KUTUP MAVİSİ ∆ YİRMİ SEKİZ ∆

Bắt đầu từ đầu
                                    

Kadın derin bir nefes aldı ve senelerce içinde biriktirdiği onca acıyı bir çırpıda anlatabilecek kelimeleri özenle seçip bir araya getiriyordu .

"Sen bir kadını mal gibi satın alabileceğini düşünerek hatayı başında yapmıştın zaten. Benim Savaşı seviyor olmam da tuzu biberi olmuştu. Benim yüzümden bir cana kıydın sen Murat, daha ne kadar kötülük yaparsın aklım hayalim yetmiyor inan ki . Ama senin de dediğin gibi isteyerek senin yanında kalmıyorum . Seni sevmiyorum hala Savaşa ait benim bu kalbim. Ölsem de ona ait olarak öleceğim. "

Adam sinirle oturduğu koltuktan kalktı ve merdivenleri hızla çıkıp odasına girdi . Yatağının karşısında bulunan gardrop un kapağını açtı ve içinde bulunan kasanın şifresini girdi . Eline aldığı silahı tutup uzun uzun baktıktan sonra hızla ayağa kalktı ve tekrardan hızlı adimlarla aşağı inip kadının tam karşısında durdu.

"Bunlar son sözlerin mi Servi , bak seninle oğlumuzla mutlu bir hayat geçirebiliriz . Beni sevmeye çalışırsan tüm servetim her şeyim senin olur istediğin her şeyi yaparsın . Yazık etme kendine "

Kadın yutkunup koltuğun arkasında saklanmış bir vaziyette duran oğluna şöyle bir baktı ve adamın yanına gidip kulağına bir şey söyledikten sonra kapıdan dışarı çıktı .
Adam da peşinden çıkıp kapıyı kapattı ve kadının yanına gidip silahı başına dayadı .

"Keşke beni sevmeyi öğretebilseydim sana " dedi adam ve kadını başından vurdu.

Sonrasında ise kadına sımsıkı sarılıp alnından öperek ağlamaya başladı.
Haykira haykira ağlıyordu ama artık çok geçti .

Kadının cansız bedeni yere düşerken küçük çocuk kapının kenarından koşarak kadının yanına geldi ve ona sarılıp ağlamaya başladı.

"Uyan anne ... Uyan nolur bak hava aydınlık dahaca karanlık olmadı ... Uyku saatin değil anne ... Çok korkuyorum beni bu adamla bırakma nolur... Annneeeeee !!"

Adam çocuğun yanından hızlıca geçip gitti ve kapıyı hızlıca kapattı . Kapatmadan önce de korumalarına emretti ;

"Su çocuğu alın dedesine götürüp bırakın !"

~ GÜNÜMÜZ ~

Gözlerimi açtığımda Kuzey üzerini giyinmiş öylece bana bakıyordu . Sanki bir şeye geç kalmışım gibi hissetmiştim kendimi .

"Ne o neden bana öyle bakıyorsun , bir yere gidecektik de ben unuttum mu yoksa ?"

Kuzey kafasını olumsuz bir şekilde sağa sola salladı ve lafa girdi ;

"Dedem aşağıda bizi bekliyor . Ha bir de unutmadan söyleyeyim düğün ille de yarın olsun diye tutturdu . "

Gözlerimi belertmiş Kuzeye doğru bakıp birden cirladim ,

"Neee ! Nasıl olur benim dahaca gelinliğim bile yok !"

Kuzey çok bilmiş bir şekilde bana doğru yaklaştı ve fısıldayarak konuşmaya başladı.

" Merak etme o işi bizim için Batu ve Özge halletmişler. "

Birden sinirlenmiştim. En özel anımda giyeceğim şeyi Özge seçmiş , bana sormamıştı bile.

"Kusura bakma Kuzey bu olay senin için özel olmayabilir ama benim için çok özel . Kendi gelinliğimi ben seçmek isterim . "

Kuzey tek kaşını havaya kaldırdı ve iyice yanıma sokulup konuşmaya devam etti;

"Senin yerinde olsam böyle düşünmezdim dolaba bak " dedi ve odadan çıkıp gitti .

Hemen yerimden fırlayıp soluğu dolabın yanında almıştım . Çok sabırsızdim hemen kapağını açıp baktığımda , şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum .

Özge ile katalogda bir gelinlik görmüştüm o kadar güzeldi ki aklım onda kalmıştı güzel olduğu kadar pahalıydı da. Onu beğendiğimi nasıl anlamıştı bilmiyordum ama şu an kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu .

Hemen aşağı inmem gerekiyordu yoksa Kuzeyin dedesi çok sinirlenecekti. Dolabı açıp doğru düzgün bir kıyafet bakıyordum uzun uğraşlar sonucu uzun bir etek ve üzerine sıfır kollu bir bluz bulup giyindim . Aynada kendime şöyle bir baktığımda dağılmış olan saçlarımı bir çırpıda at kuyruğu yaptıktan sonra kahkülümü de elimle duzelttikten sonra artık hazırdım .

Merdivenleri üçer beşer indikten sonra hemen üzerimi tekrardan bir kontrol ettikten sonra yavaşça mutfağa geçtim ve Kuzeyin yanından yavaşça dedesinin yanına geçip elini öptüm . Yüzüme de bir gülümseme yerleştirip "hoş geldiniz dedecigim " dedim .

O da her zamanki gibi "Hoş bulduk gelinim "dedi .

Masada uzun süre bir sesizlikten sonra evde dolaşan Özgeyi fark ettim . Ne ara geldiğini anlamadığım Özge masayı hazırlamıştı demek ki.
Ben öyle şaşkın şaşkın etrafa bakarken Kuzeyin dedesi lafa girmişti .

"Bak kızım seni çok seviyorum biliyorsun . "

Olumlu anlamda başımı salladım ve onu dinlemeye devam ettim.

"Bu evlilik oyunu bitsin artık , hiç öyle şaşırmış gibi bakmayın bana . Oyun oynadığınızı biliyorum siz giderken ben geliyordum . Bu oyun bitsin artık ve gerçekten evlenin bir yuvanız olsun . Benim torun sevme yaşım geçiyor artık iyice yaşlandım bir ayağım çukurda. Kuzeyimin bir yuvası olduğunu görmek tek arzum . Nolur beni bu arzumdan mahrum bırakmayın " dedi ve yavaşça sandalyesinden kalkıp oturma odasına geçti .

Kuzey gözümün içine bakıyordu bende hemen yerimden kalktım ve dedenin yanına geçip mahcupca oturdum . Boğazımı temizledikten sonra sözlerime başladım .

"Tamam dedecigim yarın istiyorsan yarın olsun yeter ki senin gönlün kırılmasın " dedim ve elini tutup öptüm .

Evet işte burada , bu evde ve bu odada hayatımın kararını vermiştim . Geri dönüşü olmayan bir yola çoktan girmiştim.

Artık önümde koskoca bir yol vardı her adımı Kuzeye çıkan . Pusula orada tek bir yön gösteriyordu kalbimi heyecanlandıran .




Merhaba Sa&Ku Ailesi nasılsınız bakalım . Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız , lütfen beni o güzel yorumlarınızdan mahrum bırakmayın ve düşündüğünüz, hissettiğiniz , keşke dediğiniz ne varsa dile getirin . Sizleri çok ama çok seviyorum ❤️

Kendinize iyi bakın ...

 KUTUP MAVİSİ  Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ