"Evine gitmek istiyorsun öyle mi ?" Sözlerinin altında farklı bir ilgi vardı.

Daha demin o evin kapısı bana kapanmıştı. Bunu oda tahmin ettiği için bana garip bir bakış daha attı. Bana üzülmüş gibi bir mimik belirdi sanki suratında. Farklıydı bu adam! Bakışları, konuşması, şimdi tüm Mardin'in öyle anlattıkları cani adam bu muydu?

Gözlerimi kırparak dudaklarımı ısladım yutkunarak gözlerimi ondan kaçırdım.

"Evet." Dedim aslında hayırdı, benim arkamda bir ailem, evim diyeceğim yuvam yoktu ki.. Peki ben şimdi ne yapacaktım?

"Peki abin ne olacak?" Sorusu ile çatılan gözleri ona çevirdim.

"Bana ne soruyorsun, gidin ona sorun!"  O bokları yerken bana mı güvendi!
Kimse beni saçma sapan bir evliliğe sürükleyemezdi! Birileri için kendi benliğimden vazgeçemezdim.

Dudakları kıvrılır gibi olsa hemen düzelterek beni dinlemeye devam etti.

"Seninle asla evlenmem, o saçma sapan aşiret, töre bana istemediğim hiçbir şeyi yaptıramaz. İstemediğim şeyler için diz çöktüremez. Yapmam ben Ağa, yapmam! On sekiz yaşında reşit bir kadınım ben."

Boyun eğme Beyaz afferim!

Yutkundum.

Gözlerim tekrar konağın katolik taslarına kaydı. Kesinlikle memleketimin en sevdiğim olayı bu katolik taşları olabilirdi. Kışın sıcak yazın serin tutan bu taşlar ile tek bir mimari hakimdi buda göz estetiği sağlıyordu.

Cevap vermemişti hala sözlerime.

"Peki." Dedi gözlerimi katolik taşlardan hızlıca çekerek ona baktım. Bu kadar kolay kabul edeceğini asla düşünmemiştim Bende kolay pes edecek değildim ama o kolay kabullenmişti. Mutluluktan dudaklarım kıvrıldı gözlerim doldu.

"Ne yapabilirsin bu saçma sapan evlilikten kurtulmak için?" Dedi ellerini cebine koyarak benden bir cevap bekledi.

Afalladım sorusu karşısında.


"Giderim, bu konaktan çıkar polise gider olanları anlatırım, şikayette bulunurum devlet korur beni. Bu topraklarda adaleti sağlayan insanlar var, benim uğradığım bu saçmalığa göz yummayacak devlet erkanları var." Dedim başımı dik tutarak.

Diyememiştim babam var ailem var onlar korur beni diye.. Acı tat ile yüzümü buruşturdum.

Kafasını salladı. Alt dudağını ısırıp tek kaşını havaya kaldırdı. Düşündü gözlerimin içine bakarak sordu.
"Sonra peşine takılan aşiretin adamlarından koruya bilecekler mi seni o devlet erkanları çünkü aşirete karşı geleceksin arkanın sağlam olması şart. Ağa olsan bile."
Aşiret büyükleri de göz yummazdı çıkan karara uymayanların başına neler gelmişti şahit olmuştum. İstemeye istemeye öğretmişlerdi Allah hepsinin  belalarını versin! Kaç kızın ölüm haberleri yayılmıştı Midyat sokaklarına..

Bu topraklarda çok kız ölmüştü..

Suçları hiç yoktu onların..

Sorusunu tekrarladı.  
"Eee ?ölmeden kurtulabildin mi?" 

Kurtulamadım..

Haklıydı. Maalesef ki. Bu haklılığı canımı babamın yaptığından daha çok yakmıştı!

Bu ülkede her gün bültenlerde kadın cinayetleri dönerken devletimizin kadını koruma sisteminin çok zayıf bir boşluk olduğu konusunda haklıydı..

KARA AĞA |Mardin SERİSİ 1,2| TAMAMLANDI Место, где живут истории. Откройте их для себя