Bölüm 6

171 10 7
                                    

Kütüphaneye geldiklerinde Çağla bulduğu bir görevliye:

—Buradan kitap satın almamız mümkün mü? diye sordu. Tezgâhta duran uzun boylu delikanlı ona dönüp baktığında saçları gözlerinin önüne düştü. Delikanlı, Çağla'nın arkasında duran Ayça'ya bakıp gülümsedi ve Çağla'yı yok saydı. Çağla yok sayılmaya sinir oldu ve Ayça'ya döndü.

—Bizim kütüphaneci yerine bu çocuk mu geldi? dedi.

Ayça içten bir gülümsemeyle gözünü delikanlıdan ayır-madan:

—Aslında bu bizim kütüphanecimizin yeğeni. Arada bir ona yardım etmeye burada çalışıyor, dedi fısıltıdan biraz yüksek bir sesle. Sonra tezgâha doğru yaklaştı.

—Buradan bir kitabı satın alabilir miyiz Levent? dedi Ayça neredeyse delikanlının içine girecek kadar ona sokularak. Levent hemen geri çekildi. Derin bir nefes aldı. Levent'in Ayça'ya olumsuz bir cevap vermek istemediği belliydi.

—Üzgünüm- demişti ki güçlükle Ayça onun lafını böldü.

—Neden bunu bir odada görüşmüyoruz? Biraz mahrem bir konu da, dedi Ayça. Levent kırmızı bir suratla kafasını salladı. Birlikte oradan uzaklaştılar. Çağla tezgâhın önünde yapayalnız kalmıştı oracıkta.

—Yuh! Ne oldu bu kıza? Bu nasıl bir tavır? diye düşündü Çağla şaşkınlıktan ağzı açık bir şekilde onların arkasından bakıp.

Çağla Ayça'nın ne yaptığını, Aykut'un kâğıdı oraya nasıl gönderdiğini düşünürken yerdeki halı gözüne ilişti. Halının yeri hafifçe kaymıştı. Çağla oraya doğru yavaş yavaş ilerledi. Etrafına bakındı. Kimse ona bakmıyordu. Halıyı düzeltmek için ucundan ayağıyla ittiğinde halı fazla kaydı ve halının altındaki zemine işlemiş kan lekelerini gördü. Aklına Ayça'nın anne ve babasının burada öldürüldüğü fikri geldi. Üzgünce halıyı kan lekelerini örtecek şekilde tekrar iteledi ayağıyla ve ilerideki tezgâha doğru yürüdü. O sırada Ayça ve Levent oraya geldi.

Levent Ayça'ya doğru eğildi ve:

—Normalde bu izin verilebilecek bir iş değil ama senin ailen burayı kuran kişiler olduğundan ve sen yasal olarak buranın sahibi olduğundan sizin kitabı satın almanızda bir sorun yok. Kitabı satın alabilirsiniz ama kitap eski bir dille yazıldığı için kitabı anlamayacaksınız, dedi ve kitabı Ayça'ya uzattı. Sonra yerdeki halıya üzgünce baktı. Ayça da halıya baktı.

—Ama kitabın dilinin sözlüğünü alırsanız işiniz kolaylaşır. Bunu size ödünç verebilirim, dedi Levent ve kitaplığın arasına girdi. Bir süre sonra elinde bir sözlükle geldi. Ödünç alma işlemleri bitince Levent gülümseyip Ayça'ya baktı.

—Sana çoooook teşekkür ederim Levent! dedi Ayça ve Levent'i yanağından öptü. Levent şaşırmış bir şekilde yanağını tutuyordu ki Ayça kıkırdayarak Çağla'nın yanına geldi ve oradan çıktı. Çağla son bir kez dönüp baktığında Levent'in mutlu bir şekilde gülümsediğini ve onlara el salladığını gördü.

Biraz uzaklaştıklarında Çağla Ayça'yı kolundan çekti ve:

—Ne yaptığını sanıyorsun sen? Onun duygularıyla alay ettiğinin farkında değil misin? Bu tür şeylerden nefret ederim bunu bilmiyor musun? dedi yıkılmış bir şekilde.

Ayça onun elinden kurtuldu ve:

—Sana dolaylı olarak da kendime yardım etmeye çalışıyorum, dedi rahat bir şekilde.

—Öyle olsa bile onu öpmene gerek yoktu-

—Çağla, sakin ol. Senin bu tür şeylerden nefret ettiğini biliyorum ve onunla alay etmiyorum. Aksine ben ondan hoşlanıyorum, dedi Ayça kızararak. Çağla şaşkınca baktı.

Ölümsüzler Birliği (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin