyle?" Albus'un duydukça sinirlerimi zıplatan sesiyle bakışlarımı gözlerine çevirdim. Yeşillerinde adeta şeytani bir parıltı vardı. Ayağa kalktım. "Tercihen senin olmadığın bir yere."
Sırıttı ve başını hafifçe yana eğerek bana baktı. "Beni bu kadar özlediğini belli etme ama, şımarıyorum." Sevimsiz diye geçirdim içimden. Keşke beni rahat bıraksaydı da Rose'la birlikte şu lanet sınıftan çıkabilseydim, daralmıştım. Ama önümde Albus engeli varken yerimden kıpırdamak ne mümkündü?
"Çekilecek misin artık? Gideceğim." Sözlerime hiçbir zaman aldırış etmediği gibi yine etmedi. "Projeye ne zaman başlamak istersin Malfoy?" dedi. Şaka yapıyor olmalıydı herhalde. Hiç şaka kaldıracak havamda değildim. Derin bir nefes aldım. "Yapmayacağını ikimiz de biliyoruz. Projeyi bitirdiğimde adını da yazar veririm, paranı istemiyorum. Anlaştık mı?" dediklerime karşılık dudaklarından küçük bir kahkaha koptu.
"Birlikte yapmak istiyorum. Tek başına yapmanı değil. Zaten sevgili hocamızı dinlemedin mi, böyle bir şeye müsaade etmiyormuş." dedi dalga geçerce. Gerçekten hiçbir şeyi ciddiye almıyordu.
"Albus, uğraşma benimle." diyerek yavaşça yanından sıyrılıp kapıya ulaştım. Rose tedirgin bakışlarını ikimiz arasında gezdirirken beni bekliyordu. "Ama uğraşmak hoşuma gidiyor." İnan bana farkındayım.
Arkamı dönmeden yürümeye devam edince "Projeye başlayacağımız zaman yeri konum at!" diye seslendi arkamdan. Hala uğraşıyordu ya, insan hiç mi vazgeçmezdi?
Sınıftan hızla uzaklaştığımızda arkadaşımın yüzüne ancak bakabildim. Saçlarıyla aynı renk olmuş yüzünü görünce onun da en az benimki kadar sinirli olduğunu fark ettim. "Daha kötüsü olamazdı herhalde." dedi sinirle yumruklarını sıkarken. Başımı salladım. "Kesinlikle en kötüsü bu Rose."
En kötüsünün bu olduğunu sanıyordum, gerçekten.
Bu kitabı yeniden yayınlamak bu sabaha kadar aklımda bile yoktu, silmeye kıyamamıştım bugün de baştan okudum ve tekrar yayınlamak istedim... Muhtemelen okuyan kalmamıştır ama iyi okumalar!!💓
YOU ARE READING
ghost ↠ scorbus
FanfictionAlbus ve Scorpius'un arasındaki sonu gelmeyen nefret saçma bir iddia sonucu iyice alevlenir ve işin sonunda ikisi de hiç beklemedikleri bir duruma gelirler. • scorbus, 2020
