Normal şartlarda asla böyle afallamayan kız gün yüzüne çıkan gerçeklerle adını anmaya korkar olmuştu.

Betül karşısında kıvranan kıza aldırmadan cevap verdi...

"Aşkın kokusunu sadece sahip olan duyar... Sen duymuşsun, duyuyorsun fakat ben hiç dikkat etmedim. Cesur benim için sıradan biri iken senin için özel biri. O yüzden kokusu seni bu kadar etkiliyor."

Ece hazır vitesi köklemiş iken devam etti...

"Bak mesela o kadar suratsız o kadar sinirli ama böyle bir minicik tebessüm etsin sol yanağında beliren gamzesine dokunmak istiyorum. Arsız adam bir de bu aralar durmadan gözüme gözüme sokmuyor mu o gamzeyi... Uzak durmak istesem bile iyice aptallaşıyorum karşısında..."

Betül sessizce Ece'nin oturduğu koltuğa yaklaşarak genç kızın yanına oturdu ve usul usul cesaret vermek istercesine saçlarını okşamaya başladı.

"Peki bu gece neler oldu? Yani apar topar çıkıp gittiniz ve sen eminim geldiğinden beri o zamkla yapışmış gibi oturduğun koltuktan kalkmadın..."

"Bana bir şey söyle, dedi... Gözlerime bak ve orada kendini gördüğünü söyle dedi. Ben de," Durdu ve bu kısmı nasıl anlatacağını düşünmek için kendine zaman tanıdı ama Betül o kadar sabırlı değildi. "Evet, sen de ..." Devam etmesini belirtir şekilde konuştu...

"Iıı şey ben de yani bir an da oldu bende anlamadım ama sonra konuşamadık zaten yani şey belki konuşurduk ama ben kaçtım yine ve şey oldu işte, eve geldim."

Betül yine sazı aldı eline...

"Aa yeter saçmaladığın Ece! Dediklerinden bir şey anlamamı mı bekliyorsun Allah aşkına? Sen kendin bile ne dediğinin farkında değilsin ki!"

"Of Betül amma da sıkıştırdın be kızım...Cevap ver deyince veremeyeceğimi anladım ve öptüm onu tamam mı? Ben Cesur'u öptüm ve ardından bir tokat daha aşk ederek yanından kaçtım...

*****

Cesur artık rutine dönen öpüşme tokat ritüelinden sonra bir eli sızlayan yanağında bir eli kalbinde kalakalmıştı. Bir müddet aptallık anının geçmesini bekledi. Kendisine karşı aynı hisleri beslediğinden emin olduğu kızın asi bakışlarını düşünerek arabasına binip evinin yolunu tuttu.

Cevabın öpücük ile verilmesini olumlu olarak kabul etmişti genç adam ve ardından gelen tokat kabullenişin nişanesiydi.

E bu ikisi de bir miktar deli olduklarına göre bu da normal kabul edilebilirdi....

Yine ne konuşmaya gelmiş ne yaşamıştı ama umurunda bile değildi. Nasıl olsa bundan sonra sık sık görecekti Ece'yi...

İlla ki konuşurdu ama bu saatten sonra nasıl konuşurdu bilmiyordu. Genç adam kızın bir süre olanları sindirmesi için bir kaç gün uzak durmaya karar vermişti.

Biliyordu ki bu dik başlı deli kız ne kadar üstüne giderse o kadar geriye kaçacaktı. Kendine verdiği birkaç gün uzak dur sindirsin dediği sözün günlerce Ece'yi arayıp bulamayacağından habersiz verilmiş bir söz olduğundan habersizdi...

*****

İki genç kız birbirlerine sarılmış son günlerde yaşanılan gerilimli günlerin üzerlerinde bıraktığı yorgunlukla sessizce oturuyorlardı. Ece bir anda aklına gelen tatil fikriyle sırnaşarak Betül'e sokuldu. "Beti hani izin al bir yerlere gidelim demiştin ya, nasıl olsa iki hafta izinliyim kaçalım mı bir yerlere ne dersin?" Hevesli gözlerini arkadaşına dikmiş olumlu bir cevap almayı bekliyordu.

Günlerdir yaşanan tantanadan azıcık uzaklaşmak her ikisine de iyi gelecekti. Betül kendinden çok kuzusunun ihtiyacı olduğunu düşündüğü tatil fikrine tabi ki de sıcak bakıyordu.

CESARETİN VAR MI? (Tamamlandı) Where stories live. Discover now