0.5

1.2K 136 85
                                    

"Ve sen de uyanınca yüzüne bile bakmadan çekip gittin öyle mi?"

Kihyun bir elindeki elindeki gofreti diğer elinde sıkıca tuttuğu dondurma kabına daldırıp ağzına attı ve sonrasında onaylar gibi bir mırıltı çıkarttı.

Hyunwoo'nun arabasındalardı. Hyunwoo arabayı sürüyor, Kihyun da yan koltukta tepiştiriyordu.

"İnanılmazsın Kihyun..."

"Ne yapsaydım? Zaten yeterince rezil oldum. Resmen ona sarıldım ve sarılırken uyuyakaldım."

"Bence çok tatlı."

"Kes sesini. Üzerimde feromonlarını kullandı."

"Hani sen böyle şeylere aldırmıyordun? Dayanabiliyordun?"

"Alan dar ve havasızdı. Ayrıca korkmuştum. Bunlardan dolayı olmalı."

"Tabii... Kesinlikle öyledir. Bu dediğin mantıklı bile değil farkındasın değil mi?"

"Neden bana yükleniyorsun? Beni kendine çekmeye çalıştı diyorum."

"Sana seni sakinleştirmek istediğini söylemiş."

"Ama sen de bana ben olayı anlatmaya başladığımda ona asansör meselesinden daha önce bahsettiğini söyledin."

"Muhtemelen unutmuştur."

"Neyse ne..."

Tüm dondurmasını ve gofretini büyük lokmalarla bitiren Kihyun, Hyunwoo nihayet durduğunda arabadan indi. Hyunwoo camları açtı ve:

"Akşam gelip seni alırım," dedi.

Kihyun kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Gerek yok. Kendim dönmek istiyorum. Temiz hava alırım."

"Sen nasıl dersen... Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Elindeki her şeyi bulduğu ilk çöpe attıktan sonra bebek mavisine boyanmış, çevresindekilerin aksine cıvıl cıvıl parlayan, büyükçe bir binaya girdi. İçeriye girdiği an onu karşılayan ilk şey geniş bir girişti. İçerisi otel görünümündeydi ve giriş de tıpkı bir lobiye benziyordu.

Fakat dekorasyonu bir ev gibiydi. Yerde eski halılar, kilimler seriliydi. Geniş girişin ortasında salon dekore edercesine dizilmiş bir koltuk takımı vardı. Sıcak hissettiriyordu.

Aniden küçük bir çocuk koşa koşa Kihyun'un bacaklarına sarıldı.

"Kiki! Hoş geldin!"

Kihyun bu harekete kıkırdayıp çocuğu hemen kucağına aldı. Saçlarını okşarken küçük oğlan oldukça mutlu gözüküyordu. Oğlan elindeki oyuncak kurdu Kihyun'a gösterdi ve:

"Bu kurdun adı Kiki olacak," dedi.

"Beğendin mi?"

"Beğendim. Çok güçlü gözüküyor."

"Sen de çok güçlüsün! Annem öyle söyledi."

"Teşekkür ederim. Bu arada annen mi geldi?"

"Evet! Birkaç gündür burada! Bu oyuncağı da bana az önce o getirdi. Anne! Kiki gelmiş!"

Ufaklığın seslenişiyle beraber girişteki koltuklardan birinin ayaklandığı görüldü. Bu küçüğün annesiydi. Kihyun kadını görünce kocaman gülümsedi.

"Sonunda buraya gelmişsin... Geleceğini biliyordum. Yoonsuk, sen git kurtçuk Kiki'yle oyna. Biz annenle konuşalım."

Çocuğu yere bırakan Kihyun onun gülerek uzaklaşmasını izledi. Ardından annesiyle beraber bir koltuğa oturdu.

Essence // KihyukWhere stories live. Discover now