4.BÖLÜM: BABA

Start bij het begin
                                    

"Neden ağlıyorsun?"diye seslendim yeniden. Aramızı açmasına izin veriyor ve bilerek yanına gitmiyordum. Benden korkmuştu, onu daha fazla korkutmak istemiyordum.

"Neden beni takip ediyorsun?"diye sordu geri. Etraftaki taksilere sırasıyla bakınıyordu. Boşta bir taksi bulmaya çalıştığı belliydi.

"Seni birine benzettim. Şimdiyse neden ağladığını merak ediyorum."diye bağırdım. Aramız oldukça açılmıştı, dediklerimi duymuş olmasını diliyordum. Ona karşı açık olmuştum, saklayacak hiçbir şeyim yoktu. Hayattan bezmiş gibi çıkan sesim ilk defa bir duygu belirtisi gösteriyordu. Merak.

"İşten kovuldum."Sesini kalabalıktan seçebilmiştim. Bana cevap vermesi hoşuma gitmişti. Aramızdaki kalabalık artmıştı, onu kaybetmekten korkuyordum.

"Bir şeyler içmek ister misin?"Angelina'nın sesini kısa bir süre sonra yeniden duyuşum beni şaşırtmamıştı. Ama sesi artık daha yakından geliyordu. İlerlemeye devam ederken kadının durup beni beklediğini fark ettim, yanına yaklaşırken beni baştan aşağı süzüyordu. Hareketleri beni eğlendirmişti. Modu bir dakikadan diğerine değişiyor gibiydi. Artık ağlamıyordu, dikkatini tamamen dağıtmıştım.

"Seni tanımıyorum."dedim, sesimdeki alaycı tınıyı sezmişti. Tiz bir kahkaha sesi şehrin kalabalığına karıştı.
"Ben de kendimi tanımıyorum."dedi kadın kahkahasının arasından. Gülümsedim. Ne kadar tanıdık göründüğünün farkında değildi. Uzaktan Anka'ya benziyordu, tavırlarıylaysa Destina'ya. İlk defa kendimi yakın hissetmiştim. Bir yabancıda bir türlü kopamadığım geçmişimden ironik kırıntılar bulmak beni rahatlatmıştı.

"Beni takip etmeye devam mı edeceksin?"diye sordu yeniden.
"İyi olduğundan emin olmaya çalışıyorum."dediğimde genç kadın yeniden güldü ve başını iki yana salladı. Amacımın gerçekten bu olmadığını düşünüyor olmalıydı.

"Yalan söylüyorsun. Amacın geceyi geçirebileceğin bir kız bulmak."dedi. Aklından geçenleri süzmeden söylüyordu. Açık sözlü olmasını sevmiştim. Dudak büzdüm.

"Beni bir şeyler içmek için çağıran sendin. Ben sadece neyin var diye sordum. Bence geceyi biriyle geçirmek isteyen sensin."dediğimde genç kadının kaşları çatıldı. Ardından gülümsedi ve başını iki yana salladı. Bunu itiraf etmeyecekti.

"Ne iş yapıyordun?"diye sorduğumda kadının gözlerindeki şüphe keskinleşmişti.

"Bankacıyım."dediğinde başımı salladım.

"İşe mi ihtiyacın var?"diye sorduğumda başıyla onayladı ve burnunu çekti. Sokak lambasına yaslanmış ellerini kucağında birleştirmişti. Üzerinde lacivert bir kalem elbise vardı. Boynuna bir fular bağlamıştı. Omuzlarındaysa krem rengi bir ceket asılıydı.

"Ben bir antrenörüm, milli bir sporcu yetiştiriyorum. Turnuvalar artıyor, galibiyetler ve kazançlar da öyle. Bir ekip kurmak istiyorum. Bir muhassebeciye de ihtiyacım olacak..."Kadın bir elini kaldırıp beni durdurdu.

"Bundan banane?"dediğinde kaşlarım havaya kalktı. Atlamak istemiyordu ama merak ettiği hissine kapılmıştım.

"Benimle çalışır mısın?"diye sordum. Kadın benden artık korkmuyordu, yüzünde kendine emin bir ifade vardı ama bu sorum birkaç saniyeliğine o bariyerin ardına geçmiş gibiydi. Sorumu duymazdan gelmişti.

"Adın ne?"diye sorduğunda duraksadım. Sorumu duymuştu, sadece kafası karışmıştı.

"Kaya. Senin?"

"Angelina."dedi kadın. Sıkmam için elini uzatmamıştı. Memnun olduğunu belirtircesine başını hafifçe eğdiğinde ona eşlik ettim. Memnun olmuştum.

MODEL-2Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu