Bedenlerinin birleşmesi için az bir mesafe kalmışken Taeyong kendini büyük olanın kaslı göğsünde bulmuştu bile.

"S-Senpai?"

Kalbi amansızca hızlı atarken Taeyong rüyada mı olduğunu sorguluyordu, ona sarılıyordu. İmkansız gördüğü bir şey şu an gerçek oluyordu. Göğsüne tutunan ellerini hareket ettirmeden beklerken Jaehyun cevap vermek yerine küçük olanı daha çok kendine çekip sıktı. Taeyong artık nefes alamıyormuş gibi hissediyordu.

"J-Jaehyun nefes- nefes alamıyorum"

  Jaehyun yaptığı şeyin farkına vardığında sarılmasını gevşetti. Fakat onu bırakmadı.

Jaehyun dalgalı siyah saçlara öpücük kondururken Taeyong nasıl nefes alınır unutmuştu. Jaehyun küçüğün saçlarına çenesini koyup beklediğinde Taeyong kıpkırmızı kesilmişti.

"Y-Yoonoh."

Jaehyun ikinci adı söylendiğinde Taeyong'a sardığı kolları açtı ve yanaklarını avuçladı. Jaehyun sakin davranırken küçük olan ise endişe içindeydi. İlk defa böyle bir temas içerisine giriyordu.

  "İsmimi tekrar söyle."

Taeyong neden anlamamıştı fakat fazla sorgulamadı, sadece büyük olanın istediğini yaptı. Dudaklarından isminin dökülmesine izin verdi.

"Yoonoh..."

Jaehyun Taeyong'un dudaklarından isminin çıkışını usulca izlediğinde söyledi. Hem bu sırada küçük olana çekici bir gülümseme ile bakıyordu.

"Adımın dudaklarına yakışacağını söylemiştim."

Taeyong kalbi daha da hızlı atarken hâlâ kırmızı yanakları büyük olanın avuçlarında bekliyordu. Taeyong ne demesi veya nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Hepsi ona bakarken bir anda uçmuştu sanki. Dokunuşu altında düşüncelerini kaybetmişti Taeyong.

Kalbinin sesi kulaklarında öyle uğulduyordu ki Taeyong Jaehyun'un ona yaklaşan yüzünü son anda görebilmişti.

Jaehyun yaklaştığında Taeyong paniğe kapılıp gözlerini hızlıca kapattı. Gözlerini öyle sıkmıştı ki bir an canı acımıştı. Onu öpmek istiyordu, ama kalbi çok hızlı atıp ona engel olacak bir seviyedeydi. Milim kalmış dudakları birleşirse sanki yere serilecekti.

Taeyong gözleri kapalı bir şekilde yaklaşan büyüğünün dudaklarını avucuyla aniden kapatıp söyledi.

"D-Dur"

Jaehyun'un kapalı olan kahverengi gözleri aralandığında Taeyong pişman hissetmişti.

Küçük olan avuç içini yavaşça Jaehyun'un dudaklarından çektiğinde Jaehyun ondan yavaşça uzaklaştı.

  "Özür dilerim, rahatsız olacağını ya da tiksinebileceğini düşünmemiştim."

Taeyong büyüğün düşen geniş omuzlarına baktığında kalbi acımıştı. İstediği bu değildi, istediği kesinlikle bu değildi. İstediği sadece onu mutlu etmekti. Neden şimdi işler tersine dönüyordu? Neden peki şu an istemediği bir şeyin gerçekleşmesine izin veriyordu?

  Hayır izin vermeyecekti.

Taeyong büyüğüne iki üç adım atıp kapıda bittiğinde Jaehyun boynunu saran kollar ve bir adet parmak ucuna yükselen ince bir beden hissetmişti.

Öpüşü acemilikle doluydu, zaten ilk defa birini öpmeye çalışıyordu. Bu yaptığı bile ondan beklenmeyecek bir hareketti.

Jaehyun'un karşılık vermesi ve Taeyong'un belini sarması bir saniyeyi bulmuştu. Jaehyun nazik olmak için ayriyeten uğraşırken küçük olanı korkutmak istemiyordu, bu yüzden tatlı aromalı dudakları nazikçe sola yatırıp öptü.

Taeyong'un yapabildiği ise sadece dudaklarını oynatabilmek ve bayılmamak için kendini tutabilmekti. Şu an bedeninin her bir tarafı yanıyordu.

Dudakları nefes nefese kalmış bir şekilde ayrılırken sıcak nefesleri bir süre birbirine karıştı. İlk konuşabilen Taeyong olduğunda Jaehyun olduğu yerde donmuştu. Küçük olanın dudaklarının tadıyla başı dönmüştü.

  "Gitsem, gitsem ş-şey iyi olur..."

Taeyong utangaç ve koşar adımlarla spor salonundan çıkarken Jaehyun ise kendini dudaklarında parmaklarını gezdirirken bulmuştu.

🎨🎨🎨

🎨🎨🎨

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
virtuoso // jaeyongWhere stories live. Discover now