Karmakarışık Hisler

En başından başla
                                    

"Ama hyung bu sadece bir senaryo? O kadar üzülme lütfeen~"

Halimize gülsem mi ağlasam mı bilemiyordum fakat içimi rahat ettiren tek şey ortadan kaybolan Mark ve Lucas'tı.

Bir süre daha salonun boşalmasına dek sohbet edip oyun hakkında Chenle'ya övgüler yağdırmıştık. Hatta öyle ki ben olanları unutup rahatlamıştım.

Daha sonrasında ise sabahtan beri beklediğim şey olmuştu. Konuşa konuşa çıkış kapısına geldiğimizde karşımızda dikilen Lucas ve yanındaki Mark bizi bekliyordu.

Açıkçası o an ne yapacağımı bilemiyordum. Lucas bizim başımıza gelenleri duyabilirdi, kavga çıkabilirdi ya da birçok şey...

Fakat hiçbiri olmadı. Beklenmedikti. Lucas bizi görünce selam verip yanındaki Mark'ın omzuna dokunduğunda sonumuz geldi sanıyordum halbuki.

"Sizi arkadaşlarımla tanıştırayım..bu Mark Lee liseden beri tanıyorum kendisini..ve bu da abisi Jaehyun hyung. Bunlar da Donghyuck, Jeno, Jaemin ve Renjun. Yeni arkadaşlarım."

Bizi böyle takdim etmesi bir yana dursun Jeno'daki sakinlik beni daha da geriyordu. Mark ve biz birbirimizi kısmen de olsa malesef tanıyorduk fakat o an şükürler olsun ki kimseden bir atak gelmemişti. Yanındaki gamzeli yakışıklı çocuk ise neyse ki olaya yabancıydı.

"Memnun olduk."

Renjun yine en mantıklımız olarak sabahtan beri ağlamaktan kısılan sesini temizleyip bizim adımıza nezaketen konuştuğunda derin bir nefes alıp çıkış kapısına gözlerimi çevirdim.

Gitmemiz gerekiyordu.

"Şey..artık gitsek? Bizim..bizim bir işimiz vardı da."

Jaemin acemice konuyu değiştirdiğinde ona sonradan teşekkür etmeyi aklıma not ettim.

"Olmaz! Hyung beraber kutlama yemeği yiyeceğiz! Siz de gelin lütfen! Hem Mark hyunglar da bize katılırlar? Lütfen.."

Bu çocuk neden her seferinde beni sevimliliğiyle yumuşatıyordu. Tanrım...

"Olmaz! Yani...olmaz Chenle çünkü bizim şeyimiz var.."

'Neyimiz var Lee Donhyuck?'

"Neyiniz var hyungie?"

"Şey işte canım...heh misafirimiz!"

Aniden bağırmamla ne tür bir bipolar olduğumu anlayamamış olsalar gerek herkes irkilmişti. Mark ise yüzündeki alaylı ifadeyle 'iflah olmaz bir salaksın' bakışı atıyordu. Nefret ediyordum ondan.

Sanki haksız(!)

Kafamdaki Jaemin sesindeki tınıyla beynimi tırmalamaya başlamıştı yine.

"Evet canım malesef misafirimiz var. Ama seni tebrik ediyoruz. Mükemmeldin...bir dahaki sefere artık tamam mı? Kusura bakma."

Tanrım Renjun ortamı temizlemekte bir numaraydı.

"Ama hyung..neyse. Sizi sıkmayayım daha fazla. Gelmeniz bile yeterdi.."

"Bence de. Başka zaman gelirler."

Mark sertleşen sesiyle araya girdiğinde solumda duran Jeno'nun hızlanan nefeslerini duyuyordum. Koluna girip sakin olmasını belirttiğimde çok geç kalmamıştım neyse ki. Bu sırada Mark'ın abisi de hafifçe kardeşini dürtüp gözlerini devirmişti. Sevimli birine benziyordu kardeşinin aksine!

"Biz şimdi bir taksiyle eve gidelim. Acelemiz de var malum. Size iyi eğlenceler."

Aceleyle konuştuğumda Lucas bizi bırakmak istediğine dair cümleler sıralıyordu fakat yanındaki suratsız çocuk öyle rahatsız ediyor ve karşısında hepimizi öyle iğrenç ,öyle ezik hissettiriyordu ki, konuşmasa dahi yetiyordu hareketleri.

Finally//Beautiful Stranger • markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin