#KimsinSen

673 62 11
                                    


Gerçek yazar tarif istemez!

Gerçek yazar tarif istemez!

Gerçek yazar tarif istemez!

Rüyadan terler içinde uyandım. Nefes nefese kalmıştım ve beynimin içinde hala cümleler dönüyordu. Katilin gülüşü ne kadar da iticiydi. Gerçekte de böyle miydi acaba? Yoksa bu benim hayal gücümün uydurduğu bir şey miydi?

Yatacak adamakıllı bir yer bulunca hemen kabuslarım beni ele geçirmeye başladı. Oysa ki kolay kolay rüya görebilen bir insan değilim. Ama rüyaların derin bir anlamı olduğuna her zaman inanırım. Bu rüyadan ne çıkartmam gerekiyor bilmiyorum, ama katilin parmağımdaki kana, aşıklar gibi bakmasını ve "Gerçek yazar tarif istemez!" deyişini hatırlıyorum.

Yattığım yerden kalkıp doğruldum. Bir anlığına boş boş bakındım. Kafamı kaşıyıp, rüyamı düşündüm. Ağzım kurumuştu ve karnım gurulduyordu. Benzinliğe gidip yiyecek bir şeyler almalıydım ama orada hazır gıdadan başka bir şey yoktu. Eğer sürekli çikolata, bisküvi ve cipsle beslenirsem iyi olmayacaktı. Hayır, yanlış anlaşılmasın, abur cubur yemeyi çok severim. Yine de genel beslenme ihtiyaçlarımı karşılamayacağı kesindi.

Annemden öğrendiğim ilk yemek kuralı; her gün protein içeren şeyler yemem gerektiğiydi. Et, yumurta, kuru fasulye, nohut... Şu anki zulamla bunları pişirebilecek malzemem olsa da, ürünleri bulabileceğim bir market yok.

Ah, şu an tavada kızarmış yumurta için neler vermezdim! Sahanda yumurta sevmem ama şimdi olsa kıtlıktan çıkmış insanlar gibi dalardım.

Oteldeki kuğulu salamla yaptığım kahvaltıdan sonra, bir yumurtaya bile muhtaç kalacağım bu günler hiç aklıma gelmezdi. Ben krallar gibi yaşıyordum orada! Ne vardı beni bu işe bulaştıracak?

Bazen kendimi katilin yerine koyuyorum. Neden bunu yapmış olabilir ki? Alıp veremediği benimleyse neden Tess'i öldürsün? İntikam için mi? İyi de intikam olması için benim de onun en sevdiği kişiyi öldürmüş olmam gerekirdi. En son hatırladığım kadarıyla ben kimseyi öldürmedim. Hatta yaralamadım bile.

Beni katil gibi göstermeye çalıştı ve başardı da. Gerçi o polis azıcık akıllı olsaydı, o patlamadan beni sorumlu tutmazdı. Herhangi birinin karnına nasıl bomba yerleştirebilirim ki? Bomba nasıl hazırlanır onu bile bilmiyorum ben!

Bir de "Beni yaz!" meselesi vardı. Yazmaktan kastı neydi ki acaba? Bloguma mı yazmamı istiyordu ki? Ben blogumda katili anlatsam bile kim beni dinleyecekti ki? İyi de bu adam benim blogum olduğunu biliyor muydu ki? Benim Ev Kızı Evren lakabıyla dolaştığımı bile bilmiyor olabilir. Hatta oraya gitmem bile tamamen tesadüf olabilir.

Belki de suçu kimsenin üstüne atmayacaktı. Tess'i öldürüp, oradan gidecekti. Ama ben karşısına çıkarak planını bozdum! Evet, evet! Kesin böyle oldu! Eee, öyleyse neden bana kalemi verdi? Kafayı yiyeceğim.

Karnımın gurultusu, beynimdeki gürültüyü bastırdı. Hemen bir şeyler yemem gerektiğine karar verdim. Kafama şapka geçirip eşyaların arasından üzerime bol bir kapüşonlu buldum. Cebime de yeterli miktarda para sıkıştırdım. Kameralara bakmazsam, hatta yüzümü hiç yukarıya kaldırmazsam bu işi halledebilirdim. Kasiyer tanımadığı sürece sorun değildi. Hem Hazal ne demişti, işin özü kendine güvenmekte! Nasıl Hazal'ın kartıyla içeri girerken kendinden emin bir tavır sergilediysem, burada da aynı taktiği uygulayacaktım. Orada hayvan gibi adam ses etmemişti, işinden gücünden bezmiş kasiyerin pek takacağını sanmıyorum.

Yola koyuldum. Ormanın derinliklerine doğru kulağımı kabartıp sesleri dinledim. Dünkü geri dönüş yolunda ormanın otoyola yakın kısmından ilerleyerek benzinliği bulabileceğimi keşfetmiştim. Hem bu sayede ayıdan da uzakta olduğuma emin olurdum. Ne de olsa araçlar onu korkuturdu.

Ev Kızı Evren (Altın Günü Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin