-26-

511 32 65
                                    

şirketten içeriye Yusuf ile birlikte girdiğimizde tüm bakışlar bize dönmüştü.

sekreter kızların, aralarında fısıldaşıp beni göstermeleri ne kadar sinir bozucu olsada sakin olmaya çalışıp Yusuf'u arkamda bırakarak, asansöre doğru ilerledim.

hemen asansöre binip kapısını kapatma düğmesine hızlıca basarsam Yusuf yetişemeyecekti.

öyle de yaptım fakat tam kapı kapanırken Yusuf içeriye kendini bildiğiniz atmıştı.

dengesini sağlayamayan Yusuf, bana toslayıp , asansörün duvarına çarpmama neden olacakken hızlıca belimden tutarak beni göğsüne yapıştırmıştı.

heyecandan kalbim almış başını gidiyordu.

ben bu çocukla iki yıldır aynı evi paylaşırken bu kadar yakın olamıyordum fakat nedense ondan uzak durmaya karar verdiğimde hiç olmadığımız kadar yakın olmaya başlamıştık.

ne kadar da saçmaydı.

hızlıca göğsüne vurup onu ittim.

"öküz müsün sen be !"

güldü ve arkamda duran aynaya bakıp, saçlarını duzeltip cık sesi çıkardı.

"Öküz müyüm bilmem ama, çok yakışıklıyım be kardeşim..."

yüzümü buruşturup gözlerimi devirdim.

kendini beğenmiş herif !

ama çok yakışıkli olduğu kısım doğruydu ne yazık ki...

"iki tane asansör varken ne diye buraya geliyorsa sanki..."

diye kendi kendime söylenirken bir yandan da çıkacağımız kata bir an önce gitmek istiyordum. onunla olduğum zaman beni çok rahatsız edici bir heyecan sarıyordu.

eskiden bu his çok hoşuma giderdi oysa ki...

telefonum çalmaya başladığında çantamdan çıkarmaya çalıştım.

arayan Giray'dı

"efendim Giray ?"

Yusuf bakışlarını aynadan hızla çekip yanıma geldiğinde ona ne yapıyorsun bakışı attım.

"Toplantı beş dakika sonra siz nerelerdensiniz acaba güzeller güzeli Selen Hanım."

Yusuf zorla kulağını telefona dayayıp Giray'ın dediklerini duyduğu sırada onunla büyük bir cebelleşme içine girmiştik.

kafamı tutup, sağ tarafımi resmen kulağına dayamıştı.

Ben ise kurtulmaya çalışıyordum.

Yusuf Sinirle elimdeki telefonu alıp bağırmaya başladı.

"Gelmiyor Lan selen toplantıya falan ! iptal et. sokarım toplantısına da, projesine de. Kimsin lan sen güzel diyorsun ona ? Kimsin !"

telefonu almaya çalışırken asansörün kapısı açılmış Önünde bekleyen insanlar bize uzaylı görmüş gibi bakmaya başlamıştı.

Haklılardı çünkü Yusuf'tan telefonumu almaya çalışırken koluna asılmıştım ve ayaklarım yerden kesilmişti ama kolu beni resmen taşımıştı.

ve cebelleştiğim için saçım başım birbirine gitmişti.

en hassas noktasını biliyordum neyse ki...

hemen Yusuf'un kolunu bırakıp saçından tuttuğum gibi sürüklemeye başlamıştım.

e insanlıktan anlamıyorsa bu benim suçum değildi yani...

~YAĞMUR~Where stories live. Discover now