Девятнадцать

365 59 62
                                    

Reklam arası verilmişti. Diğer, sonuncu soruya geçilmeden önce kamera arkasından verilen işaretle sunucu gülümseyerek reklam arası verileceğini söylemişti. Işıklar kapandıktan sonra sunucu ayağa kalkmış Seokjin'in yanına giderek omuzunu sıkıp 'iyi iş çıkartıyorsun' dedi ardından çıkışa doğru irelilemeye başladı.

Aynı zamanda Seokjin de durmuştu ayağa. Sabahtandır oturduğu koltuğa yapışmış gibiydi ve ayağını yere bırakırken sendelemişti. Ayakları uyuşmuştu.

Seokjin uyuşmuş ayaklarını düzeltmek adına yavaş adımlarla sunucuyu takip ederek çıkışa doğru irelileyerken Min Hoo'nun yeni yaktığı sigarasının ilk buharını yudumladığını gördü.

Çıkış tamamen boştu. Öğlen geldiği programa şimdi gök yüzündeki küçük yıldız tanelerinden başka ışığın gelmediğini farketti. Oysa daha yarım saat geçmiş gibi hissediyordu.

Sunucuya rahatsızlık vermemek adına ondan uzakta, binanın garaj kısmında geziniyordu ireli geri. Min Hoo zamanın azlığından hızla çektiği sigarasından büyük bir nefes aldıktan sonra gence bakarak, onun duyacağı şekilde konuşmuştu.

"Özlemekten daha kötü bir duygu varsa o da pişmanlıktır."

Seokjin onun kiminle konuşduğunu anlamak için yüzünü çevirdi.

"Herkesin hataları vardır ve geç olmadan  bunları düzeltmemiz lazım." Min Hoo son yudumunu doldurdu ciğerlerine "Yoksa geç olur ve çıkamayacağımız bir pişmanlığa gireriz" İzmaritini Seokjin'e yaklaşarak tam arkasında duran kutuya attı. Ellerini pantolonunun cebine koyup gence döndü. "Umarım sevdiğin kişiyle tekrardan kavuşursun evlat" Ve içerinden gelen sesle geri binaya giriş yaptı.

“×”

"Evet sevgili izleyiciler. Tekrardan hoşgeldiniz"

Gürültülü alkışlar yankılandı.

"Finale geldik. Artık son sorudayız. Seokjin ne hissediyorsun?"

"Heyecanlı ve biraz da stresliyim efendim"

"Bence strese gerek yok Seokjin. Joker'lerin hepsi yerinde. Onları kullanarak zaten kazanacaksın, fakat ben senin onları kullanmadan da kazanacağına inanıyorum" Sunucu geniş gülümsemeyle konuşurken, Seokjin az da olsa rahatlamıştı. Hep hatırlatsa bile joker'lerinin olduğunu unutuyordu ve onlar yokmuş gibi oynuyordu oyununu. Sonuncu sorunun da bileceği yerden geleceğini ümid etti. Olmasa bile, sunucunun dediği gibi zaten kazanmıştı.

"O zaman vaktimiz azalmadan soruya geçelim"

11. Herodot'un yazdığı, Mısır firavununun dilin köken deneyinde, doğunca çobana verilerek kapatılan, o dahi konuşturulmayan çocuğun söylediği ilk şey nedir?

A. Ver
B. Su
C. Ekmek
D. Anne

Diğer on bir soruyu kolaylıkla geçmişti Seokjin. Hepsini zamanında öğrenip de cavaplamasa bile, en azından küçüğü sayesinde hatırladığı tüm hayat hikayesinden karelerdi bunlar. Ancak gel gör ki, bu sorunun cevabını kesinlikle bilmiyordu. Ayrıca soru, çok anlaşılmazdı.

"Ben, bilmiyorum"

"Ciddi olmazsın"

"Gerçekten, bilmiyorum" Gülümseyerek söylediğinde, oturan izleyicilerden narazılık sesleri yükseldi.

"En azından joker'lerini kullanabilirsin. Tanrım! Neden hep sonuncu?" Sunucu ellerini yukarı kaldırıp isyan etti. Gerçekten, Seokjin soruyu bilmiyordu ve joker kullanarak kazanacaktı. Bu yüzden gözüne en cazip gelen jokeri seçti.

"50:50 joker hakkımı kullanmak istiyorum" Joker seçildikten sonra iki yanlış cevap direk silinmiş ve iki cevap şıkkı kalmıştı ki, Seokjin hala aklında fikir üretemiyordu.

C. Ekmek
D. Anne

"Arama hakkımı da kullanmak istiyorum" Joker hızla belirirken arayabileceği üç kişi çıkmıştı ekrana. "Kim Namjoon'u aramak istiyorum"

"Peki" Aranmaya başladı "Yakınlığınız nedir?"

"Ev arkadaşım"

İkinci çalgıda telefondan gelen sesle Seokjin gülümsemişti.

"Alo?"

"Bay Kim, merhaba. Kim Milyoner olmak ister adlı programdan arıyorum sizi. Nasılsınız?"

"Merhaba Bay Min, sizleri izliyoruz ve gerçekten heyecanlıyız"

"Arkadaşın hakkında ne düşünüyorsun?"

"Aslında, Seokjin'i severim iyi bir dosttur ancak ben onun kesinlikle ilk soruda kaybedeceğini düşünüyordum"

Tüm izleyiciler sunucuyla birlikte gülerken, Seokjin sabır dilercesine yüzünü kapamıştı. Çünkü evden çıkarken Namjoon ona güvendiğini söylemişti.

"İzlediğinize göre soruyu sormaya gerek yok diye düşünüyorum. 35 saniye süreniz var. İyi şanslar"

"Namjoon?"

"Dostum sana birşey söylemem gerek"

"Zamanımız gidiyor, cevabı biliyor musun?"

"Ben bilmiyorum, ama bilen birileri var. Dur ona vereyim telefonu"

"Namjoon zaman~"

"Hyung?"

Seokjin duyduğu sesi algılayamadı ilk önce. Kaşlarını çatmış, gerçekte kim olduğunu algılamaya çalışmıştı.

"Ben, emin değilim ama qaliba C, Ekmek"

"Tanrım" Seokjin gözlerini irice açtı, vücudundakı tüm kan kalbine yığılmış gibi hissetti. "Taehyung?"

"Buradayım hyung, cevaptan emin değilim çünkü okuldayken okumuştum. Lütfen diğer joker'leri de kullan"

"Tam olarak neler oluyor?" Sunucu konuşunca kimse umursamadı onu. Seokjin küçüğünün sesini uzun zaman sonra ilk kez duymuştu. Taehyung ise sözünü tam diyemeden zamanı bitmiş ve telefonu kapanmıştı.

"Tamam" Sunucu gencin yüzünde anlandıramadığı ifadeden ortamı düzeltmeye çalıştı. Seokjin donup kalmıştı çünkü. "Bence arkadaş haklı, emin değilse riske girmeye gerek yok. İki joker hakkın daha var"

"Hayır" dedi Seokjin. Kendine gelmiş ve oyunun bitirme zamanı geldiğini fark etmişti. İstediğini almıştı. Kazanmıştı. Küçüğü evde onu bekliyordu. "Cevap C"

"Dur, dur" Sunucu elini ona uzattı "Bak kaybedersen 250bin ile döneceksin. Joker'leri kullan"

"Pişmanlıklarımızı geç olmadan düzeltmemiz gerektiğimizi söylemiştiniz bana" Seokjin gülümseyerek sunucuya baktığında Min Hoo birşey diyemeden elini geri çekti. "Bence daha fazla geç kalmaya gerek yok" Çünkü anlamıştı, Seokjin çoktan kazanmıştı.

"Cevap C, Ekmek. Son kararım"

Şansızdım, seni bulana kadar ✓(TaeJin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin